Arkadaşlar gören 95 kişi ama yorum ve vote yok :( lütfen yorumlarınızı belirtin ve arkadaşlarınıza önerin neyse ben hikayeye geçiyim keyifli okumalar :D
Aha şimdi yedik ayvayı Burcu yırtar da bakalım sen napacaksın Aytuğ??
Müdirenin sesini duyduğmuzda biran duraksadık ama kavgaya devam ettik ta ki o ses tekrardan konuşana kadar
'' Hey duymuyor musunuz beni?? Çabuk ayrılın ve benim odama gelin gelmezseniz ben yapacağı bilirim!! '' diye bağırdı ve topuğunun üstünde dönerek uzaklaştı. O arada zeynep her şeyden habersiz lavabodan çıkmış ve ortada duran kalabalığı görmüştü. Tabi artık alışmış olmalı ki ortada benim olduğumu tahmin edip avazı çıktığı kadar bağırdı
'' Yemeklerinize geri dönün!! '' bu baırmanın üstüne herkes irkilerek yemeklerine geri döndü bu arada da Burcu ve çetesi çoktannn olay yerinden tüymüştü. Ayşegül yanıma geldi ve kolumdan tuttuğu gibi çekiştirerek sığınağımıza ( aslında orası kazan dairesi ) götürdü. O bunu yaparken içimde bu kısa çelimsiz şey beni nasıl götürebilir ki?? diye kendime sormadım değil sanırım deli gücü var arkadaşımda :D
'' Sen ne yapıyorsun Aytuğ? al işte karadulun eline düştün biliyosun seni çocukluğumuzdan beri sevmiyo napmayı planlıyosun?? ''
'' Ya sanki hiç olmayan şey ha :D ne olacak biliyor musun? gidip temizlik cezamı alıp gelicem artık tüm yatakhaneleri tertemiz yaparım bal dök yala oh mis :D '' dedim ellerimi birleştirip ve cici kız ifadesini yüzüme takınarak.
'' Bana hiç öyle cici kız tiplemelerine girme Aytuğ biran önce şu saçını başını düzelt de karadulun yanına git '' dedi. Ben de küçük kirli aynanın karşısına geçtim ve dağılmış saçlarımı ellerimi tarak gibi kullanarak sonra Ayşegül'ü öptüm ve kapıyı açarak karadulun odasının önünde beklemeye başladım. Normalde ayşegül de gelirdi ama bu bana ceza olsun diye tek gidecekmişim. Tam o sırada Burcu ve çetesi kollarına taktıkları çantaları sallayarak geldi ve karşıma bacak bacak üstüne atarak oturdular. Burcu havalı olduğunu sandığı bir hareketle diğer üçüne git işareti yaptı.Onlar gidince bana dönerek;
'' Hayırdır kızıl kafa nereleri temizleyeyyim diye mi düşünüyorsun? ''
'' Evet biraz öyle senin saçını süpürge olarak kullanacağım için nerden başlasam diye düşünmeden edemiyorum ''
'' Ben varya sen...'' Burcu lafını bitiremeden kapı açıldı ve içerden uzun ince buruşmuş kemikli bir parmak gel işareti yaptı. İkimiz de olduğmuz yerden kalktık ve içeri giredek kapıyı kapattık.
İçeri girer girmez ikimizi de süzdü ve Burcuya anlamını bilmediğim yamuk bir gülüş yaptı ve
'' Burcu'cum kusura bakma seni buraya kadar yordum sen gidebilirsin hayatım '' dedi. Zaten beklenmedik bir davranış değildi bu alışıldık bir şeydi buna rağmen Burcu bu her olduğunda arkasını dönüp tam çıkacakken de sinir bozucu o kötü kız bakışını atmaktan vazgeçmiyordu. Burcunun kapıyı kapatıp çıkmasıyla bütün düşüncelerimden sıyrıldım ve müdireye döndüm tek odaklandığım şey o ince koyu kırmızı ruj sürdüğü dudaklarıydı.
