‘’Yarın sabah 10’da Massachussets hava limanına iniş yapacağım.Hastane ve hava limanı arasındaki mesafe fazla değil.12 gibi hastanede olurum.Yarın görüşmek üzere. –ZaynMalik’’
İçimde her şeyin yoluna gireceğine dair bir umut fidanı yeşerten bu mesaj,güne dinç ve mutlu uyanmamı sağlamıştı.Bir melek gibi yatağına sinmiş olan Hazel,koluna takılı serum yüzünden sırt üstü yatıyordu.En rahatsız olduğu şekilde.Ama hastanede olduğu sürece hep bu şekilde yatmıştı.
Kurtulacaksın kızım.Ben buna inanıyorum.
Zayn Malik gelmeden onu biraz güzelleştirmeye çalışacaktım.Gerçi benim gözümde herkesten daha güzel ya.Şu bakım işlerinden pek anlamam ama işe saçlarından başlayabilirim.
Yatağının yanında ki komidinden tarağı çıkartıp yanına yaklaştım.Rengi soluklaşmış,omuz hizasındaki, sarı saçlarını usulca taradım.Hijyenik ıslak mendili aldım ve yüzünü sildim.Gözlerinin çevresini,dudaklarını daha bir çok.Bilirsiniz.Uyandıktan sonra çapak olabiliyor.Dudaklar kuruyabiliyor.
Buraya geldiğimizden beri hiç sıkmadığı çiçekli parfümünü boynuna sıktım.Daha sonra cama yaklaştım.15.kattan baktığınızda ayaklarınız altında bir Massachussets var.Ve siz bu manzaraya büyülenmişçesine bakamıyorsunuz.Belki baktığım şu pencere bir hastane odasına ait olmasaydı bakabilirdim.
Camı araladım ve Hazel’in yatağına yaklaştım.Üzerinde ki battaniyeyi omuzlarına kadar çektim.Üşümesin diye.
Saate baktığımda 11.45’i gösteriyordu.Zayn Malik’in burada olmasına az kalmıştı.Yavaşça kapıyı açtım ve ses çıkarmamaya özen göstererek odadan çıktım.Asansörü çağırıp gelmesine bekledim.Biliyorsunuz,her katta durduğu için biraz gecikiyordu.Neyse ki ben bindiğimde içi boştu.Zemin kata bastım ve asansörün inmesini bekledim.
Ve mucizeye bakın ki hiçbir katta durmadı.Aşağıya indim hastanenin giriş kapısının orada durdum.Dışarıya çıkıp mı beklesem yoksa içeride durup mu bilmedim.Ama adam o kadar yolu gelmiş –ne kadar alışık olsa bile- ben de nezaketen beklesem iyi olabilir.Döner kapıyla dışarıya çıktım ve keskin rüzgarı suratımda hissettim.
Solda ki kirişe yaslanıp beklemeye başladım.Hastanenin önünde siyah bir Range Rover* durduğunda acaba o mu? Düşüncesine kapıldım.Ön koltuktan dev gibi kel bir adam inip arka kapıyı açtığında gri beresi ve güneş olmamasına rağmen taktığı güneş gözlüğü takan Zayn Malik’i göre bildim. Her halde tanınmamak içindir diye düşündüm.Aşağıya indiğinde kimseye görünmeye çalışan Zayn Malik’in yanına gittim ve ‘’Merhaba ben Arrigo…Arrigo Cadenza.’’ Dedim ve elimi uzattım. ‘’Hoş geldiniz.’’ Elimi sıktı ve ‘’Merhaba Arrigo.Kızın…Hazel miydi?’’ dediğinde ‘’Evet’’ diye cevap verdim. ‘’Nerede? İçeride mi?’’ dediğinde ‘’Evet,odasında.Uyuyor.Geleceğinizi bilmiyor.Sürpriz olur diye düşündüm.Sizi göreceği adına o kadar umutsuz ki.’’ Dediğimde gülümsedi. ‘’İçeri geçelim.’’ Dedim ve elimle gösterim.
O,dev gibi adama burada durmasını söylediğinde ben Zayn Malik’in ne kadar iyi bir genç olduğunu düşünüyordum.Herkes bunu yapmazdı değil mi? Üstelik konserini erteletmişti.Konuşmasına bakılırsa burnu havada bir genç de değildi.Beraber döner kapıdan geçtiğimizde kafası eğik yürüyordu. ‘’Ünlü olmak oldukça zor gibi görünüyor.’’ Dediğimde güldü ‘’Kesinlikle öyle.’’ Dedi. ‘’Bu arada Zayn,geldiğin için sana minnettarım.Attığım e-maili bile göreceğinizi düşünmüyordum.’’ Dediğimde ‘’Önemi yok.Kızınızın beni sevdiğini söylediniz.Ve bir baba olarak bunun farkındasınız,ona en iyi benim geleceğimi söylüyorsanız kesinlikle doğrudur.Çünkü kızlar böyle şeyleri babalarıyla pek paylaşmaz.’’ Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEATH OF BOND (Ölüm Bağı)
FanfictionYaşamdan kopmak için az zamanı kalan bir kızı nasıl hayata bağlarsınız? Tüm hayallerini kaplayan imkansızlığı karşısına çıkartarak mı? İmkansızlık..Zayn,ölüm ve Hazel'in arasında ki ölüm bağını kopartabilecek mi? ©Tüm hakları saklıdır.