İ.Ö ~ÇIĞLIK~

166 30 65
                                    

1. Bölüm ~Çığlık~

Mavi gri; Ben sende yandım

🍁Arkama döndüm. Arabanın camından başını uzatmıştı. Gözleri kısık kısık bakıyordu yağmurdan dolayı diye düşündüm içimden. Eliyle saçlarını geriye doğru yatırdı. "Arabaya gel!" Başımı gökyüzüne kaldırım, biraz önce bu kadar hızlı değildi. Galiba arabaya binmem gerekiyordu.

Islak elimle kapının kulpunu çekip arabaya bindim. İçerisi fazla sıcaktı. Kapşonu kafamdan çıkarıp derin bir nefes aldım. Okulum buraya yakın olduğu için kısa bir süre aynı araba da olacaktık.
Bu da demek oluyordu ki onunla konuşmam için kısa bir zamanım vardı iyi değerlendirmem gerekiyordu.

Ayakkabılarım ıslak olduğudan, arabayı kirletmemek için siyah, plastik, paspasın üzerine basmıyordum. "İsmimi nerden biliyorsun?" Diyerek ayna baktım. Ayna da ki yansıması benden tarafa döndü, bir süre sonra aynaya baktı göz göze geldik hemen önüne döndü. Yağmur arabanın camına var gücüyle vuruyordu. "Resul Hoca dedi! Arabayla seni okula bırakmamı isteyen, resim hocası yani." Deyip sokağı döndü.

Yutkundum ne bekliyordum ki sanki 'Kuşlar mı söyledi.' demesini mı? Yoksa 'Seni araştırdım." Demesi mı?

Okulun önünde durduğunda arabadan inmek yerine ona döndüm. "Sergi nerde?" Diye fısıldadım, konuşmaya çekiniyordum. Yola bakarak konuştu "Sefir caddesinde ki Nara Salonunda." Dedi. Verecek cevap bulamadim. Teşekkür bile etmeden arabadan inip karşıya geçtim. Kapşonu takmamıştım yağmur başımdan aşağı kaynar su gibi dökülüyordu.

Yanıyordu, canım yanıyordu.

Yakıyordu, canımı yakıyordu.

Sus diyordu, susuyordum.

Ama bilmiyordu, içimde neler olduğunu,

Neler yaşandığını, nelerin öldüğü,  içimin ne matemler tuttuğunu.

Bilseydi yapar mıydı hayat bunu? Sus der mıydı o zaman da?

Bahçeden içeri girip okula doğru yürüdüm. Yağmur yüzüme vururken bir yandanda bir şeyler anlatmak istiyordu sanki bana.

'Senin yerine ben ağlıyorum üzülme.'

Demesini isterdim gökyüzünün.

'Gitme kal.'

Demesini isterdim onun.

'Gel parka gidelim.'

Demesini isterdim babamın. Gerçek babamın.

Bu hava da bile beni parka götürüp sallamasını isterdim. Yağmurun altında annemle, gerçek annemle, ıslak pamuk şeker yemek isterdim. Yağmurda ıslanmış pamuk şekerin tadı nasıl oluyordu bilmiyordum ama annem olsaydı güzel olurdu. Yanımızdan bir araba geçerdi üzerim ıslanırdı annem yola yakın yürüdüğüm için kızardı. İşte o zaman çocukluk aklı ile sadece gülümserdim.

İÇİMDE ÖLDÜRDÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin