Embarrassed../mahçup\

666 45 8
                                    



Sokaktan geçen insanları izlemeye bayılırdım. Kim bilir hepsinin türlü türlü nasıl dertleri vardı, bazıları hiç belli etmezdi ama içleri kanardı, bazıları da ağlamaktan kendilerini harap ederlerdi belkide. Bense hep gülen taraftan olmuşumdur. Her şeyin olumlu tarafından bakmak istemişimdir. Neden mi? MutIuIuk, özgür bir toprak üstünde, özgür bir haIk arasında, özgür iş görmektir. Bu yüzden mutluyum işte. Bu yaşıma kadar hep hürdüm, özgürdüm. Ailem ne istediysem aldı, nereye gitmek istersem izin verdi tabi bu yaşadıklarım her zaman iyi sonuçlanmadı. Kötü insanlar tanıdım hemde çok kötü. İyi yanı ise insanları artık seçebiliyorum, iyi mi kötü mü anlayabiliyorum, bakışlarından bile..

Bu arada ben size kendimi tanıtmayı unuttum, çok özür dilerim..

Ben Ash. Yani arkadaşlarım, pardon yakın dostlarım bana Ash der sadece, adım Ashley Stiw.. Lise son sınıfa gidiyorum. Daha doğrusu bir sene kalmasaydım şuanda üniversite 1. Sınıf öğrencisi olabilirdim.. Bu sene okul değiştirmek zorunda kaldım çünkü babam yeni bir şirket açma peşine düştü ve bir ortak buldu kendine size bu konu hakkında daha çok bilgi verebilirdim ama bana da bu kadar anlatıldı tekrar kusura bakmayın. Bu sebeplerden ötürü okul değiştirmek zorunda kaldım, yeni okuluma başlamama 1 hafta kaldı fakat biz buraya yani Seaul'a 1 ay öncede gelmiştik. Adapte olabilmem içindi.. Ve sevindirici bir haber daha burada küçük şirin bir kafede işe başlamıştım. Buna sevinirken arkadaşlarımı eski yerimizde bıraktığım için üzülüyorum ama sık sık oraya gideceğim buna emindim..

Az sonra işten çıkacağım, mesaim bitiyor akşam babam ve ortağının ailesiyle bir akşam yemeğimiz var, oraya gitmem gerekiyor.

- John: Ashley, kızım sen çıkabilirsin. " Ah bu John amca, patronum. Çok iyidir.. – Tamam John amca , izin verdiğin için tekrar teşekkür ederim! – o çok kibardır, 15-16 gün oldu çalışmaya başlayalı o bana alışmıştı bende ona alışmıştım..

- John: İyi eğlenceler kızım yollarda dikkatli ol. " her zaman iyiliğimi düşünürdü, bazen John amcaya mahcup olduğumu düşünüyorum sonuçta kim deneyimsiz birini işe alır ki.. – Tamam John amca! Kolay gelsin yarın görüşürüz!! –

Uzun kırmızı yağmurluğu giyip şapkamı başıma örtüp yola koyulmuştum. Eve gidip annemin özenle hazırladığı elbisemi giyecektim. Yanlış anlamayın marka bir elbise değil, pahalı da değil. Bizzat annemin kendi diktiği mükemmel bir elbise. Ha elbise giymeyi pek sevmezdim daha çok sportif takılırdım ama annemi kıramıyordum.

Kulaklığımı takıp yolda yürümeye bayılıyordum. Hayal dünyama kısa çaplı bir yolculuğa çıkıyordum sanki..

Ev ile iş yerimin mesafesi kısa olduğu için hemen eve gelmiştim. Kapıyı tıkladığımda 2-3 dakika geçmeden annem kapıyı açıvermişti. Sarılıp öptükten sonra elimden tutarak odama çıkardı, gözlerimi kapamıştı. Elbiseyi daha görmemiştim sürpriz olsun istemişti.

-Midan: ( annem olur kendisi ) : 3-....2-..... veee 1 ta daaa " diyip gözlerimi açmıştı. Karşımda duran elbise tarif edilemez bir güzellikteydi. Annem yine şahaser çıkarmıştı ortaya.- Anne ben ne diyeceğim bilemiyorum.-

-Midan: bir şey deme kuzum ben çıkayımda sen giyin , elbisenin içinde görmek için sabırsızlanıyorum, hemde misafirlerimiz gelecek çok özeller biliyorsun ve görünce şaşıracağını da düşünüyoruz.- şaşıracak mıydım? Neden ki acaba diye düşünürken sadece düşüncede kalmasın diye –" neden şaşıracağım ki anne?"-

Midan: onu gelince görürsün hayatım – diyip yanağımı öptü ve odamdan çıktı.

Yaklaşık 1 saat sonra tam tamına hazırdım. Elbisemi giydim, topuklu ayakkabılarım,makyajım, ve saçlarım.. Her şeyimle iyi görünüyordum.

Kumral uzun saçlarımı bukle yapmıştım ama sonra üstünden tarayıp daha doğal gözükmesini sağladım. Çok fazla makyaj yapmamıştım, doğal görünmek her zaman 1-0 önde başlatır bence insanı.

Acaba kimdi bu gelecekler ve ben neden şaşıracaktım? Mesleki hayatlarında çok mu başarılılardı ki acaba? Ben bu düşüncelere dalarken zil çalmıştı.

Midan: Ash!!! Kızım aşağıya gel lütfen!

- Tamam anneciiiim!!-

Aşağıya indiğimde normal insanlar görüyordum. Hani anormal olacak değillerdi ama ben şuan burada şaşıracak bir durum göremiyordum

Tomy: ( babam olur kendisi ) : Richard bey oğlunuz nerede acaba? Arabayı mı parkediyor? Sizin için bir park yeri ayarlamıştım oysaki. Diyordu babam yemeğini yerken.

Richard: Az sonra burada olur biliyorsun ki baya yoğun, konserler programlar falan filan..

Pardon? Konser mi dedi o ? Kim ki bu çocuk ya?

Kapı çalmıştı..

Midan: Ash, kızım lütfen kapıya bakar mısın?

Sadece kafamı sallamıştım. Kapıya doğru giderken hala sorular beynimi yiyordu. Kapıyı açtığımda ağzım siz diyin 5 ben diyim 10 karış açık kalmıştı. Şuan karşımda tahmin edemeyeceğiniz biri duruyordu. Bts grubundan Jimin karşımdaydı. Ben ne yapacağımı bilemez şekilde tam hoş geldin demeye karar vermişken karşımdaki insan bana bakmadan omzuma çarparak direk odaya geçiş yapmıştı.

Hey ama bari bir selam verseydin!! Bu kadar zor olmamalı değil mi*?!

Eveeeet gençler ilk hikayem değil ama BTS'den Jimin ile ilgili ilk hikayem olacak.. Jimin'in mesleğini değiştirmek istemedim, burada da ünlü olacak ama tabi birkaç sürpriz daha yanında gelecek.. İlk bölüm olarak yorum yapsanız fena olmaz biraz motive iyidir diye düşünüyorum...Bu biraz tanıtım gibi olmasını istedim o yüzden kısa oldu, bundan sonraki bölümler daha uzun olacaktır. Saygılar...

Embarrassed\\ mahçup //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin