Kapışma

164 14 1
                                    

- H..ha..hayır! Bu olamaz! Lee bir şey söyle, sen bana zarar vermezsin. Lütfen.

Lee hiçbir şey söylemiyordu, vampirler ise bana bakıp, gülüyorlardı. Bu benim sonum olacaktı ve katilim de sevgilim olacaktı.

- Yeni nesil vampirimiz Lee Jeahwan bildiğiniz üzere bu kız için insan olmuştu ama değişimi bozuldu ve şimdi hem kızı cezalandırmak, hem de vampirimiz Lee Jeahwan tam bir safkan vampir yapmak için bu kız kanını son damlasına kadar içmesi zorunda. Ve eğer yapmazsa, kızı acılar içinde öldürmek zorunda kalacağız.

Yani ölecektim ve beni öldüren sevgilim olacaktı. Lee son kez baktım. Bana bakmıyordu.

- Sen hem yalancı hem de bir katilsin. Senden nefret ediyordum. Sen beni sırf bunun için mı 21 yılımı harcadın? Sırf bunun için mı bana yalan söyledin? Neden? Benim duygularımla oynadın. Seni asla affetmeyeceğim.

Lee hiçbir şey söylemeden bana yaklaşıyordu ve beni tutan vampir, artık beni tutmuyordu. Lee artık karşımdaydı. Elleriyle yüzümü tutup, bana döndürdü, gözlerinden yaş akıyordu. Bana baktı ve onun son alçak sesle kulağıma son sözcüklerini söyledi.

- Beni affet. Ben asla zarar vermem ama beni buna yapmaya zorladılar. Eğer bunu ben yapmazsan, seni onlar öldürecekti. Üzgünüm. Lütfen benden nefret etme, ben seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum.

Sonra yavaş yavaş boyuma doğru yaklaşıyordu. Sivri dişlerini görebiliyordum. Ellerimle göğsüne vurarak karşı koymaya çalıştım ama işe yaramadı. Burada bu şekilde ölmek istemiyordum.

- Lee lütfen beni bırak. Lütfen beni seviyorsan bırak.

Diğer vampirler ise bize bakıyordu.

- Hadi. İç şu kızın kanını.

Lee boynumu bırakarak, beni arkasına aldı ve konseye dönmüştü.

- Bunu yapmayacağım. Sevgilimi öldürmeyeceğim. Onu seviyorum ve sizden de korkmuyorum. Onu benden kimse alamaz.

- Eğer bunu yapmazsan, biz yaparız.

Beni tutan vampir bir anda aramıza girdi, beni itti ve Lee'yi arkasından tutarak, boğmaya başladı ama Lee ani bir hareketle önce vampirin kolunu kırdı sonra da kalbini eliyle yerinden çıkartı. Vampir oracıkta ölmüştü ve kalbi Lee'nin elindeydi. Bu sırada konseyin başkanı çok kızmıştı. Diğerlerine döndü ve işlerini  bitirin diye işaret vermişti. Ve iki vampirden biri Lee'nin biri de benim önüme gelmişti ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Lee diğer vampiri çoktan öldürmüştü ama ben olduğum yerde kalmıştım.

- Merak etme. Ölümün acısız olacak.

- Yaklaşma bana.

Vampir bana giderek yaklaştı ve kollarımdan beni tutup, bana sarıldı ve sonra sarılarak, beni boğmaya başladı. Nefes alamıyordum ve kemiklerimin kırıldığını hissediyordum.

- L.. le..lee y.. yar..yardım..et..Ölüyorum.

Lee tam yanıma gelecekken, vampir konseyinin başkanı, onun önüne gelerek Lee ile savaşmaya başlar ama ben ölüyordum. Lee bir yandan savaşırken bir yandan da bana talimat verdi.

- O vampirin belinde hançer var. Onu al ve ona sapla ve buradan hemen kaç.

Hemen dediğini yaptım ve o vampirin belindeki hançeri alıp, defalarca beline sapladım. Vampir ancak 6. saplayaşimda ölmüştü ve ben de son anda ölümden döndüm. Canım çok acıyordu ama Lee'ye yardım etmeliydim. Elimdeki hançerle  var gücümle koşup, konseyin başkanın karnına hançeri sapladım. Vampir saplamanın etkisiyle geri çekildi. Lee'nin yanına gittim,ağır yaralıydı. Bütün yaralarından kan akıyordu.

- Lee!

- Git buradan hemen!

- Seni burada bırakamam!

- Git!

- Hayır. Seni kaybetmek istemiyorum.

- Lütfen git. E..eğer gitmezsen seni öldürecek.

Bu sırada konsey başkanı karnındaki hançeri çıkartıp, bize doğru geliyordu. Lee son kez bana baktı ve beni kendine doğru çekip son kez öptü.

- Lütfen git. Söz veriyorum senin için ölmeyeceğim.

- Söz mü?

- Söz.

Gitmek istemiyordum ama bende son kez Lee'nin alnını öptüm. Soğuktu ama umursamadım. Sonra ağlayarak ayağa kalktım.

- Seni seviyorum ve ömrümün sonuna kadar seveceğim.

- Ben de seni seviyorum ve ömrümün sonuna kadar seveceğim.

İyice yaklaşmıştı. Lee ayağa kalktı ve bana söz kez baktı.

- Dümdüz git. Çıkış oradan.

Sonra başkan konseyine son gücüyle saldırdı.

Sevgilim Bir VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin