BÖLÜM 9

26 6 1
                                    


"Seninle bir anlaşma yapabiliriz Sezgin. Ya Mısra'dan uzak durursun ya da ben herşeyi anlatacağım. "

Duyduğum şeyle şok oldum. Mısra'yı kaybetme fikri bile beni bu kadar kötü yaparken ben ondan nasıl uzak kalacaktım ki.?!

"Hala senden bir cevap bekliyorum!"
Ediz'in sesiyle kendime geldim. Ne diyecektim şimdi? Mısra eğer bu oyunu öğrenirse yüzüme dahi bakmaz, ama eğer Ediz'in teklifini kabul edersem uzaktan da olsa görme imkanım olurdu. Hem bana kin de beslemezdi değil mi?
"Tamam!"
Güldüğünü hissedebiliyordum.
"Görüşmemek dileğiyle SEZGİN!"
telefonu kapatım cebime attım. Ne yapacaktım ben? Ondan nasıl uzak duracaktım? Bakışlarımı Mısra'ya çevirdim. Meraklı gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek ona baktım. Oda gülmüştü. Ne kadar güzel gülüyordu öyle. Ben nasıl bu duruma gelmiştim. Kimseye karşı böyle hissetmezken neden bu kadar çabuk hoşlanmıştım. Bilmiyordum..

Annemlerin masaya gelmesiyle bakışlarımı onlara çevirdim. Annem bana oldu bu iş dercesine gülümsüyordu. Ah anne! Şimdi onu nasıl bırakacaktım bir bilsen!

Uzun bir sohbetin ardından saate baktığımda geç olmuştu. Mısra'yı eve bırakmam lazımdı ama onu bırakmak istemiyordum. Artık yarın ondan uzak kalmaya çalışacağım, her ne kadar yapamadam da, o yüzden birşeyler başlamadan bitsin istemiyordum.

"Biz artık kalkalım geç oldu. Mısra'nın eve erken gitmesi gerekiyor."
Mısra bana anlamaz bakışlar atarken onu takmadım.
"Ah öyle mi! Sık sık gelin ama çok sevdim ben Mısra'yı" diyen annem Mısraya sarılmaya başladı. Mısra da utanarak kafasını eğdi. Neden bu kadar utangaçtı bu kız?

Annemlerle vedalaştıktan sonra arabaya bindik.  Mısra kemerini takarken
"Neden erken gitmemiz gerektiğini söyledin?" Dedi.
"Öyle gerekti."
Çok soğuk ve ifadesiz bir şekilde söylemiştim. Ne kadar istemesem de bunu yapmak zorundaydım. Yüzüne bakmamıştım. Arabayı sürmeye başladım.
Mısra kendi kendine konuşuyordu ama ne dediğini anlamıyordum. Bir süre homurdandıktan sonra Mısra dayanamadı.
"Sevgili rolünü yapmamı istemiyorsan artık devam etmem. Hem buna mecbur değiliz! Erken gitmemizin nedeni de sıkılman dimi artık? Zaten belliydi ki! Senin gibi her gün ayrı ayrı kızlarla birlikte olan insan, tek bir kızdan nasıl sıkılmaz! Gerçi suç bende baştan kabul etmeyecektim ama senin beni umursadığını düşünmem bile hataydı!"
Gerçekten böyle mi düşünüyordu. Bu kız kör müydü? Nasıl göremiyordu. Ona değer verdiğimi, onu umursadığımı nasıl göremiyordu.
"Bitti mi?" Dedim soğuk bir sesle.
Bi süre bana baktıktan sonra "Evet Bitti!" Dedi ve kollarını önüne bağladı. Ona bakınca gözlerini kaçırıp, kafasını cama çevirdi. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Ağlamasındı. Ona böyle davranmak istemiyordum ama elimde değildi. Onun iyiliği için böyle yapıyordum.

Sessiz bir yolculuğun ardından arabayı evinin önünde durdurdum. Ona baktım. Gözlerini benden kaçırıyordu. Dokunsam ağlayacaktı. Sanki bir şey diyecekmiş ama diyemiyormuş gibiydi. Bir süre öyle durduktan sonra zor da olsa konuşmaya başladım.
"İnsen iyi olur çünkü işim var ve geç kalıyorum."
Kızgın, üzgün ve şaşkın bir şekilde bana bakarken gözlerimi ondan kaçırdım çünkü ona baktıkça her şey daha zor oluyordu.
Bir şey demeden çantasını aldı ve arabadan indi. İnerken çektiği burnunun sesini duydum. Kahretsin ağlıyordu. Ben öyle görmeye dayanamıyordum ama. Arkasına bakıp gözlerini benle buluşturduğunda kızarmış gözleri yıldız gibi parlıyordu. Önüne dönüp yürümeye başladı.  Onu böyle görmeye dayanamadım ve hızla yanına gittim ve kolundan tutup onu durdurdum. Önce elime sonra da gözlerime baktı. Gözlerinden akan yaşlar dudaklarını ıslatıyordu. Islak olan dudakları 'beni öp' diye bağırırken Mısra gitmek için kolumu ittirdi. Bende iki kolunu tutup kendime çektim bir elimi beline diğer elimi ise yanağına koydum. Şaşkın şaşkın bakarken gözünden akan yaşı sildim.
"Umursuyorum!" Dedim. Az önceki şeyi kastederek.
"Hı?"
"Seni umursuyorum!"
Bana şaşkın şaşkın bakarken ne diyeceğini bilemiyordu. Onu kendime daha çok çektim ve aramızdaki mesafe sıfıra indirdim. Bir şey söylemek için dudaklarını yaladı ve tam ağzını açacakken kendimi tutamayıp dudaklarına yapıştım.

KALBİMDEKİ LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin