BÖLÜM 15

2K 70 19
                                    


Ani bir frenle yerimden sıçradım gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Taksinin rahatsız koltuğunda huzursuzca kıpırdandım. "Evin burası sanırım" kafamı bana soru yönelten kişiye çevirdiğimde bu genç adamı tanımadığımı farkettim. "Sen kimsin yahu" diye sert bir tepki yöneltince adam bir an geriledi. Aklımda binlerce kötü olasılık dönüp duruyordu, bir an önce beni aydınlatsa çok iyi olurdu.. "Gerçekten hiçbirşeyi hatırlamıyor musun?" Başımdaki ağrı ve bu çocuğun lafı uzatması sinirlerimi germeye yetiyordu. "Hatırlasam sormazdım herhalde" diye ağzımda lafı geveledim. Gözlerim kapanacaktı neredeyse. "Mekana geldin, kaç tane cin içtiğini sayamadım bile daha sonra kalktın evine gitmek için fakat ayakta duramıyordun seni tutmasam beyninin pekmezi çoktan akmıştı.." Hâlâ hatırlamıyordum bu taksiye nasıl bindiğimi. "Çok teşekkür ederim,İyi geceler" dedim ve taksinin kapısını açtım. Bacaklarımı taksinin dışına çıkardım fakat bedenimi taşıyacak gücü onlarda bulamıyordum. Beni evime kadar getiren barmen çocuk yine imdadıma yetişti. Ufak iki hareket sonunda beni kucağına aldı ve eve doğru ilerledi. Evin kapısının önüne geldiğimizde posta kutusundaki yedek anahtarı almasını söyledim. Bir yandan beni tutup bir yandan da kapıyı açmaya çabalayan çocuğun bu halini gördükçe istemsizce kahkahalara boğuluyordum. Benim gülüşlerim bu çocuğuda güldürmeyi başarmıştı. Çocukla ikimizin kahkahaları içeri girdiğimizde sessiz evde birbirine karışarak yankılanıyordu. Çocuk "Artık seni sağ salim yatağına da bıraktıktan sonra gitmeliyim saat epey geç oldu" diye kulağıma fısıldadı. Bende minnettar bakışlar eşliğinde "merdivenlerden çıkınca sağdaki 2. Kapı" dedim ve dik tutmaktan ağrıyan başımı çocuğun omzuna koydum. Merdivenleri çıktıktan sonra odanın kapısını açmak için yeltendiğimde çocuk artık beni taşımaktan iki büklüm olmuş ve homurdanmaya başlamıştı. Bu haline sarhoşluğumun da verdiği bir etkiyle tekrar katıla katıla gülmeye başladım. Kapıyı açmamla içeride ellerini başının üstüne koymuş bir o yana bir bu yana yürüyen Demiri görmem bir oldu. O da ani bir hareket ile kapıya doğru döndüğünde barmen çocuğu ve kucağındaki beni görmesi kaçınılmaz bir sondu. Gözlerinden ateş fışkırarak bize bakıyordu fakat başka hiçbir tepki vermiyordu. Beni indirmesi için çocukla küçük bir göz temasına girdim. Beni yavaşça yere indirdi fakat dik duramayıp tekrar yalpaladığımda belimden yakaladı. Demir karşımızda durmuş öylece olan biteni izliyordu fakat gözlerindeki kin, nefret ve öfke saçan bakışları buradan bile yutkunmamı engelliyordu. Açıklama yapma gereği duyarak "D - demir" diye seslendim kısık çıkan sesimle. 'Senden iğreniyorum' dercesine bir bakış attı ve kafasını sallayarak kapıdan çıktı. 15 saniye gibi bir sürenin ardından çarpan dış kapının sesi ile yerimden sıçradım. Çocuk "ben artık gitsem iyi olur." Dedi ufak bir tebessüm ederek arkasını döndü ve çıktı... İkinci kez kapanan dış kapı sesinin ardından artık bu koca evde yalnızdım. Kendimi olduğum gibi yere bıraktım. Başımı ellerimin arasına alarak düşünmeye başladım. Gecenin bu saatinde bir çocuğun kucağında kahkahalar içinde beni görmesi kim bilir aklına neler getirdi... Bir süre bunları düşündüm fakat sonra kafamı kaldırıp baktığımda Gardrobun aynasından acizliğimi görüp lanet ettim. Sonra tekrar düşünmeye başladım. Demir beni yanlış anladı fakat ben gerçeği biliyorum er yada geç o da bu gerçeği öğrenecek ama o beni gerçekten aldattı. Ben onu o kadınla salonumuzda uygunsuz bir şekilde görmüştüm. Buna rağmen beni yanlış anlamasını neden umursuyordum ki? 'Çünkü sen salaksın masal' diye kendime söylendim. Yerimden kalktım yatağa doğru ilerledim. Yatağın başına geldiğim zaman gözümün önünden geçen o geceye dair görüntülerle sinirlerime hakim olamadım ve birden yorganı alarak yere fırlattım. Yatağın üstündeki yastığı alarak onunla beraber önüme ne geliyorsa ona vurdum dağıttım bir yandanda çığlıklar atıyordum. Yastık artık parçalandı ve içindeki tüyler her tarafa saçıldı. Yorgun düşmüştüm. Dayanacak gücü kendimde bulamıyordum. Üzerimdeki ağır alkol ve sigara kokan kıyafetleri çıkardım üzerime dolaptan bir gecelik aldım ve geçirdim. Kendimi dağılan ve yastık tüylerinin saçılmış olduğu yatağa öylece bıraktım...

