3.Bölüm~ Bileklik~
Emar & Naz Ölçal, Yoksun
🍁 Yutkundum . Burdaydı. Mutfak tezgahının önünde ki siyah tabureye oturmuştu. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Ayaklarını taburenin ayaklarına koymuştu. Yemek yiyordu. Saçları ve ceketinin üst kısımları ıslaktı.
Beceriksiz dediğim şoför o muydu?
Babam eve gelen misafirlerinin şoförlerini de misafir sayardı. Gelen şoförler de mutfak da yemek yerlerdi ve o da bir şofördü. Bir kez daha yutkundum.
Ellerimin titremesi ile tepsinin üzerinde ki bardakların bir kaçı tepsinin içine düştü içinde kalan bir kaç milimlik içecekler de tepsinin içine dökülmüştü.
Bardakların bir birine çarparak çıkardı ses dikkatini çekmişti, bana dönmüştü. Gözlerinde hiç bir şaşkınlık ifadesi yoktu. Ama kırılmış bir ifade vardı.
Gülümseyip önüne döndü. Gülümseme dediğim şey sanki dudaklarının isteksiz bir şekilde kıvrılması gibiydi. Can alıcı.
Bardakları mutfağın iç tarafında ki tezgaha bırakıp çıktım. Filiz ve Ayfer teyze muhtemelen salon da ki masasının üzerini temizliyorlardı .
Mutfakta da onunla kalmak istemiyordum. Kapıdan çıkacağım zaman seslendi. Ağızında yemek vardı galiba çünkü sesi garip çıkmıştı.
"Bir şey soracağım." Diyerek kaşığını tabağa bıraktı. Arkamı dönüp bakmamıştım ama sesinden anlayabiliyordum.
"Tabii, sor." Diyerek parmak uçlarımda ona döndüm. Saçlarının üzerinden bir damla süzülüp kirpiklerine takıldı. Mutfağı aydınlatan lamba arkadan vurduğu için yüzü aydınlık değildi.
Köpeklerin de kalan damla kapıdan vuran ışıkla parlamıştı ya da bana öyle gelmişti.
"Montun cebinde bileklik vardı gördün mü?" Dedi. Evet dememi bekler gibi bakıyordu. Onun için önemliydi ama vermek istemiyordum, verecek mıydım? hayır.
"Yoo görmedim. Neden sordun ki." Dedim. Kısık çıkan sesinden dolayı bir süre durup ne dediğimi anlamaya çalıştı.
"Boş ver... Yine de gidip bir bakar mısın monta... Lütfen, bu gece gerekli." Sesi yalvarır tondaydı bu da demek oluyordu ki onun için gerçekten önemliydi. Başımı sallayıp mutfaktan çıktım.
Vermeyecektim. Son kararım buydu. Bir başkası için almıştı o hediyeyi bir kız için almıştı.
Üst kata çıkan merdivenlerde bir süre oturdum, yanına gidip bulamadım diyecektim.
Yaklaşık beş dakika sonra merdivenin basamaklarını çift çift inip mutfağa yöneldim. Başımı kapının kenardan uzattım. Telefonu eline almış çeviriyor, sürekli ekranı açıp saate bakıyordu.
"Üzgünüm ama yok." Diyerek moralim bozulmuş gibi bakmaya çalıştım. Başını 'peki' anlamında sallayıp gözlerini kapattı, önüne döndü.
Mutfaktan çıkıp salona girdim. Filiz ve Ayfer teyze burada da değildi.
"Güz bak kızım Mert de sizin okuldan mezun olmuş ve su anda tıp okuyormus." Diyen annemin gözlerinin içine bir süre bakıp bir şey demeden Umut'un yanına oturdum. Yine kitap okuyordu, gözlerinin baktığı yere bakarak nerde olduğunu anlamıştım. Sayfanın sonlarındaydı. Sayfasının bitmesini bekleyip koltuğa yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDE ÖLDÜRDÜM
Подростковая литератураUçurum kenarındaydık, kollarını belime sarmıştı. Biliyordum ki bir kaç dakika sonra beni burdan aşağıya itecekti. Kulağıma doğru eğildi. Nefesi rüzgardan dolayı üşüyen yüzüme çarpıyordu. "Senin suçun ne biliyor musun?" başımı sağa sola salladım, yüz...