3.GÖZ
İnci, uyurken bile mutlu duran Aras'ın yanağına bir öpücük kondurup yerinden kalktı. Hamilelik haberini vermesinin üzerinden 1 hafta geçmişti, babasına haberi Arasla bizzat birlikte vermiş ve ailecek yenilen yemekte konuşma yaparken çok ağlamıştı. Ama Aras deli olması yetmezmiş gibi daha da delirmeye başlamıştı.Günün her saati, İnci iş yerindeyken -ki zor ikna etmişti kızlar- sürekli arıyordu. Aramadığı zamanlar whatsappı çökertecek kadar çok mesaj atıyor, doktorlarını sürekli arayıp bilgi alıyordu.
"İnci ne yemeli?"
"İnci biraz önce benden gizli torba kaldırmış bir şey olur mu?"
"İnci yüzmek istiyor, bebek etkilenir mi?" (Bu sorusunun üzerine Tuna "Sırtüstü yüzsün bebek boğulur falan..." diye dalga geçmiş, Savaş da gülünce yumruk tokuşturmuşlar, Aras göz devirip oda değiştirmişti.)
"İnci kola içti bebek asitten ölür mü?"
Kapı çaldığında bir gün İnci açmış ve gelen paketi Aras yerine devralmıştı. Daha küçük koliyi açmamıştı ki Aras merdivenlerden hızla inerek paketi almış, gün boyu şirkette bile sipariş ettiği hamilelikle ilgili kitapları okumuştu.
Uyurken bile eli hep İnci'nin karnında duruyordu.
Onu uyandırmamak için sessizce odadan çıktı İnci. Saat gecenin üçü olduğundan yalı sessizdi. Çıplak ayaklarını merdivenlerin soğuğuna değdirirken kafasında bir Aras cık cıkladı.
"Tı tı tı...İnci çorap giymiyorsun, bebek donacak ulan!"
Kıkırdayarak, merdivenleri kullanmaktan vazgeçip asansöre bindi. Salona inerken yanan ışıkla şaşırmadığını söyleyemezdi. Tek kaşı otomatik olarak kalkarken tereddütle adım attı salon kapısından.
-İnci, gelsene..." Acar'ı görünce gülümseyerek salona girdi genç kız. Adamın yanına oturup masaya koyduğu bilgisayarın ekranına baktı.
-N'apıyorsun Acar amca? Çok güzel bir yere benziyor...Tuna için mi?" Alnını ovuşturdu adam gülerek.
-Hayır, henüz değil. Elvinle gitmek için..." gülümsedi Arden tatlı tatlı. Bu kadar zamandır gözlemlediği kadarıyla Aden, Aras ve Tuna, Acar'ın klonları gibiydi. Tutku, Rüzgar ve Kavin de Savaş'ın.
Aras'ın birçok hareketini görüyordu Acar'da. Sanki genetikten gelmiş gibiydi. "Yarın babasının ölüm yıl dönümü...O günde onu herkesten uzaklaştırıyorum. Sadece ikimiz oluyoruz." Kafasını Acar'ın omzuna yasladı kız.
-Çok güzel, çok harika bir düşünce..." İnci'nin saçlarını karıştırdı adam.
-Sen neden ayaktasın bu saatte? Aras görse başlar hamilelikte düzenli uyku saati kuralını anlatmaya..." Alayla söylediği şeye ikisi de güldü.
-Hiç...Şey ben acıktım da biraz, akşamki mangaldan kalma köfteler var mı diye bakacaktım..." Ensesini kaşıdı Acar.
-Bakmana gerek kalmadı, biz onları Tunayla gömdük be kızım..." İnci'nin olsun gibisinden omuz silktiğini görünce ayaklandı. "Ama ben sana alır gelirim." Kızın gözleri kocaman oldu.
-Hiç olur mu öyle şey?! Hem de bu saatte! Kesinlikle izin veremem, yapma. Ne gerek var?" Adamın arkasından koştururken Acar çoktan vestiyerin yanına gitmiş, dolaptan şişme ceketini üzerine geçirmişti.
-İzin alan kim?" Ciddiyetiyle kıpkırmızı kesildi İnci. Sonra adamın kahkahası kulaklarında çınladı. "Utanma da geç içeri, hamilesin sen. Canın çekecek, belki şimdiden aşermeye başladın, yemeden yatacaksın, ben de delikanlıyım diye tok uyuyacağım öyle mi? Gir hadi kapıdan soğuk gelir, ben yarım saate gelirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın İncisi
Novela JuvenilPembe, uzun straplez elbisesinin içinde, narin boynundaki hediye edilmiş inci kolyesiyle indi merdivenlerden. Merdivenlerin aşağısında, elini korkuluğa koyarak duran adamın kafasını kendisine çevirmesiyle göz göze geldi. Aras Kılıç Devran, ağzı açı...