7.bölüm

2.2K 207 30
                                    

Selam ben geldim. İnşallah özlemişsinizdir bizi😂 bol yorumlarınızı bekliyorum. Ve sen Aziz dostum iyi ki varsın.
İYİ Kİ DOĞDUN zynp_trkz , yazma yolunda benim en büyük destekçim olduğun için teşekkürler ❤️❤️

❤️
Selenga tarif edilmez bir huzursuzlukla buradan gitmek istemediği halde gitmek zorunda olduğunu düşündü.

Bu kadar yaklaşmışken, belki de aşkı tatmasına ramak kalmışken gidiyordu.

Caçıkeyle konuşmasından beri hiç dışarı çıkmamıştı. Veda etmemişti. Geldikleri gibi sakince gideceklerdi.

Bir iz bırakmadan, bir kaç ay sonra unutulurlardı. Uldız da zaten Begümüyle ilgilenirdi.

Şişko pislik sarardı Uldızı yağlarıyla. Gitmeden tek yapmak istediği şey, o kızın saçlarını, o uzun güzel düz saçlarını kesmek ya da bir sakız yapıştırmaktı. Begümün kel halini düşünce bir kahkaha atıverdi.

"İşte o zaman, tam bir sumo güreşçi si olur." diye düşündü. Gülümsemesi yüzünde daha da büyüyordu ama o kız belki de hayalinde ki bir yaşamı yaşayacaktı.

Uldızla evlenip mutlu olacaktı. Onun sadece hayalini kurduğu aşkı i yaşayacaktı.

Belki çocukları olurdu. Uldız'a benzemeliydi ama çocukları. Begümden hiç bir şey almasınlardı zaten.

Siyah gözlü, minik bir bebek hayal etti.  O ve Uldız beraber selenga nehrine bakıyor olabilirdi. Uldız ona sarılıyor ve kulağına gece yapacakları yaramazlıklardan bahsediyor olabilirdi.

Olmayacak hayallerin görüntüleri boğmuştu Selenga'yı. Kendini üzmeyecekti. Zaten imkansızı istemiyor muydu? Olmayacaktı, olamazdı.

Ne kadar düşünmemeye çalışsa da, aklından çıkmıyordu.
Gitme vakti yaklaştıkça daha da bir huzursuzlaşıyordu.

Koyun derisinden yapılma çantası yerine siyah sırt çantasını aldı. Hiç var olmamış gibi  çıktı çadırdan. Arkasını dönüp  Gökçe hatuna sessizce teşekkür etti. Her şey için zor anlatında en yakını olduğu için.

Cacike onu obanın dışında bekliyordu. Selenga'yı görünce sevinir gibi oldu. Sanki gelmemesinden korkuyordu.Sesiz adımlarla, konuşmadan, yanyana yürümeye başladılar.

Buradaki  yaşama alıştıklarından hızlıca varmışlardı mağaranın belirmesi gerektiği yere. Bir ağacın altına oturup beklemeye başladılar.

Selenga gökyüzüne bakıyordu. O kadar dalmıştı ki gökyüzünün güzelliğine. Böylesini gittiği yerde pek göremezdi. Caçıke de bakıyor olmalı ki Selenga'nın kulağına doğru fısıldayarak

" Karanlık mı geceyi gece yapan yoksa yıldızlar mı geceyi böyle ihtişamlı kılan? Bence karanlık "

Selenga sessizce yıldız diye geçirdi içinden Uldız.

Bi kapı bekliyorlardı zamanlarına dönmek için. Zaman geçtikçe belirmeyen mağara , çacıke de sinir, Selenga da umut oluyordu.

Artık gün ağırmaya başlayacaktı. Selenga gülmemek için kendini zor tutuyordu.

" Çacıke açılmayacak gibi mağara , emin misin ? Bu gün açılacağına"

Çacıkenin kendinden emin hali biraz bozulmuştu.
" Neyi yanlış hesapladığımı anlamıyorum. Lanet mağaranın belirmesi gerekiyordu. Yarın tekrar geliyoruz. Minik bi hesap  hatası olmalı"

Selenga belli etmeden güldü bir günü daha vardı bu sefer çadırda geçirmeyecekti.

Kimseye gittiklerini belli etmeleri için hemen obaya dönmeleri gerekiyordu. Oba da hayat erken başlıyordu. Onlar obaya giderken , Uldız sakince selenga nehrine bakıyordu. Bu nehri son zamanlarda daha bir sevmişti. Hele ismini SELENGA...

Selenga, se len ga, seeelengaaaa beyninde farklı tonlarla sesleniyordu ona. O küçük, kıvırcık saçlı, korunmaya muhtaç, çocuk gibi, cılız olan kız aklından çıkmıyordu.

Minicikti. Tamam dün ıslak kıyafetleriyle pek minik, çocuk gibi görünmese de, o şeydi işte.

Neydi? Uldız için neydi? Bi yabancı değildi bir kere. Ona hiç yabancı gibi gelmemişti. İlk günden beri onu yabancı biri gibi görmemişti

Arkadaş mıydı? Uldız onunla konuşmaktan keyif alıyordu ama hayır o arkadaşı değildi.
Kardeş?

Evet evet o tıfılı kardeşi gibi görüyordu.

Beyninde peydah olan sinsi bir ses: "Bu gün o ıslak haliyle görünce hiç kardeşlik duygular beslememiştin ama" dese de Uldız bu sesi bastırmıştı.

Ama aklına o hali gelivermişti. Hoş pek gittiği de yoktu. O dolgun dudakları öpse ne olurdu acaba? Sarılsa sıkı sıkı incitir miydi onu? Öyle bir his uyandırıyordu ki, onu gördüğü an başka bir sey göremez oluyordu.

Sevimli suratı, sakarlığı.

Yüzüne yansıyan gülümsemeye engel olamadı Uldız. Bu kız onda kendinin bile farkında olmadığı  duyguları uyandırıyordu.

"Sen gülebiliyorsun!" diye bir sesle irkildi. Babasının o sert yüzünde gizlenen yumuşak bakışları görebiliyordu.

"Baba dönmüşsünüz bu kadar erken beklemiyorduk. Bir sorun mu oldu?"

Sesi istemsiz, bir komutan edasında çıkmıştı.
Balamir oğlunun bu doğuştan lider özelliğini seviyordu.

"Hayır, hiç bir sorun yok. Ama şimdilik,  çinli casuslar geziyor. Kurultayda konuştuk. Diğer boy beyleri de bu konudaki sıkıntılarını dile getirdiler. Benimde aklıma şu tüccarın kızı geldi. Yanında..."

Uldız babasın sözlerine hemen kesti.

" O casus değil."

Sesi çok sert çıkmıştı. Selenga o narin kız, kesinlikle casus olamazdı. Hem o güzel yüzüne hiç yakışır mıydı kalleştik?

" Nerden biliyorsun?"

Uldız gözlerini devirdi.

" Baba o öyle bir şey yapmaz, baksana küçücük zaten, kırılgan. Hem hiç bir silah kullanamadığı biliyorsun. O bir karıncayı bile incitmez. Ayrıca tüm halkımız onu seviyor. O da herkese yardım ediyor. Benim hırçınla bile araları iyi. Onun yelelerini okşamasınıda izin veriyor. O iyi biri."

Balamir oğlunun gözünde gördüğü pırıltıya hayretle baktı. Gülümseyerek;

"Hırçının yerinde olmak istermiş gibi bir halin var"
Deyiverdi.

Uldız ilk kez utanmıştı. Babasının sözlerine karşı çıkamadı.

Babası bu haline daha bir gülmüş:

"Bilirsin mogollar der ki , en önemli olan eş seçmektir ve kadının büyük ayaklısı.."

"Baba! Lütfen öyle bir şey yok, yani o, o biliyorsun işte gidecek"

"Koskoca Uldız, küçük bir kızı tutamayacağını söylüyor. Öyle mi? Bilirsin iyi eş mutluluk getirir. O yüzden iyi seçilmelidir. Bu yüzden kendini kaptırmadan önce emin ol. Kendinden, Ondan ,kalbinden sadakatinden"

Bir babanın gelip omzuna yavaşça dokunması ve yanında olduğunu göstermesi, ister minik ister kocaman olan bir çocuğun yüreğine işleyen bir davranıştır.

Uldız da her zaman önder olarak gördüğü babasının nasihatını dinleyecek miydi acaba?

Ya da dinlese de olacakları engelleye bilir miydi? Gerçekten Selenga casus olabilir miydi?
Hayır hayır olmazdı.

AŞKA HUN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin