Ah, aşkım, neden böylesin?
Neden bir iyisin, bir kötüsün?
Bugün okulda yine benden uzaktın ama az önce kapımı çalıp ne yaptığımı sordun.
Derdin ne, cidden?
Okulda yaptıklarını telafi etmeye mi uğraşıyorsun?
İstemiyorum, anlıyor musun?
Bana iyi davranmanı istemiyorum.
Her şeyin bir oyun olduğunu düşünüyorum.
Bir iddiayı kaybettiğini ve bu yüzden bunları yaptığını da düşünmüyor değilim.
Herkesle oyuncak gibi oynayabiliyorsun ve ben bunu istemiyorum.
Benimle sadece aşk oyununu oynamanı istiyorum Frank ama sen kötü adamı oynamayı tercih ediyorsun.
Onca kızla oynadın, ya onlardan birinin aile yakınları veya arkadaşları sana zarar vermek isterse ne olacak?
Sadece o an ne yapmak istersen onu yapıyorsun.
Sonrasını asla düşünmüyorsun.
Karşındakini asla düşünmüyorsun.
Kendini tehlikeye atmaktan kormuyorsun.
Aslında sen hiçbir şeyden korkmuyorsun.
Birilerini kaybetmekten de korkmaz mısın?
Ben çok korkarım.
Annemden sonra başka birini kaybetmek istemem, anlarsın ya.
Aslında... Anlamazsın.
Bahse girerim daha önce hiçbir şeyi kaybetmemişsindir.
Bu aralar Michael'ı kaybedersem ne yapacağımı düşünüyorum.
O annemden sonra çok üzgün, kendini toparlayamadı.
Senin suçun olduğunu biliyor ve seni görmeye tahammül edemiyor.
Okula gitmiyor, yemek yemiyor ve tek tük benimle konuşuyor.
Sen, cesur çocuk, kalbi kırılmış birine yardım edemeyecek kadar korkaksın.