XXVII

271 29 15
                                    

LUKE

Karnıma saplanan mızrakla nefesim kesindi ve yere diz çöktüm. Titan mızrağıyla kafama vurdu ve yere yapışmama neden oldu, ardından da mızrağı karnıma saplamaya devam etti. Ağzıma kan tadı gelmeye başladı ama ne bayıldım ne de başka bir şey oldu. Ağzıma gelen kanı tükürüp Titan karnıma mızrağını saplamaya devam ederken başımı Thalia'ya çevirdim. Oklarının hepsi bitmişti ve şimdi de elindeki yayı bir yaratığa vurup kırdı, neyse ki yaratık da beraberinde toza dönüştü. Ardından kılıcını ve kalkanı Aegis'i çıkarttı. Kalkanın üzerindeki Medusa'nın yüzü hala tüylerimi diken diken ediyordu.

"Bir şeyler yap!"diyerek Titan beni tekmeledi. Sanırım küçük oyuncağının yalvarmasını felan bekliyordu.


"Canın Tartarus'a!"diyerek ona meydan okudum. Bu yaptığım en aptalca şeydi. Titan eliyle beni tuttu ve yere çarptı. Kaburgalarımın kırılıp ciğerlerimi parçaladığını hissettim. Ölmem gerekiyordu, ölmek istiyordum. Ruhum adeta Yeraltı Dünyası'na gitmek için bedenimden çıkacak yer arıyordu ama olmuyordu. Madem ölmüyordum neden iyileşmiyordum ki? İyileşmedikten sonra ölümsüz olmanın ne faydası var?

"Seni baban ne için buraya gönderdi biliyor musun, Castellan?"dediğinde anlamayarak yüzümü buruşturdum. Aslında acı yüzünden de buruşturmuş olabilirim çünkü tüm kemiklerim kırılmıştı. "Baban ve diğer Olimposlular senin bir cezayı hak ettiğini düşünüyordu, hepsi bir oyundu. Seni Elysium'dan alamazlardı, teknik olarak kahraman olarak öldün ama... Eğer senden intikam almak isteyen birileri varsa ve seni öldürmekten daha kötü bir cezaya mahkûm edecekse..."diyerek elindeki mızrağı tekrar karnıma sapladı ve bu sefer ağzımdan bir inilti kaçtı. Ona bu zevki yaşatmak istemiyordum ama söyledikleri beynimde yankılanıyordu. Babam bunu bana asla yapmazdı. Yapmazdı değil mi?

"Ba-Babam bunu bana yapmaz?"

"Yapmaz mı? Onu o kadar utandırdıktan sonra hemde? Gerçekten seni diriltip kendini riske atacağını mı düşündün?"dediğinde ağzımdan bir çığlık daha kaçtı. Koios keyifle gülümseyip beni boğazımdan tuttu ve tekrar yere çarpmaya başladı.

Titan bedenimi yere vururken başımı zorla da olsa Thalia'ya çevirdim. Dev gibi bir canavar ordusuyla yalnız başına savaşıyordu. Onlara karşı hiç şansı yoktu. Yayı kırılmış ve okları bitmişti, kıyafetleri parçalanmış ve saçının örgüsü dağılmıştı. Yinede çok güzel gözüküyordu. İçimden bir ses onu son defa göreceğimi söyledi. Ölümsüz olmuştum ancak sevdiğim kızı son defa görecektim. Ağzımdan boğuk bir şekilde onun adı çıktı. Tam o sırada Thalia beni duymuş gibi bana baktı ama yüzünde bir dehşet ifadesi vardı. Koios beni yere bırakmıştı ve elindeki mızrağı kaldırıyordu. Hareket etmek istedim, gerçekten istedim ama yapamadım. Bütün kemiklerim kırılmışken tek yapabildiğim öylece yatmaktı. Koios mızrağı indirdi ve mızrak sağ gözüme sapladı. Tuhaf bir şekilde bağırmadım. Hiçbir şey yapmadım. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, belki de şoka girmiştim. Thalia'nın çığlıyla şoktan kurtuldum ve acıyı hissettim. Ağzıma gelen kanı tükürüp son bir defa sağlam gözümle Thalia'ya baktım. Sonra gözlerimi kapatıp babama son defa dua ettim.

Baba, bana uygun gördüğün cezayı anlıyorum, gerçekten anlıyorum. Sana hak veriyorum ama yalvarırım onu kurtar. Thalia'nın gözlerimin önünde ölmesine izin verme. Sonsuza kadar acı çekmek umurumda değil, yeter ki onu kurtar.

O anda gözlerim kararmaya başladı. Bayılabildiğimi bilmiyordum. Bayılabiliyor muydum?

Gözlerimi açtığımda bir arabadaydım. Başımı çevirdiğimde postacı kıyafetiyle babamı gördüm. Hüzünlü mavi gözleriyle beni izliyordu. "Zeus beni mahvedecek,"diye mırıldandıktan sonra bana sarıldı ama hiçbir şey hissetmedim.

young god | luke castellanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin