9-Bıçkın

6 2 0
                                    

Selamlar! Bu bölümün fazla sakin geçmesini beklemeyin.Zor dönemler geçirecek kitap karakterleri.Olsundu, atlatır onlar!!!

♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣

Düşüncelerin içinde kaybolmak, kalbe saplanan bıçak kadar can alıcıydı.Bozulmuş parçalar zor denkleştirilirdi, bazense olmazdı.Kuşlar en bilindik mırıltılarını şakıyordu.Sahi neydi? Bu heyecan...Soluk güneşin ardına saklanmış puslu gizemler açığa çıkıyordu. Ellerimle kavradığım haki yeşili tişörtü yavaşça üzerime geçirdim.Bacaklarımı sarmalayan siyah kot ile birlikte hazırlanmıştım.Sandaletlerimi ayağıma geçirip Batum'un beni almasını bekledim.Sanırım günler sonra alışmış gibi olabilirdim."Güzelim,aşıklar gibi gökyüzüne neden bakıyorsun?"
"Niye tuvalete gidiyorsun diye soruyormuyuz?"
"Bak senin o dilini keser sonra da afiyetle yerim."
"Iyy, Batum.Iyy."
"Kes, kafam şişti güzelim."
Garip konuşmaları yarıda kesip motora bindim.Onun motor sürmesinden keyif alıyordum.Kaskı kafama geçirip Batum'un arkasına oturdum."Saçımı griye boyayacağım."gözlerini devirdi."Saçmalama güzelim sen böyle güzelsin oysaki turuncu kafalardan nefret etmeme rağmen..."Merak etmiştim.Kim bilir neden nefret ediyordu? Ağzımı araladım.Konuşmama fırsat vermemiş,anlar bir halle cevap vermişti."Bir gün anlatabilirim güzelim.Kesinlikle bugün değil."

Pantolonumdaki titremeyle cebimden telefonumu çıkarttım.Mesaj gelmişti.Gizli bir numara olduğu için tedirgin olmuştum."Masum olmak için fazla aptalsın.Bir yanlışlık sebebisin.Seni senden fazla tanıyorum.Kızılay Sarte.Yanlışlık sebebi, doğdun.Masum değilsin.Asla"gözlerimden süzülen damlacıklar tişörtü birer birer ıslattı.Batum'un sırtına damlayan damlacıkla birlikte yerinde kıpraştı."Sadece su"
İdrak edememiştim."Sesin titriyor.Istersen okula gitmeyelim."Mesajı göstermek istememiş,belki de istemiştim.Başımı hafifçe salladım.Motoru sağa çekti, yandaki kafenin siyah kapısından içeri girdik.Ahşap masalar, siyah tabaklar, mor çatallar...Her kimin tasarımıysa fazla gotik dizayn edilmişti."Burası Tuğçe'nin mekanı"Ağzımı şokla araladım.Ondan bu tarz bir yer bekleyemezdim.Yerleştiğimiz masaya gelip selam verdi."Selam Batum, Kızılay."Sigara küllüklerini gördüğümde eski paketlerden arakladığım sigarayı yakmaya çalıştım.Bir kuvvet elimden sigarayı çektiğinde istemsizce kaşlarım çatıldı.Batum'du."Napıyorsun acaba?"
"İçmeyeceksin lan"
"Hanzo suratlı,özürlü,pis kabadayı"
"Güzelim o lafları götüne sokarım ha!"
"Sok da görelim"
Şaşırmıştı.Kendi söylediklerime ben bile şaşkınken onun şaşkın olması fazlaca normal bir durumdu.Tuğçe kahveleri getirdiğinde bir gram da olsa ellerimin soğukluğu kaybolmuştu.

Nefesimi ısıtan kahveden bir yudum aldım.Acıydı.Hislerimi karşılamayacak kadar olsa da..
Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıvermek istesem de bazı sebepler buna izin vermiyordu.Batum'un mavilerine bakıp derinlere daldım.Ebedi sonsuzluğun okyanusu kadar derinlerdi.Gözlerindeki hafif parıltıya tebessüm ettim.Sessizdi...Bakışlarını üstümde hissediyordum.Tekrar eskileri düşündüm.Gamze,benim yanıma gelmemişti.Gerçek arkadaş sandığın bir yerlerinden vuruyordu bazen...
"Ne düşünüyorsun güzelim.".onu tersledim."Sanane"
Kaşlarını çatıp değişik bir ifadeyle gözlerime kenetlendi."Ne desen yakışıyor güzelim"
Farklı bir tepkime vermesini beklememe rağmen beni şaşırttı...Gelen mesaja kafamı taksam da onun yanında biraz yatışmıştım.Telefonumdan yükselen sesle yerimden zıpladım.Korkuyordum.Hiç korkmadığım kadar...Başka bir mesajı kaldıramayacak kadar yorgundum.Kalbime bıçkın gibi saplanmış acılar bitmek bilmiyor,yerlerine başkaları daha geliyordu.Askay'ın aradığını görmem biraz rahatlamama meyl vermişti.
"Alo,kanki naber?"bir makine gibi telefon açsa hep aynı cümleyi kullanıyordu.Aptal Askay..."Iyiyim."kısa cevapları seviyordum.Yormazlardı fazla...


Gökyüzü tüm nefretini dünyaya kusuyordu.Karanlık ele geçirmişti hertarafları..Bozuk bulutlar gökyüzünün ışığını saklamıştı.Küçük bir çocuğun elinden alınmış bir şeker gibiydi hayat...Bir mezarlık kadar tenha ve ıssız olabilir miydi sokaklar?Acı, gülümsedi ardında bıraktığı insanlara.Bir selam çaktı mutluluğa,kıyılarda kalan tek duyguya...Derin mavilerini sonsuzluğa kapamıştı

.Kulağının bucağına yaklaşıp fısıldadım."Acılar,beni eritebilecek raddeye geldiğinde, birine muhtaç kalabilecek kadar ürkek bir kız çocuğu olursam sana sığınabilirim Batum Akbucak."
Yanağını buselendirip kırmızılaşmış suratımı hızla çektim.Gün ağarırken ayın saf beyazlığı gökyüzünden kalkıyordu.Gözlerini kırpıştırıp yerinden doğruldu.Banyoya doğru ilerledi.Peşine gitmemiştim fakat güne nasıl başlayacak olduğunu biliyordum."Bu ne lan? Kızılay buraya gel"Neden çağırdığını bilmesem de azar yememek adına hızla yanına ilerledim.
"Noluyor Batum"elinde tuttuğu kırmızı sütyene utançla baktım burada unutmuştum."Tahrik etmeye çalışıyorsan, becerdin güzelim"Kırmızının her tonuna bürünen suratıma küfürler mırıldandım.Sütyeni elinden almaya çalıştığımda havada sağlamıştı."Koca boylu piçoz"gözlerini devirdi."O ne lan cips markası gibi?"sesi tok ve ifadesizdi.Boşluğuna geldiği bir anda sütyeni elinden kapıp,diğer odaya koştum.Peşimden gelmeye çalışsa beni yakalayacağını bildiğim için atik davranmıştım."Geç kalacağız Batum".

Kıyafetlerimin bulunduğu odaya geçip özenle seçtim.Düşük omuz bir bluz ve siyah dar pantolon giymiştim."Saçlarını öreceğim güzelim."diğerlerini katlayıp yanına ilerledim.Beni yere oturtmuş kendisi ise koltukta rahat bir pozisyon almıştı.Parmakları saç diplerime değdiğinde kafamdaki tüm düşünceler bir defada kaybolmuştu."Çok güzel oldun, kimsenin görmesini istemeyeceğim kadar."Ona gülümsedim.

Baktı.

Baktı.

Güzel baktı.

Baktı, gülümsedi.



           Bölüm Sonu

ATEŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin