9.Bölüm-'Eiffel Tower.'

1.5K 118 9
                                    

A/N:

Evet! Yeni bölüm ile geldim! Fakat bu bölüm kesinlikle ama kesinlikle bir geçiş bölümüydü. Yani merak etmeyin anne olaylarını ileriki bölümlere taşımayacağım. Onu sadece gelecek bölüm olacak şeyler için yazdım. Neyse! Bu geçiş bölümü kötü olmuş olabilir. Moralım eksilerde. Berbat şeyler yaşıyorum ve umarım bunu bölüme de yansıtmamışımdır. Amaa sanırım gelecek bölüm o kaç bölümdür size bahsettiğim ÖZEL bölüm! Onu yazmak için sabırsızlanıyorum ve hem özel bölüm olduğu için hem 10.bölüm olduğu için hemde okunma sayımız her geçen gün arttığı için uzun ve biraz geç gelecek! Üzgünüm!

Not: 2K olmuş! O kadar mutlu ettiniz ki beni! Süpersiniz! Her birinizi çok ama çok seviyorum! Hala kapak bekliyorumda.

Yemekleri yenmiş ve hesap Louis tarafından ödenmişti. Şimdi ise birlikte Harry'nin evine gidiyorlardı. Arabada yeni ve eğlenceli bir temposu, fakat konusu aşk olan bir şarkı çalıyordu.

It hit me like a heart attack, when you finally loved me girl.

I thought I never want you back

But I don't wanna live in a world without you.

Louis dans etmek istiyordu. Şarkıyı sevmişti. Temposu, melodisi, sözleride güzeldi fakat canını acıtıyordu bu yüzden de duymazlıktan geliyordu onları. Bugünün başlangıcı her ne kadar güzel olmasa da devamı güzel gitmişti ve şimdi de bu şarkı da delice dans etmek istiyordu. Bana sorarsanız Mutluluk Dağında ettiği danslar onu pekte tatmin etmiş sayılmazdı. Neyse.

Never really noted, it's all the little things you did, you did

Never bought roses, always was around my friends, my friends

And now I'm hearing around

That you been running around

Harry ise sadece şarkıya eşlik ederek arabayı sürüyordu. Evine ulaşmalarına bir-iki sokak kalmıştı. Evinden eşyaları aldıktan sonra ne olacaktı? Evini tabii ki de satmayacaktı. Sanırım evi öylesine kalacaktı ve Louis ne zaman gitmesine izin verirse o zaman evinde kalacaktı. Umduğu tek şey ise Louis'in asla onun gitmesini istememesiydi. Gitmek isteyeceği bir zaman dilimi olacağını hiç sanmıyordu. Louis'in yanından bir saniye ayrılmak onu özletiyordu ve bu Harry'nin hoşlanmadığı bir duyguydu. Ne yani? Louis'in onun arkadaşıydı ve bu duygular saçmaydı işte.

Never should've let you slipped away

Living in a world that's turned to grey

Little did I know it hurt so bad 

Eve geldiklerinde Harry arabayı parkedip anahtarı almıştı. Louis de arabadan inince evin kapısını açıp eve girmişlerdi.

Louis eve bakarken Harry'nin güzel bir zevke sahip olduğunu fark etmişti. Ev küçüktü, tek katlıydı fakat içi kendi evinde daha düzenli ve ferahtı. Gri ve siyah renkleri hakimdi oturma odasına. Renkler odayı ne boğmuştu ne de açmıştı. Orta düzeydeydi ve bu hoş bir hava katıyordu. Salonla birleşik olan Amerikan tarzında ki mutfak ise mavi döşenmişti. Mutfak dolapları ve buzdolabı. Aralarda ise beyaz olan tezgah ve küçük masa ortamı bu çılgın havasından sakin havasına sokuyordu. Anlaşılan Harry her odada farklı renkler kullanmıştı. Şuan görülebilecek başka bir şey olmadığından, Louis gözetleme işini bitirmiş Harry'e çevirmişti başını. Harry ise camları açmış ve havanın odaya akın etmesini sağlayarak büyük bir iyilikte bulunmuştu. Çünkü eve yaklaşık bir hafta kimse girmediği için toz tutmuştu ve genellikle olan temiz havası da yok olmuştu.

Through The Dark (l.s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin