izlediğim tüm o filmlerin içindeyim şimdi
diye başlıyor naçizane hikayem
Uyandığımda oda arkadaşım sedat’ın yatağında olmadığını fark ettim.
Her sabah yaptığım gibi önce tuvalete gittim, sonra alt kata mutfağa indim.
Ama bi gariplik vardı.
Her sabah 10’da uyanıp tost yapan erdinç’in evin içine saldığı sucuk kokusu bu sabah yoktu.
Dış kapı açıktı, evde sigara içmediğimiz için evin girişinde içiyorduk sigarayı, Erdinç sigara içiyor diye düşünüp dışarıya baktım kimse yoktu.
Evet balkonda kimse yoktu ama sanki etrafta da kimse yoktu.
Her sabah zil sesiyle bizi uyandıran evimizin tam karşısındaki okuldan öğrencilerin sesleri gelmiyordu bu sabah.
Neredeydi herkes? Bu sessizlik hoşuma gitmişti. Sessizliği fazlasıyla severdim.
içeri girip sigaramı aldım ve balkondaki masaya oturdum.
Sessizlik beni derin düşüncelere sürüklüyordu…
4 sene süren ilişkim 3 ay önce bitmişti.
Başka bir şehirde üniversite okuyan eski sevgilimi düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.
Tüm bu sessizliği ve gözlerimin önünde beliren anılarımı kırılan bir cam sesi bozdu.
Meraklı bakışlarla bahçeye indim.
Biraz ürktüğüm için fazla uzaklaşmadım evin kapısından, göz ucuyla sokağa baktım.
Sağ tarafta sokağın sonuna doğru yanan bir araba, onun arkasında da penceresinden dumanlar yükselen iki katlı bir ev vardı.
Korkmuştum.
Hemen eve girdim ve odama çıktım, telefonumla itfaiyeyi aramalıydım.
Ama telefonum çekmiyordu…
Odamın camı arka tarafa bakıyordu ama evlerin arasından arka sokağın bir kısmı görünüyordu.
Perdeyi açıp dışarı baktığımda arka sokakta yerde yatan iki insan cesedi gördüm.
Bunlar yalnızca ceset olabilirdi çünkü paramparça olmuşlardı.
iç organları adeta etrafa saçılmışlardı.
Evdeki odaları dolaştım.
Evde hiç kimse yoktu.
Kendimi korumak için bir şeyler aramaya başladım. Çünkü bir şeyler ters gidiyordu, bu çok açıktı.
Ve ben kendimi korumalıydım.
Mutfağa inip ekmek bıçağını aldım.
Anahtarımı elektrik panosunun içine bırakıp evden çıktım.
Nereye gitmeliydim?
Yazlık bir bölgede öğrencilik yaptığım için etraftaki evler standart olarak iki katlıydı, hepsi dubleksti ve bir çoğunun içi boştu.
Sessizce sokaklarda yürümeye başladım. Meydana doğru çıkmalıydım.
Kahve ve bakkal vardı orada. Belki birini bulabilir ve neler olup bittiğini öğrenebilirdim.
Meydana çıktığımda yine aynı manzarayla karşılaştım. Etrafta hiç kimse yoktu.
Bakkalın kapısı açıktı, önündeki gazeteler yere düşmüştü.
içeriye doğru baktım, hiç kimse yoktu.
Yağmalanmış gibiydi, her yer darmaincintı.
Hemen yanındaki kahveye baktım, sandalyeler etrafa saçılmış, masaların bir çoğu ters dönmüştü.
Fakat her şeyden çok dikkatimi çeken kan izleriydi.
Kahvenin bahçesinde, bakkalın önünde, sokakta gelirken bazı yerlerde.
Her yerde kan vardı…