Kafeden kalkınca, direk sinemaya gitmiştik. Filmin başlamasına daha yarım saat vardı. Bu yüzden bizde sinema çevresini gezmeye karar verdik. Çeşit çeşit mağazalar vardı ve bir de yeni açılmış büyük bir çiçekçi. Çiçekler çok güzeldi. O kadar güzeldiler ki, sevgilimin onlara baktığımı anlayıp beni mağazaya götürdü. İçeri girince, mis gibi kokan çiçeklerin kokusunu hissettim. Burası adeta cennet gibiydi. Her tarafta rengarenk çiçekler vardı.
- Seç bir tane. Sana özür hediyem olsun.
- Gerçekten mi?
- Evet. Hadi tıpkı senin gibi güzel bir çiçek seç.
Hemen etrafta gezinmeye başladım. Hangisini seçeceğimi bilmiyordum. Hepsi çok güzeldi. Ta ki gözüme bir çiçek takılıncaya kadar. Güle çok benziyordu ama gülden daha koyu bir kırmızıya sahipti. Tıpkı kan gibi kıpkırmızı idi. Daha yakında baktım. Pek kokusu yoktu ama şekli ve rengi güzeldi
Bu sırada tezgahtar hanım yanıma gelerek çiçeği alıp almayacağını sordu. Aslında istemiyordum ama nedense beni al diye üzerimde bir etki yaratıyordu. Sonuçta çiçeği alıp kasaya doğru yönelmeye başladım .
Tezgahtar hanım ise bana bu çiçek hakkında bilgi veriyordu.
- Seçtiğiniz çiçek çok özel bir çiçektir. Vampir Çiçeği diye adlandırılır. Nedeni ise eski zamanlarda birisinin vampir olup olamadığını anlamak için bu çiçeğin tohumu evinin bahçesine veya ölmüşse mezarına ekilirdi. Şayet bir hafta içinde çiçek büyürse, o kişi vampirdir. Başka bir rivayette göre de vampirler önemli törenlerinde bu çiçeği kullanırlar.
- Gerçekten özel bir çiçekmiş.
Bu sırada sevgilim yanıma gelmişti ve çiçeği görür görmez, davranışlarını garipleşmeye başladı ve benden bir iki adım uzakta durarak endişeli gözlerle bana baktı.
- Keşke başka bir çiçek alsaydın canım. Bu çiçek sana göre güzel değil. Sana yakışmaz.
- Olsun yinede güzel.
- Peki sen bilirsin.
Çiçeği alır almaz, Lee'nin davranışları beni daha da şüphelendiriyordu. Yanimdan yürümek yerine ya arkamdan geliyor veya aramıza bir mesafe koyuyordu. Bu beni iyice şüphelendirmişti. Bir bahane uydurarak, sinemadan işinden vazgeçtim ve doğruca eve gidip, bilgisayarı açarak vampir çiçeği hakkında detaylıca bilgi bulmaya koyuldum. Ama yalnızca bulabildiğim mini bir diziydi. Acaba vampir gülü desem ne çıkar umuduyla Google'a vampir gülü yazdım ve tada vampir gülünün adının nereden geldiğini tut, ne amaçla kullanıldığını bile yazıyordu. En önemlisi ise dikkatimi çekmişti.
"VAMPİRLERİ KISA SÜRE İNSAN YAPAR"
Bu özellik daha da ilgimi çekmişti. Masada duran çiçeğe bakıp, tekrar bilgisayara dönüp, araştırmaya devam ettim.
"Bu dönüşüm için sadece bu çiçeğe ihtiyaç yoktur. Aynı zamanda insan kanına ve ölmüş vampirin dişinde ki zehire de ihtiyaç vardı. Hepsini bir kaba dökülüp bir gün karanlıkta bekletiliyor ve sonra karıştırıp içiliyor. Bu işlem bir vampiri 20 yıl kadar süreyle insan yapar ancak bu süre içinde bu çiçekten uzak durması gerekiyor. Eğer bu çiçeğe yaklaşılırsa, vampir eski formuna geri döner ve bu sefer bu işlemi tekrarlaması için 600 yıl beklemesi gerekiyormuş."
Aniden bilgisayarı kapatarak, bu gün olanları düşündüm. Lee'nin üstü başı kan içindeydi, gözleri ise farklıydı, teni soğuktu ve çiçeği görünce garipleşmişti. Yoksa?? Sevgilim bir vampir mi? Yok daha neler! Ama yine de içimden bir ses, bu olanlarda bir tuhaflık olduğu söylüyordu. Kafamı sallayarak, bu düşüncelerden kurtulup ödevlerimin başına geçtim. Ama hâlâ aklım fikrim Lee'ye takıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Bir Vampir
VampireSevgilim Bir Vampir ve ne yapacağımı bilmiyorum. Onu seviyorum ama peki o beni gerçekten seviyor mu? kapak tasarımı: @derya571