3 bölüm Sessiz Fırtına

310 16 20
                                    

İyi okumalar minnoş okurlar.😌😇Hadi başlayalım💕💕👇
Medyada:Aleyna Tilki -Sen olsan bari

"Ay çok sıkıcısın çam yarması."ellerimi göğsümde birlesdirip,tek kasımı kaldırdım.Ağzımdan biranda çıkan bu cümle karşısında kendim bile şaşırırken " laf ağızdan çıkdımı senin deyil"atasözü aklıma gelirken bu ortamda bile zekamı konuşdurmanın verdiği gurur ve özgüvenle resmen göğsüm kabardı.
Şirkete geleli ve oduncukla tanışalı 1 saat olmuşdu.Babam ilk iş günümde Aras denilen bu çocuğu yanıma iş arkadası diye vermişdi vermesine de ay buda kaskatı bişeydi yahu.Odanın içinde volta atarken bu adamın normal bir erkek olup olmadiğı konusu kafamda gelgit yapıyordu.Cünki normal bir erkek bu saate kadar bana en az 100 kere asılmalı,50 kez sapıkca bakmalıydı.Ama bu herifde tık yokdu.Geldiğimizden beri kafasını dosyalara gömüp,harıl-harıl çalışıyordu.Beni önemsememesinin ve sanki ben yokmuşum gibi davranması bende şalterlerin atmasına yetmişdi bile.Ayağı sertce yere vurup,yüzüme bakmasını bekledim.
"Hey çam yarması bi bak burayada"
Dudağının içinde bişeyler mızıldayıp,en sonunda kafasını kaldırdı.Gözleri gözlerimle buluşduğunda içimde tarifsiz bir kıpırtı belirmişdi.Sert ama bir o kadar kalemle çizilmiş sanılacak yüz hatları okşamak için yaratılmışdı sanki.Buz mavisi gözlerindeki soğukluk içimi üşütmeye yeterken içimde beni dürten hislerimi tepikleyerek yüzümü tekrar asdım.
"Adım Aras çam yarması değil"
"Ben çam yarması diyorum.Varmı itirazın?"
"Hey Allahım çatdık ya.Deli midir nedir"
Kaşlarımı dahada kaldırıp,masasına doğru at gibi yeri tepikleyerek ilerledim.
"Bana bak sen benim kim olduğumu biliyormusun"? derken parmağım az kalsın çocuğun gözünden girip başka bir yerinden çıkıcakdı.
Ondan hiç beklemediyim bir şekilde tepki vererek ayağa kalkarak burnumun ucuna değecek kadar yakında durdu.Vanilya kokusu iyice ciğerlerime dolarken ,"bi ara " parfümün markası ney.?Yerli mi italyan mı"diye sormak istemedim değil
"Hayır tanımıyorum,tanımakda istemiyorum"

Abim demişken "veyy" .
Ne demek "seni tanımıyorum" o zaman kendimizi tanıtmanın zamanı gelmişdi.

"Ben kim miyim?Bre cahil benki yedi cihana nam salmış,yürümesi bile olay olmuş,erkeklere diz çökdüren güzeller güzeli afeti-devran prenses I Duru"

Alık-alık suratıma bakmaya devam ediyordu bu kaslı lavuk.Ellerini cebine koyup,çarpık gülümsemesiyle bana bakdı.

"Memnun oldum.Bende Kadıköy kralı I Aras"

Ellerimi göğsüme koyup,tek kasımı kaldırdım.Aklınca alay mı ediyordu benimle.Topuklu ayakkabılarım parkeleri titretirken ,göstericekdim ona kim olduğumu.
"Bence sende kraldan çok onun kahyası tipi var.Hatta bugünden senin adın Sebastian olsun.Böyle daha çok yakışdı"deyip patlatdım alaycı kahkayı.
Yüzü sinirden botokslu karılar gibi gerilirken ben resmen utanmasam zevkden masaya çıkıp göbek atıcakdım..Gerçi botoksa ihtiyacı da yokdu ama.İki adım geriye gidip,koltuğuna oturdu.Elini çenesine koyup,uzunca birşeyler düşünüp,tekrar mavilerini yüzümle buluşdurdu.
" Sebastian fena değil.En azından çam yarmasından iyidir huysuz"...
Aha şimdi botoks aman botoks ne ya gerilme sırası bendeydi.Huysuz derken bana mı diyordu bu Sebastian.
"Huysuz derken"? O benmi oluyorum acebe"?
" Burda senden başka huysuz varmı.Neyse beni dinle"
"Bana sakın emir verme çam yarması"
"Bak ben patron kızısın,bilmem nerenin düşesisin ,katibisin anlamam.Madem burda beraber çalışıcaz Kerem beye verdiyim sözü tutmam gerek.Yan tarafdaki senin odan.Bir nevi benim asistanım gibi olucaksın.Toplantılara,iş görüşmelerine benimle gidip not tutucaksın."
"Ne ne ne??" tiz bir şekilde bağırarak söylemişdim ne'lerimi.Gözlerim yerinden fırlarken,sinirden o narin derim iyice kırışıcakdı.
"Ne bağırıyosun kızım.Duydun işde babanın emriyle benimle birlikde asistan gibi çalışıcaksın.Hah bu arada bana Aras diye bilirsin.Gül gibi anam babam isim koymuş demi?"
" Seni pişman edicem Sebastian. Benimle uğraşmak ne demek görüceksin.Ve şunu unutma bu sadece fırtına öncesi sessizlik."dişlerimin arasından tıslayarak konuşduğumda Aras koltuğa geri yaslanmış kahkalar atıyordu.
"Oo çok korkdum bak ya.Keşke çeneniz kadar elinizde çalışsa Duru hanım.Hadi bu kadar çene çalmak yeter.İşbaşına marş marş"
Ellerimi yumruk yaparken,gidip ağzının ortasına patlatmamak için zor tutuyordum kendimi.Acaba 2 yıl önce öğrendim karateyi bu Sebastianın üzerinde denesem mi ?diye düşünürken masama geçip,sinirden tırnaklarımı kemiriyordum.Ahh Merim olucakdı ki kafamı kırardı tırnaklarımı yediğim için.
"Ah Meri ah.Atdın beni garip ellere.Şu çam yarması canımı çıkarmazsa iyidir.Bi dakika ya ben koskoca Duru Aydın Allah'ın Sebastianına papuç mu bırakıcam.Bekle sen daha çam yarması kılıklı Sebastian. Belki bir ihtimal sana acıya bilirdim, ama bundan sonra acımak yok.Ne demiş kankistom Alya.
" parçala onu Behçet".Gözlerimi kısıp,sinsi kahkamı patlatırken Hades'e benzediyime emindim....

İki DeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin