Arkadaşlar öncelikle merhaba hepinize. Güzel yorumlarınız benim için değerli derken kesinlikle şaka yapmıyordum ve yorumlarınız yardımıyla yeni kararlar aldım. 😍
Hikayemin bölümleri artık uzun olacak.
Bölümler arasındaki zamanı uzatmayacağım.
Her hafta salı günü yeni bölüm sizlerle olacak.
Seviliyorsunuz keyifli okumalar 💕-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-
Tüylerim diken diken olmuştu. Beynim olanları kabul etmiyordu. Kağıtta yazan o cümle mantıklı düşünmemi engelliyordu. Donmuş, öylece kalmıştım. Kendisini bulmamı isteyen kimdi ? Nerede bulacaktım ? Daha önemlisi onu bulmamı neden istiyordu.
Bu olanların şaka olmadığını anlamaya başladım. Tüm gece ışıklar açıkken dahası ben uyumuyorken sırf bir şaka uğruna evime girmiş olamazlardı. Anlayamıyordum...Çok korkmuştum. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Kağıt benim kağıdımdı."Gece yanıma gelmiş ve ben görmedim mi ?" Dedim kendi kendime. Bu mümkün olamazdı. Uyuduğum vakitte gelmiş olmalılar. Ancak kapılar da kilitliydi. Eve girmelerine imkan yoktu.
Bütün olan biteni sorgulamayı bıraktım ve kağıdı elime aldım. O anda gözlerimin bembeyaz oluşunu aynadan görebiliyordum. Saniyeler içinde kendimi bir hayalin içinde buldum. Yine bir erkek silueti uzaktan bana doğru bakıyordu sanki. Her yer karanlıktı. Tek görünen karşıda bana bakmakta olan o siluet. Ancak o da siyahlar içindeydi. Tek görebildiğim vücudunun iri , boyunun uzun oluşuydu. Gözleri ise adeta parlıyor karanlığı deliyordu. Ani bir ışık parlamasıyla kendime geldim. Kağıda baktım. " BENİ BUL!" "Beni bul,beni bul..." diyerek yaşadığım hayali tekrar gözümde canlandırıyordum.
Normalde bu kasabadan koşarak uzaklaşmam gerekiyordu. Ancak sanki bir güç bana cesaret veriyor, burada kalmam için çaba harcıyordu. Bir an yine nefesim kesildi. Yaşadığım tüm bu olayların mantıklı bir açıklaması yoktu. Ancak ben buna rağmen sorguluyor cevap arıyordum. Korkuyordum,gerçekten çok korkuyordum. Her hücremde korkuyu hissediyor ama kurtulmak için birşey yapamıyordum. Burada kaldığım zaman içinde daha neler yaşayabileceğimi bilmiyordum. Ancak içimdeki his burda kalmam gerektiğini söylüyordu. Neden kalmak istediğim konusunda en ufak bir fikrim dahi yoktu. Ancak kalmalıydım işte. Sebepsiz... Evet gitmem gerekirken kalmayı tercih etmek büyük saçmalıktı.
Kendime geldikten sonra tedirgin ancak sağlam adımlarla odama geçtim. Kağıt hala elimde duruyordu. Bilgisayarımı aldım. Çalışmak için en iyi yer meyveliklerin arası diye düşündüm. Toparlandım ve bahçeye doğru yola koyuldum. Uzun zamandır gelmiyordum buraya. Güllerim susamış görünüyorlardı. Bahçenin kenarında bulunan küçük çeşmeden su aldım ve güllerimi sulamaya başladım. Canlı kırmızı renkleri beni benden alıyordu. Kokuları içime işliyordu. Bir an duraksadım. Bir çift gözün yine üzerimde olduğu hissine kapıldım. Nefes alıp vermem hızlanmıştı. Birden etrafıma bakınmaya başladım. Ancak yine kimseler yoktu. Kasaba halinden mi yoksa yaşadıklarımdan mıdır bilinmez bu izlenilme hissi çok sık gelmeye başlamıştı.
Ancak zaman yoktu. Artık çizimi tamamlamam gerekiyordu. Meyvelikler arasındaki mekanıma gittim. Çizimime sonunda başlamıştım. 15 dakika sonra bir çıtırtı duydum. Ses oldukça yakınımdan gelmişti. Etrafımda kimselerin olmadığına emindim. Pek umursamadan işime devam ettim. Ama ağlanacak halime gülmeyi de ihmal etmiyordum.
"Her şeyin içinde bir de bu çizimle uğraşıyorum." Dedim hafifçe gülümseyerek.
Olduğum yere uzandım bir süre sonra. Hafif ılık esen rüzgar saçlarımla dans ediyordu. Gökyüzünde bulutlar yavaş yavaş yer değiştiriyor, şekilden şekile giriyorlardı. Dudağımda istemsiz bir gülümsemeyle "Huzur..." diyordum. O sıra guruldayan midem huzurumu kaçırmak için elinden geleni yapmış başarmıştı da. Korkudan sabah kahvaltı yapmayı unutmuştum. Evden apar topar kaçışım aklıma geldikçe sırıtmama engel olamıyordum.
"Güzel bir kahvaltı iyi olurdu." deyip yerimden doğrulduğum anda karşımda bir adam gördüm. Korkup geriledim. Elinde yiyeceklerle dolu bir kahvaltı tepsisi vardı.
"Sanırım birileri çok acıkmış." diyerek gülümsüyordu bana.
Ben ise karşımda duran bu iri adama öylece bakakalmıştım.
Şaşkınlığımı atlatır atlatmaz "Ne işin var senin burada!" diye bağırmıştım.
Yüzündeki güler yüzlü ifade solmamış üstüne bir de kahkahayla " Tamam korkuttum özür dilerim ama bunu yapmak istememiştim. ""Lütfen buradan gider misin?"
"Bari geleceğine haber verseydin." Bu lafıma içten içe bende gülmüştüm. Ama karşıma korku filminden çıkar gibi gelmesinden daha mantıklı bir fikirdi.
Sinirli yapım onu daha çok gülümsetmeye sebep oluyordu."Korkma sana zarar verecek olan biri ellerinde lezzetli yiyeceklerle gelmez. Midenin guruldaması beş metre ileriden duyuluyor." diyerek koca gülümsemesiyle mükemmel dizilişteki bembeyaz dişlerini gösteriyordu bana.
Ne kadar ukala olduğunu belirten bakışlarımı diktim gözlerine. O anda istemeden yumuşadım. Gri ela karışımı gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Saatlerce gözlerine bakmak için kendimi hazır hissetmiştim.
"N...nerden bileceğim elindekilerle beni zehirlemek isteyeceğini ??"
Büyük bir kahkaha atmıştı. Bende istemsizce az önce söylemiş olduğum o cümleye gülmüştüm. Kahkahaları giderek artıyordu. Ben ise utangaç nir ifade takınmış adeta kabuğuma çekilmiştim.
Bunu anlamış olmalı ki yanıma oturdu ve "Bak, bu gerçekten komikti." dedi.
Yanından biraz uzaklaştım. "Kabul ediyorum." dedim sessiz bir biçimde.
Yüzüne bakamıyordum ama onun bakışlarınının üzerimde olduğunu hissediyordum.
Sessizlik olmuştu şimdi. Ne o ne de ben konuşmuyorduk. Midemin guruldaması bozmuştu bu derin sessizliği. Utangaç tavırla elimi mideme bastırmıştım. Içimden ona susması için komutlar veriyordum.
"Biraz daha yememek için diretirsen miden isyan bayrağını çekecek." dedi yanımdaki ukala ses.
"Hayır,teşekkür ederim." deyip kalkmak için hamle yapmıştım ki ellerini elimde hissettim. Buz gibiydi ama yakmıştı sanki ellerimi.
"İnat etmeyi bırakmalısın. Yeni tanıştığın insanlara karşı hep böyle donuk musun ? Zaten burada seninle sabahlayacak değilim. Özür dilediğimi de hatırlıyorum. Amacım güzel bir kahvaltı etmekti. Seni gördüm ve beraber kahvaltı yapmanın güzel bir fikir olacağını düşündüm. Hepsi bu."
Sesinden sinirli olduğunu düşündüm. Yüzüne bakma ihtiyacı doğmuştu içimde. "Gerçekten bana kızdı mı?" Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Güven vermişti bana. Utanmıştım. Gözlerini kaçırmıştım gözlerinden. Şimdilik sadece köprücük kemiklerine bakarak cevap veriyordum.
"Tamam ama sadece bugünlük böyle olacak. Yüz bulma." deyip yanındaki yerime oturdum.
-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-Tekrar merhabaa. Beğenip beğenmediğinizi yorumlarda belirtin ve oy ile desteklerinizi gösterirseniz çok mutlu olurum. 🌸
Yeni bölüm hakkındaki tahminlerinizi yine yorumlayabilirsiniz.
Seviliyorsunuz 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görüyor Musun Beni ? #Wattys2017
Tajemnica / ThrillerAcaba bu kasabaya yerleşmesi hayatını değiştirmek için fazlasını mı verdi ? İnanılması zor olayların üstesinden gelmek için ona bu gücü veren neydi ? Aslında herşey güzeldi. Ta ki merakına yenilip gizem peşinde koşma isteğine kapılana kadar. Pek...