Bugün kaçıncı gün bilmiyorum
Aklımı kaybetmek üzereyim
Gözlerim şişti,böyle bir hata yaptığıma inanamıyorum
Ne oluyor,neden böyle oldu?
2 gündür yerde duran bedenimi zorlayarak doğrulttum ve kusmaktan başka amaçla kullanmadığım tuvalete gittim.Tuvalette iğrenç bir görüntüyle karşılaştım; karmakarışık saçlar,şişkin gözler,kirlenmiş kıyafetler...
Üzerimdeki tüm giysileri uyuşuk hareketlerle yere attım,duşa girdim.Günlerdir duş almıyordum ve derim resmen soyuluyordu
Duş aldığım esnada biraz zorlamayla ağlamayı kestim,40 yaşını geçmiş bir adam daha fazla ağlamamalıydı,40 yaşını geçmiş bir adam böyle davranmamalıydı.
Elimden geldiğince hızlı bir şekilde işimi bitirdikten sonra odama geçtim
"Hayır,hayır böyle devam edemem."
Kıyafetlerimi valize tıkıştırırken kendi kendime konuşuyordum.
Evet toparlanıyorum,gitmek zorundayım.Senin içinde olmadığın bu ev beni çıldırmaya itiyor.
Bandit bıraktığın günden beri Mikey'in evinde,onu almam ve bir açıklama yapmam gerekiyor
Kendi eşyalarımı darmadağın valize koymayı bitirdikten sonra Bandit'in odasına geçtim ve dolaptaki kıyafetleri ne olduklarına bakmaksızın atmaya başladım.Oldukça dolmuş olan valizi büyük bir kuvvet uygulayarak kapattım
Kendimi yorgun hissediyordum,aslına bakılırsa 3 gündür tek bir lokma bir şey yediğim söylenemezdi.
Valizi kapının önüne taşırken gözüme masanın üzerinde bıraktığım gibi duran,yapımında çok büyük yardımın olan çizimlerim çarptı.Kapının eşiğinde dikilirken onları alıp almama konusunda teredütte kaldım.Vazgeçip kapıyı açtım ve valizi evde bırakarak Mikey'in evine doğru yol almaya başladım
Kafamdaki plan,Bandit'i aldıktan sonra eve gelip valizi almaktı ve sonra...
Sonrası yoktu,sonra ne yapacağım hakkında boş beynimde hiçbir fikir yoktu.
Ucu ucuna yakalandığım boş otobüs kısa sürede Mikey'in evine varmamı sağladı.Eve yaklaştığımda camdan Bandit'in Rowan ile oynadığını ve Mikey'in onları video kaydına aldığını görüp tebessüm ettim,benden iyi bir baba olduğunu bir kez daha onayladım
Çiçeklerle süslenmiş bahçeden geçip zili çaldım.Kapıyı elindeki kurabiyelerle Kristin açtı,kocaman gülümsedi
"Hey,Gerard! Hadi içeriye gel"
Neşesine pek ortak olamadan yavaş adımlarla içeriye girdim,Mikey beni görünce kamerayı bıraktı ve dudakları belli belirsiz bir hareketle yukarıya kıvrıldı
"Selam,Gerard"
"Merhaba Mikey"
Bandit,Rowan'ın şaşkın bakışları esnasında yerden kalktı ve parlayan gözlerle bana koştu
"Baba! Neredesin? Seni çok özledim"
"Buradayım bebeğim,geldim"
Minik bedenini havaya kaldırdım,burnundan öptükten sonra yere indirdim.Kristin masayı hazırlarken Mikey gülümseyerek bizi izliyordu.Mikey ile konuşmam gerektiğini biliyordum,Bandit'i Rowan'ın yanına yönlendirdim
"Hadi Rowan ile oynamaya devam et"
İkisini oyunlarıyla baş başa bıraktıktan sonra iki kardeş koltuğa oturduk,vücudumu Mikey'e çevirdim
