6

45 6 0
                                    

Duyduğum uğultular ve sinirle havaya atılan hakaretlerle kendime geldim.Neler olduğunu anlamak için gözlerimi açtığımda önümde sadece koltuk vardı.Seslerin geldiği yöne doğru kafamı çevirdiğimde  ortada bulunan çıkış kapısının önünde insan birikintisi vardı.

"Noluyo ya"diyerek yeni açılmış gözlerimi kaşıdım.

"Otobüste yer kalmadığı için tartışıyorlar"diyen sesle kaşlarım otuz beş derece aşağıya eğildi.

"Noluyo ya?"diye bu defa yanımda oturan çocuğa baktım.

"Duyma engellisin sanırım,söyledim neler olduğunu"diyerek ukalaca gülümsedi.

"Tepkim kapıdakilere değil bu defa sanaydı bay çok duyan!"diyerek dışarıya çıkmak için ayağa kalktım.Kalktığım gibi kafamı koltuğumun hemen üstünde bulunan klima aparatlarına çarptım.Sol elimle kafamı tutarken sağ elimle koltukta destek alarak ayakta duruyordum.

"Aptal"diyerek erkeksi bir kıkırtıyla gülen çocuğa ayağımla ağzına tekme atma hayalleri kurarken kapıdaki tartışma sesleri yükseldi.

Neler olduğunu merak ettiğim için dışarıya çıkacaktım.

"Geçebilir miyim?"diyerek yanımda oturan çocuğa bezgin bir şekilde baktım.

"Geç banane"dedi ve omuzlarını silkip oturduğu yere daha da yerleşti ve kollarını çapraz bağladı.

Gözlerimi kapatıp sabır dilercesine yukarıya doğru kafamı kaldırdım.Yine kafamı klima aparatlarına vurunca ağzımdan bir küfür çıktı.

"Ayıp"diyerek cıkcıklayan çocuğa tam  bir şey söyleyecekken çaprazımdan yükselen horlama sesiyle korkup kalktığım yere geri oturdum.

"Noluyo ya!"diyerek damağımı kaldırdım.

"Papağan gibisin ayrıca 60 yaşlarının sonlarındaki amca uyuyor"diyerek önündeki televizyonu kurcalamaya başlayan çocuğa hiçbir şey demeden kötü kötü baktım.

Babamı rüyamda görmek susamama neden olmuştu.Sırt çantam yanımda bulunan koltuktaydı fakat çantamın bulunduğu koltukta şuanda bir çocuk oturuyordu.Hem de otogarda engelli zannettiğim ve yanlışlıkla tokat attığım çocuk.Sahiden onun burada ne işi vardı?

"Senin ne işin var burda?"diye sorduğumda yine yüzüme bakmadan

"Otobüsümüz arıza yaptı.Aktarımlı olarak gidiyorum."dediğinde yükselen bağrışma sesleri ile

"Dışarıda neler oluyor?"diye sordum.

"Aktarımlardan sıkılan vatandaşın isyanı.Ee birazda karadeniz damarı olunca fazla hararetli geçiyor.Ama adam haklı 3. Kez otobüs değiştiriyoruz "dediğinde herşeyin açıklığa kavuşması rahatlığıyla arkama yaslandım.Bir anda aklıma gelen şeyle sesim biraz yükseldi ve

"Çantam nerde!"dedim.Çocuk kulağını acı bir yüz ifadesiyle tutarak

"Sen benim duyma engelli olmadığıma ikna olmadın sanırım?"diyerek kulağını serbest bıraktı.Gözlerimi devirip

"Çantam nerde?"diye tekrar ettim , tek bir farkla biraz daha düşük sesle.

"Kafa tasının hoşlandığı bir yerde"dediğinde önce anlamasamda daha sonra kafamı bir iki kere yanlışlıkla çarptığım klima aparatlarının üstünde bulunan mini bagajlardan bahsettiğini anlamıştım.

"Komik falan olduğunu mu düşünüyorsun?"diyerek gözlerimi bilmem kaçıncı kez devirdim.

Cevap vermeden kurcaladığı televizyonda dikkatini bir şey çekmiş olacak ki bir anda seri bir hareketle kulaklıkları taktı ve ekrana kilitlendi.

Ekrana baktığımda fransızca yazılmış olan bir metin vardı.Çok fazla ilgilenmeyip çantamı almak için onu dürttüm.

"Geçmem gerekiyor" dediğimde elini kaldırarak bir dakika beklememi anlatmaya çalıştı ya da ben öyle anladım.

"Peki"diyerek kollarımı bağladım ve koltuğuma yaslandım.

Bir süre sonra kulaklıklarını çıkarıp deri montunun cebinden  oldukça eski görünen tuşlu telefonu alıp bir kaç tuşa bastı.Telefonu kulağına koyduğunda aynı zamanda ayağa kalkıp koltukların hemen üzerinde bulunan mini bagajdan sırt çantamı çıkarıp bana uzattı.Elindeki çantayı hiçbir şey demeden aldım.

Karşıdaki kişi telefonunu açmış olmalı ki ciddi bir ses tonuyla

"Bonjour madame!"diyerek sanırım otobüsten aşağıya inmek için ön kapıya doğru ilerledi.Orta kapı bize daha yakındı fakat şoför ve bir vatandaşın tartışması hala sürüyordu.Ve biz malesef 2 saatlik mola sonrası birde bu adamın sakinleşmesimi bekliyorduk.Oldukça vakit kaybetmiştim.Belkide annemler beni aramaya başlamışlardı.Ya da annem ağlayarak uyku terapisine devam etmiştir.Muhtemelen yarın öğleye kadar uyurdu.Gerçi şuanda saat gecenin 01.23 olduğu için yarına girmiş bulunmaktayız ama olsun.Babam desen 1-2 gün sonra eve damlardı.Belki annem yokluğumu farkettiğinde babamı arardı bilemiyorum.İstanbul'a gideceğimi tahmin etmezler umarım.Nereden tahmin edeceklerse?Biletimde ki soyadı hatam tahmin etseler bile gitmediğimin kanıtı olabilirdi.Yani Zeynep Yüksel olan ben değilde Zeynep Yüksek İstanbul'a gidiyordu.Allah razı olsun Zeynep Yüksel'den de yanlış yazan sinir bozucu stant görevlisindende.
Babamı rüyamda görmek beni tedirgin etmişti.Acaba rüyamın anlamı neydi.Merak ettiğim sorularım cevabını aradığım 'google' bunuda soracaktım.Telefonum kapalıydı fakat açıp uçak moduna alıp otobüsün wifisine bağlanıp internete erişimim olabilirdi.Telefonumu çıkarıp açtım ve hemen uçak moduna aldım.Wifi'ye bağlanıp 'google'a 'rüyada kaçtığın babanı görmek' yazdığımda 'rüyada baba görmek' başlığı altında birşeyler çıkınca işime yaramayacağını anlayıp telefonu yeniden kapatacakken zaten uçak modunda olduğu için gerek duymayıp ekran kilidini kapatıp çantama koydum.Çantamı ayaklarımın kenarına koyduğum sırada sahte duyma engelli çocuk sinirli olduğunu düşündüğüm bir tavırla koltuğuna oturdu.Otobüse binen şoförle  sonunda yola çıkacağımızı anladım.Çantamı düzgünce yerleştirip koltuğuma geri yaslandım.Bir süre sonra otobüsün ışıkları kapandı.Kafamı pencereye çevirerek yolu izlemeyip planlıyordum.Otobüs çalışıp yol almaya başladığı sırada ensemde hissettiğim sıcak nefesin ardından oldukça sessiz bir sesle söylenen sözcükler kaşlarımın çatılmasına neden oldu

"Yiyecek birşeyler var mı?"

Hilal (hiloolllll) sana söz vermiştim cuma günü yayınlayacağım diye fakat çokta geç kalmış sayılmam ha:/ sonuçta saat henüz 2.00 cuma ile cumartesi birbirine karışırken yükleyebiliyorum.Umarım beğenirsin ve beğenirsiniz :) hadi gidiyorum ben çok yoruldum

momoncuk

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin