Dizlerimin üzerindeki baskı ile gözlerimi açtım.Kafamı bacaklarıma indirdiğimde otogardaki çocuğun dizlerimde uyduğunu gördüm.Kaşlarımı çatarak kafasının ağırlığı ile uyuşan bacaklarımı hareket ettirmeye çalıştım.Bacaklarımı hareket ettirdiğimde gözlerini açan çocuk etrafına bakınmadan önce sağ gözünü kaşıyarak ayağa kalktı.Bir açıklama bekler gibi suratına baktığımda o da bana bön bön bakıyordu.Bakışmamızı benim sonunda dayanamayarak konuşmama böldü
''İzinsiz hiç tanımadığın birisinin dizlerini yastık gibi kullanmanın cezasının 5 yıldan başladığını bil istedim tabi açıklamasına göre müebbede kadar yükselebiliyor''dediğimde
''İzinsiz bir insana tokat atmanın cezasının direk müebbet olduğunu bil istedim hem dizlerin yastık olamayacak kadar kemikli boynum ağırmış''diyerek boynunu eliyle ovaladı.
Gözlerimi kısarak ona dil çıkardım.Bu hareketimle alaycı bir tavırla gülerek
''Çocuk musun sen yaş 12 falan heralde''diyerek gülmeye devam etti.
Onu umursamayarak pencereden dışarıya baktım.Güneş doğmaya başlamıştı.Acaba neredeyiz diye düşünürken karnımdan gelen gurutuyla acıktığımı anladım.
''Ne zaman mola verecekler acaba?''diye kendi kendime söylenirken
''12 kilometre sonra otobür firmasına ait bir dinlenme tesisi var muhtemelen orada dururlar ''dediğinde
''Tekrar dünyaya gelmeden önce navigasyon muydun neydin?''diyerek dalga geçercesine sırıttım.
''Baktığın şeyleri görmeyi öğrenememişsin,az önce geçtiğimiz ve senin gözünün önünde duran tabelayı keşke okusaydın''
''HE!''diye saçma bir tepki verdiğimde gözlerini devirerek
''Aşağıya atlayacağım şimdi''dedi.
''Adın ne?''diyerek konuyu değiştirdim.
''Ali''dedi.Benimde adımı sorar sandım ama bir şey demeyince konuşmak istemediğini anladım.Fakat bir süre sonra
''Senin?''deyince ona inat sustum.Sorması gerektiği zaman sormadığı soruya bende cevaplamam gerektiği zaman geçtikten sonra cevaplayacaktım.
Otobüs durduğunda midem sanki ''sonunda ''der gibi guruldadı.Ali koltuğundan kalktığında peşinden bende kalktım ve dışarıya çıktık.
''Zeynep''dediğim sırada bana dönerek gülümsedi.
''Zeynep''diye tekrar etti beni.
''Efendim.''
''Buranın gözlemesi güzeldir''dediğinde
''Gözleme mi?''diyerek ona baktım.
''Evet hadi gel''diyerek yürümeye başladı bende onu takip ettim.Gözleme kokusunun akciğerlerinize kadar hissettiğiniz brandayla örtülmüş tesisin hemen yanında ki eski ama şirin gözlemeciye girdiğimizde ortalarda bulunan bir masaya oturdk.Güneş henüz doğmakla doğmamak arasında olduğu için hava hafif karanlıktı.Bu nedenle brandayla kaplı alanın ışıkları yanıyordu.
''Hoşgeldiniz.Ne alırdınız''diyerek yanımıza gelen 10-11 yaşlarında ki erkek çocukla ikimizinde bakışları o yöne döndü.
Ali ''ben 2 tane patatesli gözleme bir çay alayım''dediğinde çocuk elindeki adisyon fişine not alıp bana döndü
''Neyli gözlemeler var?''diye sorduğumda çocuk
''peynir,ıspanak,kıyma,patates,kaşar''dediğinde

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
Fiksi Umum....Annem uyumuştu. Hızlı ve sessiz adımlarla odama döndüm ve sırt çantamı koluma takıp bir kaç hafta okulda aç kalarak kısacası para biriktirerek aldığım değerli postallarımı elime aldım ve dış kapıya doğru ilerledim.Kapının kolunu indirdiğim sırad...