BAEKHYUN ~8~

60 8 2
                                    


Jongin bize hastane koşullarından bilmem kaçıncı kez bahsederken ben de sıkılmış bir şekilde devam etrafı seyrediyordum. Hayır yani; Kore'deyken iki kere anlattı, Amerika'ya geldik tekrar anlattı, şimdi ise tekrar anlatıyordu. Gerizekalı mıydık biz? Anlayamıyor muyduk?

- Jongin... Yeter! Hastane prosedürlerinden dolayı kafam patlayacak. Aynı kelimeleri tek tek sırasıyla daha önce çok söyledin. Bil--- KİM BU SAYGISIZ?!

Konuşmam açılan kapıyla kesilince kendimi bağırmaktan alamamıştım. Çat kapı içeri mi girilirdi? İçeri giren sarışın uzun boylu çocuğa baktım.

- Özür dilerim, ben sizin burada olduğunuzu bilmiyordum. Jongin'e gelmiştim.

Müdürüyle ne kadar rahat konuşuyordu?

- Ah, Sehun... Geldiğin iyi oldu. Kyungsoo, sana bahsetmiştim, bu en yakın arkadaşım Sehun. Benimle yaşıt. Sehun, Kyungsoo'yu zaten biliyor--

- Evet, fazla fazla. Sürekli bize senden bahsediyor.

Bize mi? Herhalde arkadaş grupları iki kişilik değildi.

- Sehun! Bu da Baekhyun hyung. Hemen yan odanda çalışacak psikolog. Kyungsoo'nun çocukluk arkadaşı. Size anlatmıştım dört kişiler diye...

- Ah, evet. Tanıştığıma memnun oldum hyung.

İyi bir çocuğa benziyordu bu yüzden ona iyi davranmaya karar vermiştim.

- Ben de memnun oldum. Az önceki çıkışım için de üzgünüm.

- Önemli değil.

- Sehun, sen Baek hyungu odasına götür.

Sehun ile odama giderken biraz laflamıştık. Oldukça kafa dengi birine benziyordu. İyi anlaşacağımı düşünüyordum.

- Jongin bana yan odamdaki birinden bahsetmişti. İyi dedikodu yapılırmış onunla, iyi anlaşacağımı düşünüyordu. O sen misin yoksa diğer tarafımdaki mi?

- Diğer odanda emekliliği kapıya dayanmış huysuz bir amca var. Sence?

- Kesinlikle o.

- Herhalde.

En sonunda odama girdiğimde etrafa bakındım. Burası çok güzeldi. Kore'deki odama hiç benzemiyordu. Resmen odamla aşk yaşıyordum.

- Hyung, benim ayarlamam gereken bir iki belge var. Bir ihtiyacın olursa yanıma gel. Odamı biliyorsun zaten. Görüşürüz...

- Görüşürüz, Sehun. Bu arada gerçekten gelirim ha. Kibarlıktan konuşma yani.

- Lütfen gerçekten gel, çünkü çok sıkılıyorum.

Güldüm ve Sehun'u gönderdim. Odamı biraz düzenledikten sonra telefonum çaldı. Arayan Luhan hyungdu.

- Efendim, hyungların en tatlısı?

+ Baek~ hastaneye geldim fakat Kyungsoo açmıyor. Sen neredesin? Öyle salak gibi dikiliyorum lobide. Görevli kadına sizi sordum, anlamadı beni. Tartıştım biraz, sinirlendim.

- Hyung, yavaş. Sakin ol. Ben şimdi lobiyi arıyorum, seni bana getirsinler.

+ Tamam.

Telefonu kapatıp bana verilen listede lobinin yanında yazan numaraları tuşladım. Kadına hyungu getirmesini söyledim ve kem küm etse de 10 dakika sonra Luhan hyung odama giriş yaptı.

- Bu hastane kocamannnn!!

- Benimle aynı tepkiyi verdin hyung.

- Ama öyle! Odan da çok güzelmiş! Şimdi bu psikoloğun odasıysa senin Kore'deki herhalde çöplüğü idi.

- Dimi, hyung? Burası bir efsane.

Bir süre daha oturup konuştuk. O da buradan çıkınca iş görüşmelerine gideceğini söyledi.

- Hyung, sen gitmeden önce kantinde bir kahve içelim mi?

- Olur, kantin nerede?

- Bilmiyorum, Sehun'a soracağız.

- Sehun da kim?

- Yeni tanıştım, yan odamda. Kafa dengi ve Jongin'in yakın arkadaşı.

- İyi tamam hadi soralım.

Odamdan çıkıp Sehun'un odasına girdiğimizde ağzımızın açılması bir olmuştu. Uçakta karşılaştığımız koca kulak buradaydı. Ben 'koca kulak' diye bağırırken Luhan hyung da 'uçak hödüğü' diye bağırmıştı. Luhan hyung gerçekten çok yaratıcıydı. Tabi tek bağıran biz değildik. Koca kulak da 'cılız ve çakma dedektif' diye bağırmıştı. Ben çakma değildim bir kere. Ruhumda dedektiflik vardı benim. Biz birbirimize bağırınca Sehun da mırıldanmıştı.

- Im... Sehun.






Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin :) lütfen biraz daha yorum ve beğeni verin bana

Not:

15 Ağustos haftasına kadar başka yb atabileceğimi sanmıyorum ama o hafta efsane comeback yapacağım :) 3 yeni ficle. O 3 ficin tanıtımlarını yayımladım. Bir bakarsanız mutlu olurum:)

İsimleri:

Win~ chanbaek
Exo planet
Our room ~ jikook

New City New Life (NEW1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin