Multi: Aras Kılıç Devran
Şarkı: Blues Saraceno-Evil Ways3. GÖZ
Savaş arabadan inip, Aras'ın yanına geldi. Genç adamın yüzünü elleri arasına alıp, üzüntüyle baktı. Arkasından gelen arabadan inen Acar da yanlarına gelecekti ki bir karaltı fark etti.Halit Bey, İnci'ye sarılırken görmemişti o karaltıyı. Alevlerin arasından geçen iki gölgeyi takip etti Acar. Evin yan tarafına gizli bir asansör yapılmıştı ve Yaman, Gülizar'ı kucağında taşıyordu işte... Karşısına çıkan yüzü isle kaplanmış adama gülümserken silahını doğrulttu Acar.
-Tı tı tı....Nereye böyle delikanlı?" Yaman, karşısına çıkan adamı tanıdığı ve karşı çıkacak takati kalmadığı için diz çöktü ve kucağındaki Gülizarla yere düştü.
***
Yine oradaydı işte Savaş. Bazı şeyler yıllar geçse de değişmiyor, kaderinde yazılan şey seni yine aynı yere getirebiliyordu.Yerde yıllar öncesinden demir masa üzerinde kalan kurumuş kan izleri katran rengini almıştı. Masanın üzerinde çırpınan adamın, o yıllar öncesinden kalan kanın sahibiyle sonu aynıydı. Ağzına geçirilen bant ve bez yüzünden ne dediği anlaşılmıyordu Yaman'ın.
Gözlerini açmıştı ve kendini gerilim filmlerindeki eski akıl hastanelerinden birinde gibi hissettiren bu odada bulmuştu. Savaş'ın yüzünü görünce kafasını kabullenemez bir ifadeyle iki yana salladı. Vücuduna, bütün hücrelerine yayılan ve terlemesine neden olan his, Savaş yüzünden ortaya çıkmıştı. "Korku."
-Sizin gibilerin doğru bir ailede yetişmemesini anlayabiliyorum. Seni bırakıp giden annenden görmediğin sevgiyi, Gülizarla yatarak gidermeye çalıştın belki." Masadan sevdiği çakısını eline aldı. "Ama içlerinizde doğru, düzgün olanlar varken sizin böyle rahat davranmanız canımı sıkıyor. Bak mesela bu en sevdiğim çakılardan biridir...Çok keskin, hani bıçak satış reklamlarındaki ürün tanıtımı var ya oradaki bıçak kadar keskin." Bıçağın ucunu Yaman'ın göğsüne değdirmişti ki, adamın gözlerini sıkı sıkı kapattığını gördü. "Göğsüne ismimi yazacağım. Alınmıyorsun değil mi? Ağaçlara kıyamayacak kadar yüce gönüllü bir adamım." Bıçağı, derin kesikler bırakacak ve koyu renkli sıvının her ilerleyişte oluk oluk akmasını sağlayacak kadar derine bastırdı.
Sadece bir S harfiyle bile Yaman'ın ağzına bağlanan bezde boğulmuş çığlıklarını duyabiliyordu. 'Savaş' yazdığında Yaman'ın gözlerinin feri sönmüştü resmen.
Adam, ağzındaki bezi çözerek Yaman'ın çığlıklarını serbest bıraktı. Yazdığı yazı ona yeterli gelmedi.
-Şu v harfi sanki biraz uzun oldu. Bir saniye..." ısı tabancasıyla göğüs ucunu da yakarken Yaman'ın çığlıkları ve ısı tabancasının korkutucu mavi alevinin fısıltıyı andıran ateş sesi boş odayı doldurdu. Savaş, geri çekilirken yemek yapıyormuş gibi rahattı. Islık çalarak, masasının başına gitti tekrar.
-Şimdi sırada elektroşok mu olsun, yoksa yeni deneyeceğim işkencem mi?" Yaman ağzını zorlukla açtı.
-Lütfen...Lütfen...." Savaş sahte bir şaşkınlıkla baktı gence.
-Öyle bir şeyim yok ki? Ama dur elektroşoku deneyelim. Ya da yok vazgeçtim yeni işkencem olsun. İkisini aynı anda yaparsam kaç saniye dayanırsın acaba?" Bu fikre bayılarak ellerini ovuşturdu ve eldivenlerini giydi. Tekrar ıslık çalmaya başlarken kutudaki faresini ve tencereyi aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın İncisi
JugendliteraturPembe, uzun straplez elbisesinin içinde, narin boynundaki hediye edilmiş inci kolyesiyle indi merdivenlerden. Merdivenlerin aşağısında, elini korkuluğa koyarak duran adamın kafasını kendisine çevirmesiyle göz göze geldi. Aras Kılıç Devran, ağzı açı...