'' Aytuğ sanırım sen hiç akıllanmayacaksın bu erkeksi tavırlarına ve sürekli kavga çıkarma eğilimlerine devam edeceksin ama ben artık gerçekten bıktım bence temizlik cezası artık hafif kalıyor. '' dedi ve ellerini masanın üstünde bir hakim edasıyla birleştirdi ve o sözcükler ağzından döküldü
'' 3 gün uzaklaştırma!! '' ne ne dedi bu yaşlı bunak töbe allahım.
'' Ama hocam ben çarşı zamanları hariç bu yetimhaneden hiç çıkmadım 3 gün dışarda ne yaparım ne yer ne içer nerde kalırım?? '' dedim dehşet içinde Burcu'nun ceza alamamasına karşın benim yurttan uzaklaştırma almam çok saçmaydı!!!
'' Ben karışmam ayrıca 18 yaşına geliyorsun bu da bir alıştırma olur 18 yaşına bastığında mecburen burdan ayrılmak zorunda kalacaksın ''
'' Tamam hocam ama o zaman Burc..''
'' Yeter bu kadar dışarı çıkabilirsin'' dedi ve bana kapıyı eliyle gösterdi. Çaresiz arkamı dönerek kapıdan dışarı çıktım içimde fırtınalar kopmasına karşın sığınağımıza gidene kadar yüzüme hiçbir şey yansıtmamaya çalıştım. Kazan dairesinin kapısını açtım ve karşımda Ayşegül meraktan büyümüş gözleriyle bana sorular soruyordu bense hiç tepki vermeyerek elimle dur bi dakika işareti yaptım.
'' Uzaklaştırma '' dediğim tek şey buydu belki de içimdeki düşüncelerden sadece bunu toplayarak dışarı çıkarabilmiştim.
'' Ne? Nasıl yani? Kaç gün? Burcu'ya ne ceza verdi? ne yapacaksın? Nerde kalacaksın? '' dedikten sonra nefes almaya başaldı ve benim cevap vermemi bekledi
'' Uzaklaştırma aldım 3 gün buna karşın Burcu'ya en ufak bir şey demedi allah kahretsin ben ne yapıcam nerde kalıcam ayşegül?? ''
'' Sakin ol ve beni bekle '' dedikten sonra koşarak odadan çıktı. Ben de yerdeki minderin üzerine bağdaş pozisyonunda oturdum. 3-4 dakika sonra ayşegül elinde bir kaç yüz lirayla yanıma gelerek oturdu elimi tuttu ve avcuma paraları tutuşturdu.
'' bunlar ne Ayşegül ?? nerden buldun alamam ben bunu '' dedim elimdek parayı Ayşegül'ün eline tutuşturmaya çalışarak.
'' Mecbur alacaksın bu seni 3 gün idare eder git bir pansiyona orda 3 gün kal hem kafanı toplarsın bu adres ve bu da valizin '' dedi arkasından bi valiz çıkararak
'' Peki nerden çıktı bu para??''
'' Böyle zamanlarda lazım olur diye cumartesi pazar çalışarak biriktirdim sen bunu boşver de hadi kalk seni yolcu ediyim akşam iyice olmadan pansiyona git yağmur yağıyo benimkini al ''
'' Ah canım arkadaşım kardeşim sen olmasan ne yapardım '' diyerek ayşegül' e sarıldım sonra kalktık ve yurdun kapısına geldik. Son kez sarıldım ve ben cam kapıdan çıktım. Son kez arkama baktım ilk defa onsuz gidiyordum. Cam kapının arkasından bana el salladı ben de ona salladım sonra bahçe kapısından dışarı çıktım ve kulaklığımı takarak otobüs durağına doğru yürümeye başladım..
:D Alın size uzun bölüm yorumları eksik etmeyin ben kaçar öpüyorum sizi :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Kafa
Novela JuvenilAytuğ annesi ve babası tarafından yetimhaneye terk edilen onlarca çocuktan sadece bir tanesi peki Aytuğ'yu diğerlerinden farklı kılan ne? Asiliği mi? Erkekçe tavırları mı? Yüzsüzlüğü mü? Korkusuzluğu mu? Yoksa; Hiç kimsenin farkına varamadığı o güz...