Kris ertesi sabah oldukça erken uyanmıştı. Yataktan doğruldu ve bir süre kendine gelmeyi bekledi. Chanyeol'ün eve gelip gelmediğini merak etmişti genç adam. Odasından yavaş adımlarla çıktı, Chanyeol'ün odasına yöneldi. Uzun arkadaşı eve oldukça geç gelmiş olmalıydı çünkü üzerini bile değiştirmeden kendini yatağa fırlattığı belliydi. Kris kafasını iki yana salladı ve Chanyeol'ü dürtmeye başladı. Uzun olanın uykusu çok hafifti bu yüzden Kris'in çok fazla uğraşmasına gerek kalmamıştı.
"Bir şey mi oldu Kris?"
Kris dün akşam ki kokunun kaynağının Chanyeol'ün odasından geldiğini tahmin etmişti. Oda resmen hayvan ölüsü kokuyordu yahu!
"Çoraplarından mı, donundan mı bilmem ama burası bildiğin hayvan ölüsü kokuyor. Ben bir saate çıkacağım ve sen geldiğimde odanı toplamış olacaksın."
Tehditkâr biçimde salladığı parmağını indirdi, arkadaşının alnına bir tane şaplak geçirdi. Chanyeol alnını ovuşturarak arkadaşına kötü kötü baktı. Kris bu kokuya daha fazla dayanamayacağına karar vererek yüzünü buruşturdu ve odayı terk etti. Bir saat sonra bebeği ile buluşacaktı. Yine o lanet heyecan basmıştı. Daha şimdiden elleri titriyor, avuç içleri terliyordu. Kris ne yapacağını düşündü. Gerçekten konu Jongin olunca, genç adam şuracıkta eriyebilirdi. Terleyen avuç içlerini şortuna sildi.
Jongin çalan alarmın sesiyle yerinden fırladı. Bugün Kris ile buluşacaklardı. Oldukça heyecanlıydı. Yeni başladığı üniversitesinde Baekhyun dışında başka hiç arkadaşı yoktu. Yeni bir arkadaş kesinlikle iyi olabilirdi. Okul tatiline çok az kalmıştı fakat Jongin bu bir sene içinde kendi yaşıtlarıyla iletişim kuramamıştı. Baekhyun bile üçüncü sınıftı. Bu düşünceleri beyninden kovaladı ve banyoya girdi. Yeni arkadaşına kötü gözükmek istemiyordu esmer olan. Kısa bir duşun ardından -Kris gibi her yeri kızarana kadar kendini liflememişti- üzerine bir şort ve bol bir askılı geçirdi. Buluşma saatine on beş dakika vardı. Spor ayakkabılarını da ayağına geçirdi, kampüsün yolunu tuttu.
Kriste tıpkı Jongin gibi sade bir şort ve askılı giymişti. Sonuçta sadece basketbol oynayacaklardı öyle değil mi? Fakat Kris esmer olana güzel gözükmek için takım elbise giymeyi bile düşünmüştü. Kol saatine baktı. Buluşma vakti yaklaşıyordu. Dış kapıya koşturarak giderken, önünden geçtiği Chanyeol'ün odasına da arka arkaya yumruklarını geçirdi. Arkadaşının uyandığını düşünerek, ayağına siyah sporlarını geçirdi ve evden koşarak çıktı.
Koşmasının sebebi tabiki de Jongin ile buluşacak olması değildi, sadece ısınmaya çalışıyordu. Ah, kimi kandırıyordu ki? Bal gibi de Jongin için deli danalar gibi koşturuyordu. Genç adam daha ilk buluşmada geç kalmaktan o kadar çok korkuyordu ki, yolda ayağının takılıp tökezlemesini bile umursamamıştı. Kampüse yaklaştığında olduğu yerde durdu ve telefonunu çıkardı.
kimKaiii: Geldin mi?
Kris'in eli ayağı tekrardan zangır zangır titremeye başlamıştı.
galaxyFan00: Evet. Şu an seni görüyorum.
Jongin mesajı okur okumaz kafasını kaldırdı ve gözlerini Kris'in gözlerine dikti. Genç adam bebeğinin gözlerine o kadar kapılmıştı ki yanına gitmeyi unutmuştu. Jongin Kris'in olduğu yerde beklediğini görünce kısık sesli bir kahkaha attı ve eliyle Kris'e 'gel' işareti yaptı. Kris bu işaretle transtan çıktı, gülümseyerek Jongin'in yanına geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▪K.TALK
Short StoryKris hayatı boyunca arkadaşının aşk hayatıyla dalga geçmişti. Zavallı Chanyeol her fırsatta bir gün onun da aşık olacağını söyleyip durmuş ve nitekim de öyle olmuştu. Kris söylediği lafları bir bir yutmak zorunda kalmıştı. Bu olanların tüm suçlusu o...