Gözlerimi açtığımda saatin kaç olduğundan bir haberdim. Bir süre öylece oturdum ve dün olanları düşündüm. Hatırlıyordum bir şeyler ama tam anlamıyla net değildi hiçbiri. Annemlerden çıkmıştım sonra kendimi bir gece kulübüne attım deli gibi içtim ama sonrasını hatırlamıyorum. Yataktan kalktım önce lavaboya gittim. Orada işimi hallettikten sonra dağılmış olan saçlarımı tepede çok sıkmadan bir topuz yaptım zaten başım çatlıyordu.. üzerimdeki mor saten neredeyse popomu gösterecek kadar kısa olan geceliğe aldırış etmeden odadan çıkıp mutfağa doğru giden merdivenleri inmeye başladım. Mutfağa girdim. Şöyle sert bir kahve şu anda bana ilaç gibi gelebilirdi. Tezgahın üstünden kahveyi ve fincanı aldım kahvemi hazırlıyordum. Arkamda bir çift gözün beni izlediğini farkettim ve kafamı oraya doğru çevirdim. Demir nefret dolu bir şekilde bana bakıyordu. Neden böyle bakıyor hiçbir fikrim yoktu.. "Ne bakıyorsun?" Diye konuştum gözlerinin içine bakarak. "Bu kadar geniş bir kadın olabileceğini düşünmemiştim." Söylediklerine anlam veremedim ve "ne saçmalıyorsun Demir?"dedim bir yandan da kahveyi fincana dolduruyordum. "Saçmalıyor muyum? Sen tam bir kaltakmışsın da haberimiz yokmuş" dedikleri kalbime bir ok gibi saplanıyordu. "Allah kahretsin seni pislik. Suçlu olan, evimizde başka kadınlarla yatan sensin bu durumda kaltak olan ben mi oluyorum? Neyden bahsediyorsun sen?" Diye çıkıştım. Bunun üzerine bana doğru bir iki adım attı ve kolumdan tuttuğu gibi beni kendisinin ardından odaya doğru sürüklemeye başladı. Yatak odamın önüne geldiğimizde kapıyı hızlı bir şekilde açtı ve beni de aynı hızla odanın içerisine savurdu. "İşte bundan bahsediyorum" diye kükrediğinde neredeyse dilimi yutacaktım.....

Yeni bölüm geldi yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. Keyifli okumalar💓💖

EVLİLİK SÖZLEŞMESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin