10. Bölüm

2K 172 20
                                    

❤️
Çacıke mağaranın önünde bekliyordu. Hep beklemişti zaten Selenga'yı hep de bekleyecekti. Birden hayatına giren kızın, kıvırcık saçları gibi hareket gelmişti hayatına. Sadece ona bakmak bile yetiyordu. O güzel yüzünü düşündü. Sonra birden dişleri soğuktan mı Uldız aklına geldiğinden mi bilinmez gıcırdamaya başladı.

Uldız, Uldız, Uldız... Sert yakışıklı asker, Balamirin oğlu, geleceği parlak yönetici, kızların gözdesi. - Ah bu zamanda bile kızlar kaslı erkeklere bakıyorlar. Ne buluyorlar anlamıyorum - diye düşündü sonra daha da gıcırdadı dişleri, onun yüzünden Selenga'ya yaklaşamamıştı. Gözleri zehirli bir ok gibi öldürücü bakışlar atarken Selenga'yla ilgilenmek zor oluyordu. Onun gibi birinin de Selenga ya tutulduğunu görmek dahası Selenga'nın da ona boş olmadığını bilmek kötü hissettiriyordu.

Gitmeleri gerekiyor hemde hemen .Derin bir nefes alıp karanlığa baktı. Bu mağara neden açılmıyordu. Nerde hata yapmıştı. Kaç gündür burayı mesken tutmuş bekliyordu.bu gün açılmazsa artık Yeni bir yol denemesi, yöntem bulması gerekiyordu.

Tüm umutsuzluğuyla mağaraya baktığında bi ışık halesi gördü. Önce hayal kurduğunu sansada mağara açılmıştı. Çılgın gibi çığlık atıp kontrol etmeye gitti mağarayı. Evet açılmıştı. Şimdi Selenga'ya haber verme ve bu lanet yerden gitme zamanıydı. "Yaşasın" diyerek obaya doğru koşmak istedi. Yinede yavaş adımlarla yürüyordu çünkü beyni çok kötü bir fikir ortaya atmıştı. İçine tuhaf bir his gelip oturmuştu. Ya gelemezse Selenga daha da kötüsü ya gelmek istemezse.

Kafasını hızla sallayarak bu düşüncelerden kurtulmak istediysede kurtulmamıştı. Bir ağaca yaslandı - Gelmek istemezse ne yapabilirim?- diye düşünmeye başladı. Öylece oturmuş düşünüyordu. Vakitleri kısıtlıydı. Gerekirse zorla götürürüm diye geçirdi içinden tam ayağa kalkacakken. Onaa doğru gelen birileri varmış gibi hissetti.

Ormandan sesler gelmeye başlamıştı. Başta Selenga sanmıştı ama at sesleri daha doğrusu bir sürü atın sesi kalabalık bir grubun yaklaştığını düşündürttü. Hızla hareket edip saklanmak istedi. Ormanda hayvanlardan daha tehlikeli insanlar haydutlar olabilirdi.

Saklanmak için hareket edecekken ayağının önüne bir ok atıldı. Ok hun devletinin işaretlerini taşıyordu. Kalbini bir korku sardı. Selenga ya bir şey mi olmuştu. Onu kaçarken yakalayıp yanlış mı anlamışlardı? O bunları düşünürken Balamir tüm haşmetiyle belirdi ormandan. Uldızın bakışlarını nerden aldığı belli oluyordu. Babasında uldız gibi dehşet saçan gözleri vardı. Çacıke bir saniyede yerin yarılmasını ve içine düşmeyi istedi.

Balamir canını alacakmış gibi bakıyordu.

***

Selenga daha bi sokuldu sevdiğine, o erkesi kokusunu içine çekti. Aklında sadece HUZUR kavramı vardı. Huzur sarmıştı her yanını. Mutluydu hiç olmadığı kadar. Konuşamayacak kadar hasret kalmıştı mutluluğa. Ağzından bir kelime çıksa büyü bozulacakmış gibi hissediyordu. Bazen nefret ederdi bu histen çünkü hep doğru çıkardı. Konuşmadı zaman dursun istedi. Durun ki şu anlamsız kaygı terk etsin kalbini. Uldız'ın elleri saçlarını okşuyordu.
"Ipek gibi " dedi sakince Uldız. Yumuşak saçlara dokunmak için bu kadar beklemekle hata ettiğini biliyordu.

Sımsıcak bir öpücük kondurdu bu ipeksi saçlara. Çok huzurluydu. Selenga'nın soluk seslerinden başka ses kalmamıştı. Hayatını bu sesi dinleyerek geçirebilirdi. Tam konuşacakken , onu artık hiç bırakmayacağını söylemek isterken, babasının o gür sesini duydu ki duymayan kimsenin olmadığını biliyordu.

"ULDIZ!" Diye bağırmıştı babası. Sevdiği yanımda ürkekçe irkilmişti. Atı hırçın bile ürkmüştü

Kendini toplayıp ayağa kalktı Selenga yı da kaldırdı. Ellerinden sımsıkı tutarak çıktı ahırdan.

Selenga bir kez daha nefret etti bu 6. hisden. Huzurluyken kaplamıştı kalbini bir korku ve biliyordu bu çağrılışta kendisiyle ilgiliydi.

Zaten meydanda Çacıkeyi bağlı görmesiyle korkusu kendini kanıtlamış olmuştu.

Balamir'in gözlerine bakmamak istesede o kadar yakıcıydı ki istemeden bakmıştı.

Uldız ellerini daha da sıkmasa olduğu yere yığılırdı.

Uldız düşündüğünün doğru olmaması babasının yanıldığını hemen anlamasını istiyordu. Biliyordu bu bakışlar ancak haine atılırdı. Hainlik için ihanet etmek gerekirdi. Elleri bağlı cacık bir şeyler yapmış gibi duruyordu. Yinede babasının Selenga ya da öyle bakması tuhaftı.

Balamir hiç bir şey söylemedi oğlunun tuttuğu kıza baktı. Gerçek olmasından korkuyordu. Oğlu için üzülmüştü. Hızla Uldız'ın yanına gidip kızı almak istedi ama oğlu dimdik durdru karşısında.

"Baba" dedi sadece Balamir korkuyu en saf haliyle görmüştü oğlunda. O korkusuz yağız asker Uldız korkuyordu.

Balamir elini uzatı oğluna. Gözleriyle anlatmak istedi onu üzecek bir şey yapmayacağına. Uldız çaresiz kalmıştı. Selenga yavaşça elini çekti Uldızdan. Sorunun kendisi olduğunu biliyordu ama nedeni anlamamıştı. Gerçeği mi öğrenmişti Balamir yoksa başka bir şeymiydi. Uldız'ın yanından geçip Balamir e baktı. Balamir bir baş işaretiyle onu yönlendirdi. Tam hareket edecekken Uldız tuttu yine elini. Babası ikiliye döndü anlaşılan oğlu bu gün Selenga yı bırakmayacaktı. Kader diye düşündü yanlış kadınları sevmenin bu soyun kaderi olduğunu belliydi. Üçü beraber Balamirin çadırı girdiler. Çacıkeyi de arkalarından getirdiler.

Uldız casuslukla suçlananların nasıl konuşturulduğunu biliyordu. Aynı durumla Selenga nın kalmasını istemiyordu.

Balamir önce Çacıkeye sonra Selenga 'ya baktı "Bu gece Çacıkeyle birlikte gideceğim doğru mu?" Diye sordu sakince

Uldız'ın gözleri birden Selenga ya döndü.

Selenga ise çaresiz kalmıştı. Gidecekti ama gidememişti. Kendine bakan Uldız a baktı. Utanmıştı şimdi sevdiği ne düşünüyordu kim bilir? Gözlerinde yine kendini bulmak isteyerek baktı. Ben masumum diyerek baktı

Balamir ikiliye bakıp devam etti

" Bizi bozguna uğratacak bilgileri verip kaçacak mıydınız?"

Selenga Uldızdan gözlerini çekmeden " Hayır hayır öyle değil" Dedi çabucak

Balamirse devam etti " Çacıke öyle demedi ama eşyalarla seni ormanda beklerken bulduk onu. Maden casus değilsiniz neden gece gece gitmeye karar verdiniz. "

Uldız hemen " Selenga benleydi o kaçmadı " Dediysede Balamir cacıkenin torbasını alıp içindeki eşyaları döktü Selenga'nın eşyalarını düşmüştü. Uldız Selenga'ya ait herseyi bilirdi ve o torbada bunları görmek büyük şok yaşamasına neden oldu.

Ne yani Selenga gidecek miydi.? Onu bırakıp, casus olmadığını biliyordu. O casus olamazdı ama gitmesi. Burdan gitmek üzere miydi? Nerdeyse onu kaybediyordu.

Selenga Uldız'ın düşüncelerinden habersiz korkuyla baktı ona. Korkuyordu onu suçlamasından.

Ortamda ki sessizliği Çacıke bozdu " Biz casus değiliz. Sadece gidecektik. İnanın kimseye bir şey söylemedik ki zaten ne söyleyebiliriz ki?" Balamir Çacıkeye dönüp.

" O zaman neden kimseye haber vermeden gecenin bir vakti yola çıkmak için hazırlandınız?"

Kimse cevap vermedi. Selenga ne yapacağını bilmiyordu. Ne diyebilirlerdi ki -gelecekten geldik baktık yapamıyoruz dönmeye karar verdik.- mi

Balamir delici bakışlarını Selenga ve çacıkenin üstüne saldı.

Cebinden çıkardığı şeyi ortaya koyup direk Selenga ya baktı. Selenga şaşkınca bakakaldı ve herşeyin bittiğini düşündü.

***

AŞKA HUN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin