Hayatımı sikeyim
Daha ne kadar dibe batabilirim bilmiyorum,acı gerçekler hiç yüzüme bu kadar sert çarpmamıştı.
Mikey içeri girdi işte,her zamanki gibi yüzünü buruşturdu ve bana kötü bir bakış atıp Bandit'in odasına gitti.Kapıyı açtığında meleğim resim çiziyordu,ona sımsıkı sarıldı
"Güzelim,ne yapıyorsun böyle?"
"Resim çiziyorum amca,babama vereceğim"
Mikey bana bir bakış attı,umursamazca viskimden bir yudum aldım
"Ne güzel,babanın beğeneceğine eminim"
Bakışlarıyla beni öldürmeye çalışıyordu,Bandit'in başının üzerine bir öpücük kondurup yanıma geldi
"Gerard,kendine gel"
Yine başlıyoruz...
"Artık toparlanman gerekiyor,düzgün bir baba olmalısın"
Düzgün bir baba mı? Ben ne konuda yeterince düzgün ve iyi olabilmiştim ki?
"Bandit'in sana ihtiyacı var,herkesin sana ihtiyacı var"
"Herkesin 'sen' olduğun gerçeğini atlama"
Histerik bir kahkaha attım ve içkimi yudumladım,kaşları sinirle çatıldı,alkolü elimden sertçe çekti
"Yine uyuşturucu dönemlerinde görüştüğün adamlarla görüşüyormuşsun,uyuşturucu başlamayacaksın değil mi?"
"Bunu sana kim söyledi?"
"Bunun bir önemi yok,sadece-"
"Kim söyledi dedim?"
"Frank."
Frank...Adını duymak bile içimde eski hisleri uyandırıyor
"O nereden biliyormuş?"
"Frank,yine uyuşturucu başladı Gerard."
Bunu duymak hoşuma gitmemişti,beraber atlatmıştık uyuşturucuyu ve sen yine kullanmaya başlamıştın demek?
"Neden?"
"Onun da hayatı berbat,Jamia ile ayrıldıklarından beri eski günleri,grup günlerini düşünüyor sürekli"
Jamia ile ayrılmıştınız,bu nasıl oldu bilmiyorum ama artık yürümediğini söylemişsin.
Söylemişsin diyorum çünkü seninle konuşmadım.Evlendiğimden beri doğru düzgün konuşmadık seninle.Sürekli senden kaçtım,sevgi dolu bir evliliğim vardı (daha doğrusu öyle sanıyordum) ve bozulsun istemedim.Dediğim gibi,seni görmek eski günlerin gözümde canlanmasını sağlıyordu.Korktum,büyüne tekrar kapılmaktan çok korktum
Eski günler...Sahne ışıkları,konserler,çığlıklar,uyuşturucu,gençlik ve birbirimize karşı duyduğumuz karşı konulamaz tutku...
Bizi bitiren de bu tutku değil miydi?
Çok hızlı yaşıyorduk,gençken ihtiyacım olan iki şey vardı; sen ve uyuşturucu.İkiniz de üzerimde aynı etkiyi uyandırıyordunuz
Şimdi ise,geçmişten eser yok.Yaşlandım,düştüm,yenildim,kaybettim.
Tüm gözlerin üzerinde olduğu bir stardan yaşlı ve karısı tarafından terkedilmiş zavallı bir alkoliğe dönüşerek evrimimi tamamladım.
Açıkçası grupta hayatı en berbat olan bendim,Mikey ve Ray güzel evlilikler yapıp ideal aileler kurmuşlardı.Ben her zamanki gibi her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım.Hak ettiğime inanıyordum,senin gözyaşların eşliğinde gerçekleştirdiğim bu evlilik,benim gözyaşlarımla sonlandı.
"Baba,nasıl olmuş?"
Minik elleri ve parıldayan gözleriyle bana bakan tek hayata tutunma nedenimin elindeki resme baktım.Resimde Lindsey vardı,bir eliyle Bandit'i diğer eliyle büyük bir valizi tutuyordu.Bandit'in diğer elini ben tutuyordum ve boşta kalan elimde bir alkol şişesi vardı
Aile hayatımızın ne kadar da güzel bir özeti!
"Çok güzel olmuş tatlım"
Saçlarını okşayarak burukça gülümsedim
"Baba,annem ne zaman gelecek?"
Uzun zamandır beklediğim soru bugün gelecekti demek.
"Bilmiyorum"
"Gelecek mi?"
"Senin için gelecek bebeğim"
Büyük gözlerini bana dikti
"Annem seni sevmiyor mu?"
Duraksadım,ne diyeceğimi bilemez halde Mikey'e baktım,derhal olaya atıldı
"Hayır,annen babanı çok seviyor.Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacı var.Anneler bazen çok yorulurlar ve dinlenmek isterler"
Güzel saçlarını savurarak başını salladı,uslu bir çocuk olması en güzel yönüydü.
Berbat bir baba olduğum gerçeği ortadaydı,çocuğuma yapacağım bir açıklama bile yoktu
"Gerard,biz yeğenimle dondurma yemeğe gidiyoruz"
Başımı onlara çevirdiğimde çoktan kapıya varmışlardı bile,Mikey kızımın elini sıkı sıkı tutmuştu.Bandit arkasını döndü ve el sallayıp bana bir öpücük attı,öpücüğünü havada yakaladım.Minik dudaklarını ses çıkarmadan oynattı
"Seni seviyorum baba"
Onu taklit ederek cevap verdim
"Ben de seni seviyorum"
Ve kapıdan çıktılar.Elime yeni bir alkol şişesi alırken ne yapacağımı düşündüm,bir çıkış yolu bulmam lâzımdı
Bizi kurtarmam lazımdı.