Söylemekten bıktım Frank ama hepsi senin suçun, hem de hepsi!
Büyükannem, Michael'ın geceleri uyanıp durması yüzünden birkaç günlüğüne kendi evine gitti.
Akşam öylece kapımı çaldın ve dışarıya çıkıp çıkmayacağımızı sordun.
Seni reddettim, çünkü Michael bunu istemiyordu.
Annem öldükten sonra onun yanından ayrılmamı istemiyor.
Yine de içeri gelip evdeki tuhaf sessizliğe son verdiğin için sağ ol.
Yani en azından sana daha güzel kahve yapmak isterdim.
Ayrıca Michael adına senden özür dilerim, bir an kendini kaybetti diye yumruk attı.
Onu çok üzdün.
Onu benden daha çok üzdün.
Onun, senin ona yaptıklarını anlatacak bir günlüğü yok.
Benim var ve bugün fark ettin.
Onu okumana izin vermedim ama bir gün onu sana okuman için vereceğim.
O kadar güzel konuştun ki bir an için onu sana verecektim.
Böyle olma aşkım.
O güzel sözlerin ile Michael'ı da etkilemeni dilerdim ama o hala odasında.
Biraz uyacağını söyledi ve en son baktığımda uyuyordu.
Hepimize büyük zararlar verdin ama tek kelimen ile senin olabilirim.
Sana karşı koyamıyorum.
Bunu istesem de sensiz olmuyor.
Seni sevmeden yapamıyorum.
Sana bağlı olmadan yapamıyorum.
Bana zarar vermenden nefret ediyorum ama sensiz yapamıyorum.
Tam senden uzak duracağım diyorum, o sırada yine beni kendine çekiyorsun.
O kadar ikna edici konuşuyorsun ki evlilik yemini ederken seni hayal etmeden duramıyorum.