Dur, sana yalvarıyorum.
Michael'a vurma artık diye yalvarmayı isterdim ama dudağımın aynı yerini patlattılar, şu yanındaki iki çocuk.
Neden Frank, neden sadece sorununu benimle çözemiyorsun?
Şimdi yaptığım gibi, Michael'ımın yüzündeki yaraların ve karnındaki morlukların acısını dindirmeye çalışırken beni ağlatmak hoşuna mı gidiyor?
Annem kafayı yedi, lütfen artık dur.
Keşke bunları okuma fırsatın olsaydı.
Belki o taş kalbin bir şekilde yumuşardı.
Belki de bana acırdın ve severdin.
Kötü bir şeylere sebep olsan bile senden vazgeçemiyorum.
Kardeşimi incitmeyi bırak, lütfen.
Yarın sana bunu söylerken bana yumruk at ama ona dokunma.
Herkese vurduğun gibi bana da vur ama Michael'ıma vurma.
Okuldaki çoğu kişiyle kavga ettiğin söyleniyor ama buna inanmıyorum.
Sen sadece birilerini fiziksel olarak birilerini incitmeyi seviyorsun.
O birisi lütfen daha fazla kardeşim olmasın.
Hepimize zarar veriyorsun ama hala sana sırılsıklam aşığım Frank.
Babam gibi boktan herifin tekisin ama olmuyor işte, senden vazgeçemiyorum.
Aynı küçük bir çocuğun annesini neden sevdiğini bilmeden sevmesi gibi bu.
Sen, benim kavgacı aşkım, benim için hala bir melek kadar masumsun.
