Elimden geldiğince özensiz giyinmeye çalıştım,buna rağmen aynada kendimi incelemekten geri kalamadım
Seninle ilk defa buluşuyormuş gibi hissetmem normal mi?
Koluma taktığım saatime bir bakış daha attım,hiç huyum olmayan şekilde saate takıyordum
"Baba,pembe elbisem ile mavi elbisem arasında seçim yapamıyorum"
Bandit,elindeki iki askıyı sıkı sıkı tutarak yanıma geldi ve elbiseleri bana uzattı
"Hangisi daha güzel?"
İkisini de inceleyip düşündüm
"Pembe olana ne dersin?"
"Neden pembe olanı seçtin?"
Sorduğu soru beni boşluğa düşürdü,yani günlük hayatta hiç karşılaşmayacağım soruları bana sorabiliyordu ve ben ne cevap vereceğimi bilmiyordum
"Bilmem,annenin en sevdiği renk oydu"
Başını umutsuzca salladı
"Annemin en sevdiği renk kırmızı,baba"
Gözlerini devirip yalancı bir tavırla sırtını döndü
Berbat bir baba olduğum gerçeği, berbat bir eş olduğum gerçeğini de beraberinde getiriyordu.Gerçi ben her konuda yetersizdim,herkesi kaybetmemin nedeni bu olsa gerek
Gelmene az kalmıştı,hızla mutfağa geçip kahve yapmaya başladım.Kahve piştiğinde de kapı çalındı,tam zamanında
Kapıyı açtığımda gayet özenli giyinmiş olman dikkatimi çekti,saçlarını dikkatlice şekillendirmiştin ve üzerinden hoş bir parfüm kokusu geliyordu
Gözlerim elindeki pakete takıldı,biraz uzun bakmış olacağım ki rahatsızca mırıldandın
"Şey,bu misafirlik işlerinden pek anlamıyorum.Umarım doğru bir şey getirebilmişimdir"
Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim
"Eminim ki doğru bir şey getirmişsindir"
Gülümsememe karşılık verdin.Sana bakarken yaptığım kabalığın farkında değildim,Bandit gelene kadar
"Frank Amca!"
Ve beline sarıldı,açıkçası bu kadar kısa sürede kaynaşmanızı ne sağladı bilmiyorum ama Bandit normalde bu kadar çabuk sevecen davranmazdı.
Geri çekildi ve başını yukarı kaldırarak bana kızgınca baktı
"Baba,Frank Amca'yı içeriye davet etmeyi düşünmüyor musun? Ne kabalık!"
Söylediği şeyle bir an dondum ve yüz ifadem komik bir şekil almış olacak ki kıkırdadın
"Küçük kızından ders alma zamanı gelmiş demek ki"
"Haklısın,lütfen içeri gir"
Sen içeriye doğru ilerlerken Bandit sana eşlik etti,mutfağa uğrayıp kahveleri aldıktan sonra yanınıza katıldım
Bandit sana heyecanla yaşadığı olayı anlatıyordu ve sen de onun heyecanına eşlik ediyordun.Gözlerini ondan ayırmadan dikkatlice dinliyordun onu,benim varlığımı takmıyordunuz bile.İkinizi sessizce izlerken Bandit'in çığlığıyla irkildim
"Ve ona tokat attım! Tam da suratının ortasına!"
Gözlerim büyüdü
"Ne? Tokat mı attın? Kime?"
Aslında bu cümleyi benim yanımda kurmaması gerektiğini fark edince dudağını ısırdı
"Şey yani,canını yakmak istemedim ama-"
