MULTİ : MASAL
Hastaneden çıkışımızı dün öğlen saatlerinde yapmıştık. Eve gelip bir güzel dinlendim, hastanenin pisliğini üzerimden atmak için güzelce yıkandım. Artık kendime tam anlamıyla gelmiştim. İnsanın evi gibisi yoktu, ne kadar istemesem de Demirin evdeki varlığına ve bu eve alışmış, benimsemiştim. Kendimi Demir evdeyken oldukça güvende hissediyordum. Sanki o benim yanımdayken kimse bana bir şey yapamazmış gibi...
Aklımda hep o gece sarılıp uyumamız, kulağıma fısıldadığı güzel sözler, saçlarımı koklayışı, onun o erkeksi kokusu... Hep onlar vardı. O kadar gerçek ve güzeldi ki.. Bana yaptığı her şeyi birden silip atmıştı kafamdan. O gece sanırım benim bastırdığım duygularımı ortaya çıkartan geceydi. İlk defa kocam olduğunu kabullenmiştim. O geceden sonra Demiri ne zaman görsem kalbime bir ok saplanıyordu sanki. Ama onun bana karşı hiçbir zaman ufacık bir şey bile hissetmeyeceğini bilmek.. Kalbimi eziyordu.
Ne yapıp edip kalbime söz geçirmeliyim. Bizden bir cacık olmazdı çünkü..
Akşam saatlerinde artık yatak odamızda tıkılıp kalmaktan bıktım ve sıkıntıdan öleceğimi falan hissetmeye başladım. Aşağıya inip mısır patlatabilir ve şöyle güzel romantik bir film izleyebilirdim. En azından 2- 2 buçuk saatim güzel geçebilirdi. Mutfağa inip büyük bir kase dolusu mısır patlattım. Bu aralar iştahım oldukça yerindeydi. Daha sonra salona geçip beyaz renkteki televizyonun karşısındaki koltuğa oturup ayaklarımı önümdeki sehpaya uzattım.
Koltuk 2 kişinin bile sığamayacağı kadar dardı neden böyle olduğunu sormayın bende bilmiyorum. İki koltuğu yan yana koyarak dekore etmişlerdi. Gerçi laf yok belkide görüp görebileceğiniz en güzel dekorasyonlar dan birisiydi bizim evdeki. İşin ehli olan insanlarla çalışıldığı her halinden belliydi.
Filmi DVD'ye takıp tekrar koltuktaki yerimi aldım. 5- 10 dakika sonra gelen sesle arkamı döndüm. Demir mutfak tezgahına yaslanmış elinde tuttuğu koca bir bardağa su doldurmuş içiyordu. Bir gözü de televizyondaydı. Sorun ki üzerinde ne vardı? Tabi ki hiçbir şey yani şeyyy şey yanlış anlamayın hemen canım, sadece üzerinde birşey yoktu altında ise düşük bel bir eşorfman vardı. Kendimi toparlayıp tekrar önüme döndüğümde çok geçmeden yanımda oturan 1 adet Demiri görmemle dumura döndüm. Üstelik odada o kadar koltuk dururken gelip daracık koltuğa dibime oturdu.
Çıplak kaslı kolları benim askılı badimin açıkta bıraktığı koluma değiyordu. Vücut sıcaklığım kaç dereceye ulaştı bilemiyorum. Üstelik bacaklarımız da yapışmıştı. Her neyse dedim ve izlediğim filme konsantre olmaya çalıştım. bu sırada Demir de benim mısırları 3 er 5 er ağzına atıyordu. Filme iyice konsantre olmuştum ki... Ahh nereden çıktı şimdi bu öpüşme sahnesi. Tam da yanımda Demir varken olacak şey mi bu şimdi. Duyduğum yutkunma sesiyle kafamı yanımda oturan Afete çevirdiğimde bakışlarımız birden birleşti. Başımdan aşağıya kaynar su dökülmüş gibi kızardığım bir kesindi. Gözlerimi bir türlü gözlerinden ayıramıyordum. Kucağımda ki mısır kasesini yavaş bir hareketle aldı ve hemen önümüzdeki sehpaya bıraktı. Tekrar eski halimize geri döndüğünde açık olan pencereden içeri kuvvetli bir rüzgar esti bununla beraber uçan saçım gelip iki dudağımın arasına girdi. Bu sayede demirin gözleri benim gözlerimden ayrılarak dudaklarımda sabitlendi. Yavaşça elini uzatarak dudaklarımın arasındaki bir tutam saçı nazikçe çekti.
Bu yaptığından sonra gözleri, gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geliyordu. Yavaşça yüzüme doğru eğilmeye başladı. Tam gözlerimi kapatmış heyecanla bekliyorken dudaklarımızın birleşmesine ramak kala birden durduğunu fark ettim. Gözlerimi araladığımda Yüzümü inceliyordu. Onay istercesine gözlerimin içine bakınca konuşarak bu anın bozulmasına izin vermedim. Sadece gözlerimi yumdum. İpek gibi yumuşacık biçimli dudakları benim dudaklarımı yavaşça kapattığında vücudum tam anlamıyla alev topuna döndü. Yavaş yavaş hissede hissede tadını çıkartarak öpüyordu dudaklarımı. Sanki hiç bitmesini istemiyor gibi. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığı anda nefes nefese kalmış bir şekilde istek dolu gözlerine bakıyordum. ''Bana Öyle bakma. Kendimi tutamayacağımdan korkuyorum.'' dediğinde. Hala düzene girmemiş nefesimle ''Nasıl bakıyormuşum?'' diye fısıldadım. ''O kadar masumsun ki istemeden de olsa ne kadar çekici hareketler yaptığının farkında bile değilsin. Mesela utandığın zaman hep alt dudağını ısırıyorsun. Bunu görüp de durmak çok zor. Yapma bunu'' Kesik kesik nefesiyle erkeksi tonda konuşması kalbimi yerinden çıkaracak raddeye getiriyordu. ''bu sefer durma o zaman.'' dediğim gibi dudaklarımızın yeniden açlıkla kavuşması bir oldu....
EVVEEEEETT YENİ BÖLÜM GELDİİİİİİ... DÜŞÜNCELERİNİZİ YORUMA YAZARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM. YORUMLARA GÖRE HİKAYEYE DEVAM EDECEĞİM. BEĞENİYORSANIZ LÜTFEN VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. SİZİ ÇOKKK AMA ÇOK SEVİYORUM CANIM OKURLARIM :)).... BUNDAN SONRA MEŞGUL OLMADIĞIM TAKTİRDE KISA KISA HERGÜN BÖLÜM YAYINLAYACAĞIM BİLGİNİZE..
