2. Bölüm: Kavrama

633 16 4
                                    

izlediğim filmler, okuduğum kitaplar…
Yoksa olmasını gerçekten çok istediğim, üstüne sürekli hayaller kurduğum şey gerçek mi olmuştu?
Peki neredeydi onlar?
Evet zombiler.
Onlar mı yapmıştı tüm bunları? Eğer gerçekten onlarsa şimdi neredeler? Neden hiç kimse yok etrafta!
Yine kızıyordum kendime, bu hayalleri bırakmam gerektiğini, asla gerçek olamayacağını biliyordum.
Bulunduğum denize sıfır yer yazlık bir köydü, burada kalıyordum.
ilçe merkezine gidebilmek için araç gerekliydi, yürürsem hem fazlasıyla zaman kaybederim, hem de tehlikeli olabilirdi.
Gözüme dürümcünün elektrikli motoru çarptı.
Anahtarın içeride olması için dualar ederek dükkana girdim, etrafı biraz karıştırdıktan sonra buldum, neyse ki çekmecedeydi.
Motora bindim ve hareket ettim.
Normalde zaten fazlasıyla sessiz olan bu yer, şimdi daha da beterdi.
Yol kenarındaki arabaların kapıları açıktı, bazıları kaza yapmıştı.
Kimi evlerin pencerelerinden dumanlar yükseliyor, kimileri ise hala yanıyordu.
Etrafımı süzerek, korku içerisinde, olabildiğimce sessiz bir şekilde devam ediyordum yoluma…




ilçe merkezinin girişinde barikatlar vardı.
Filmlerde gördüğüm her şeyi şu anda gerçekten görüyordum.
ilçenin hemen girişinde askeri bir barikat, terk edilmiş askeri kamyonlar, içi kum dolu çuvallar…
Yürümeye karar verdim. Motoru kenara bırakıp binaların kenarlarından saklanarak ilerliyordum.
ilerledikçe manzara daha da korkunç bir hal almaya başlıyordu.
Yerde vücudu parçalanmış bir şekilde yatan o teyzeyi gördüğümde kendimi tutamayıp kustum.
Hayatımda o kadar iğrenç bir görüntüyle karşılaşmamıştım.
Burada durum daha da vahimdi.
Çünkü burası daha kalabalık bir yerdi, hastalık daha da fazla etkisini göstermiş gibiydi.
Belediye binasının önüne geldiğimde binanın askeri araçlarla çevrildiğini, barikatlarla korunmaya çalışıldığını gördüm. Barikat hiç bozulmamıştı, kamyonlar, askeri araçlar düzenli bir şekilde olmaları gereken yerde duruyorlardı.
Bu beni biraz ümitlendirmişti.
Fakat neden hala hiç kimse yoktu?
Belki de içerdelerdi.
içeride bir sığınak olabilirdi ve herkes orada olabilirdi.
Heyecanlı bir şekilde içeriye girmemle ümidimin yok olması bir oldu.
Kırılan cam parçaları, dağılmış sandalyeler, masalar, etrafa saçılmış kağıtlar, duvarlarda yerlerde kan izleri,

Gün BatımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin