13.bölüm

2.1K 186 23
                                    

Bu bölüm sana Aslıhan Saranghae  çok özledim seni belki duyarsın beni

❤️

Artık kimse onları durduramazdı onları ya da onlar öyle sanıyordu. Öpücükleri bitmeden ahırın kapısı yeniden açılmıştı. Ve Gökçe hatun onlara bakıyordu.
Babasına yakalanmış gibi utandı Selenga; Yeterdi ama bu günlük bu kadar basılma.
"Sanırım delireceğim." diye tısladı Uldız. Onca savaş görmüş, basılma yaşamış, baskınlar yapmış ama bugünkü kadar gerilmemişti. Sinirden dişlerini gıcırdatıyordu. Gökçe hatun Selenga'yı alıp götürmüştü.

Açık kapı, samanlarla dolu ahır, bir kaç at ve hırçınla kalakalmıştı Uldız. Birazda kendine sinirliydi. Hayır, şaka yapmak istemiş hırçınla konuşmuştu, izin almıştı. Ne gerek vardı ki bunlara? O zamanı Selenga'yla geçirmeliydi.  Yavaşça ilerledi samanlara doğru, önce oturmayı düşündü ama sonra yatak görmüş çocuk gibi uzandı samanlara; hatta iyice yayıldı. Elinin birini başının altına almış, bacaklarını uzatmış, ağzında saman çöpü boş tavana bakıyordu; yüzünde âşıklarda oluşan anlamsız bir tebessüm vardı.

"Ne gündü be" diye söylendi. Birkaç yıl gibi gelmişti bir gün. Ama daha gençleşmiş çocuklaşmış hissediyordu kendisini. Kararsızlık, kargaşadan uzaklaşmış kalbi Selenga'sıyla kavuşmuştu; Ama ne kavuşma(!) bir türlü bir araya gelememişlerdi. Basan basanaydı bu gün. Yinede artık önünde hiç bir engel kalmamıştı. Selenga onu seviyordu, babası onaylıyordu, Cacıke gitmişti. "Evet" diye düşündü yarın evlenmesi için hiç bir engel yoktu.

Selenga'yla evlenmek... Bir ungu ile ne güzel ve özel bir şeydi. Zaman zaman ungularla ilgili destanlar duymuştu ama onların hep gidici olduklarından bahsedilirdi. Hiç kalmamıştı ungular. Onlar gelir ve giderlerdi bazen günü birlik bazen birkaç yıllık olurdu gelişleri ama hep giderlerdi. Uldız istemese de Selenga'nın gidecek olmasının ne korkunç olduğunu düşündü. Ama Selenga gitmezdi değil mi? Yok yok bir an önce evlenmeli ve başının tacı yapmalıydı Selenga'yı.

Gözlerini kapatıp güzel şeyler düşündü. Evlenmişlerdi Selenga'yla, Uldız onu almış çadırlarına götürmüştü. Beyaz döşeklerine oturmuş birbirlerine bakıyorlardı. Sonra yavaşça uzanırdı Uldız Selenga'ya o tatlı dudaklarını öperdi. Sonra...

"Ah kahretsin" deyip kalktı ayağa bu hayaller onu kötü etkilemişti. Belki Selenga'a gider bu hayalin devamını gerçekleştiremezdi. Belki de başka bir yere gidebilirdi. Hızla ahırdan çıkıp Selenga nehrine doğru gitti. Buz gibi bir suya ihtiyacı vardı.
an önce .

Buz gibi su bile işe yaramayacak görünüyordu. Uldız bir çöl olmuştu artık. Selenga'ya mecbur bir çöl...

Gökçe hatun yemeği karıştırıyor bir yandan da hınzırca gülüyordu. Balamir haber vermiş o da âşık çifti görmek için gitmişti ahıra ve "tatatam" yaşlı yanaklarını kızartacak bir manzarayla karşılaşmıştı. Selenga'yı aldığı gibi gelmişti çadıra. İkisi de utangaç, ikisi de suskun duruyorlardı. Gökçe hatun kızı gibi sevmişti Selenga'yı ve o, çok sevdiği Uldız ile birbirlerine âşık olmuşlardı. Bu iki genci birlikte görmek yıllardır suskun kalbine bir mutluluk vermişti. Selenga'nın yanına gidip oturdu. Kırışmış elleri Selenga'nın ellerini tutmuştu.

Sesinin titrek çıkacağını düşünüyordu ama öyle olmadı. Yumuşak bir sesle
" Selengam kızım. Seninle iyi kötü bir zaman geçirdik kısacık bir zamanda olsa bana evlat sevgisini tattırdın. Seni çok sevdim ve mutlu olmanı çok isterim. Uldız'da seni çok mutlu edecektir. Aslında bu durumda neler söylenir neler anlatılır bilemem. Ama ben seni çok sevdim her zaman yanımdayım. Bu huysuz kadını sakın boşlama."

Selenga yaşlı kadına bakıyordu. Böyle bir günde yalnız olmadığı bilmek Selenga'ya o kadar iyi gelmişti ki. Sevilmek çok güzel bir duyguydu. Karşılık beklemeden sevmek ve sevilmek herkese kısmet olmuyordu işte.
El ele tutuştu ana kız; Gözlerinde sevgi pırıltıları.
Uldız soğuk suda, Selenga şefkatli ellerde günü tamamladılar.

AŞKA HUN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin