Yemek gecesinden bu yana 5 gün geçmişti her gün çok sohbet etmesek de yoğunluğumuzdan ötürü iyi geceler, günün nasildi, gibi konuşmalar gerçekleştiriyorduk .Bu akşam Paris' e annemin yanına gidecektim, üniversite ve öbür mektup arkadaşlarımi görecek hasret giderecektim. Oradan Kanadaya toplantıya ve abimi ziyarete sonra da Seul' e dönecektim .Acaba ona haber vermeli miyim? Diye düşünüyordum biz sevgili gibi değildik ,teklif yapmamıştı ama hoşlandığını söylemişti. Birde her gün mesaj atıyordu bilmiyordum... Bavulumu hazırlarken ondan mesaj geldi adını değiştirmemiştim.
Kralimi "K" olarak yazıyorum
K:Selam güzellik
C: selam
K: Nasılsın?
C: İyi sen?
K:Beni özledin mi?
C: Ne?
K: Açıkçası ben özledim müsait olduğunu düşünerek seninle bugün buluşmak istiyorum.
C: Şimdi mi?
K: Akşam yemeği düşünmüştüm ama şimdi dersen hemen gelirim.
C: Akşam olmaz çünkü uçağa yetişmem gerek.
K: Neden!!?
C: İş toplantıları için yurtdışına gidicem 3 hafta yokum.
K: Nereye gideceksin!!?
C: Neden "!" koyuyorsun?
K: Yalnız ben sana soru sordum nereye diye!?
C: Paris ve Kanada
K: Tamam öyle olsun gelince haber verirsin umarım .
C: Veririm görüşürüz
K: Görüşürüz.
Bana trip mi atıyordu? Eşyaları toplayıp hayvanlarımla oynadın sonra da Felix ve Jeremy alıp koşuya çıktım nasıl bir hırsla koştuysam saate baktığımda 19:00 ' dı ve ben koşuya 14:00' de çıkmıştım pestili çıkan oğullarımı yedirip ,yıkadıktan sonra onlara bakması için bakıcılarını aradım ama hasta olduğunu söyledi. Ben de yakın arkadaşım Şini aradım .
S: Cemre!! Sen misin tanrım kaç ay oldu vicdansız ergen ! Nasılsın? Tanrım seni çok özledim.
C: Ben iyiyim sen?
S: İyi de senin bana işin düştü dimi? Normalde aramazsın beni olsun sesini duymak çok hoş.
C: Beni iyi tanıyorsun dostum!
S: Dökül bakalım.
C : Şey önümüzdeki 3 hafta yurtdışında olucam rica etsem kızlarıma ve oğullarıma bakar mısın?
S: Şaka mısın?
C: Ne ?
S: Asla! Beni öldür buna zorlama, onlar korlunçlar habire saldırıyorlar bakıcıları yok mu bunların?
C: Hasta
S: Şaşırmadım
C: Şin lütfen
S: Cemre yaa
C: Şin
S: tamam ne zaman gidiyorsun?
C: Birazdan şimdi uyuyorlar her sabah 5' te koşmaları gerek.
S: Ney!! Koşucu mu yetiştiriyorsun bu ne yaa!
C: Şin!
S: tamam kendine dikkat et gelince haber ver.
C: tamam çok saol
S: seni seviyorum
C: ben de
Bavulumu hazırlayıp evden çıktım arabayı sürerken ablama Ji Yong ile ilgili konuşmaları atmistim fikir almak için. Aslında gruba bizim mesaj grubumuz vardı 4 kişilik Şero abla, Ablam,Ben ve Gamze o benim lise arkadaşımdı üniversiteyi daha bitiremediği için Türkiyedeydi.
Çok yakında mezun olucak ve yanımıza gelecekti.Konuşmayla ilgili herkes aynı fikirdeydi " Kıskanmış,kızmış,trip atıyor" ama neden niye beni kıskansın ki ? İş önemli olmasaydı gezerdim onunla ne yapayım?
Konuşmaları okurken hava limanına geldiğimi fark ettim sekreterin yanıma verdiği programı alıp ona arabanın anahtarını verdim.10 dakika sonra uçak kalkıyordu koşarak uçağa yetiştim cam kenarındaki koltuğa oturup olacakları düşündüm.Belki o ve ben yani Biz beraber olabilirdik.
CANIM ANNEM!!!
Nihayet uçaktan inmiştim annem beni kapıda bekliyordu koşarak yanına gittim ve sımsıkı sarıldım onu görmeyeli 1 yıl oluyordu.
Meleğimin "M" si olarak yazıyorum
M: Kız sevgi topurcuğu şimdi mi aklına geldim ! Seni çirkin?!
C: yaa anne yaa
M: Ağlatma beni hadi ece gidelim.
C : Tamam
Arabaya baktığımda şok oldum kocamandı ne ara aldı bunu diye düşünürken ...
M: Ne öyle bakıyorsun? Sen de yok mu bunlardan?
C: Varda...
M: eee benim neyim eksik? Hadi bin!
1 saatlik yolculuktan sonra nihayet eve geldik ama buraya ev denmezdi bence...
Benim annem Çini sanatçısıydı hepimiz üniversiteye gidince Türkiyeden sıkılmış ve Fransaya taşınmıştı, burada çok ilgi görmüş ve " Sanat Kraliçesi " olarak ün kazanmıştı her ülkeye en az 1 aylık sergi açar ve herşeyi satardı çünkü o çok yaratıcıydı. Onunla en son konuştuğumuzda " Saray yaptırdım kendime ben bir Kraliçeyim" demişti. Ben inanmamıştım ama dediğini yapmıştı.Eve girip yerleştikten sonra yemek yemek için salona gittik .
C: Babam nasıl?
M: İyi çalışıyor İngilterede şuan
C: Hımm sen neler yapıyorsun bu arada saray müthiş.
M: Biliyorum harikayım, ışık saçıyorum ben bir Kraliçeyim!!!
C: Anne!
M: Yalan mı?
C: Değil
M: Biliyorum, neyse sergilere hazırlanıyorum Şubatta Hollandaya gidicem 2 ay oradayım.Sen senin işler nasıl?
C: Yoğun senden sonra Kanada da toplantım var abime de gidicem.
M: Ablan kokoşu nasıl hastane nasıl gidiyor?
C: Güzel herkesin işi iyi şey..
M: Sen bana birşey danışmaya geldin dimi?
C: evet
M: Biliyordum kiminle çıkıyorsun?
C: Yuh anne !
M: ay hadi daraldım anlat!
Ona olan biteni anlatmam 2 saat sürdü beni sabırla gülümseyerek dinledi Ji Yongun adını duyunca şaşırdı ama anlatmayı bitirene kadar dinledi.
Ve başladı öğütlerine
M: Biliyorsun küçüklüğünden beri onu kıza benzetiyor ve sevmiyorum ama olanlar şaşırtıcı değil aslında senin istediğin şeyler çocuk çok etkilenmiş senden haliyle( güldü) senin yapman gerek hem kalbini hem de mantığını dinlenen ,sen sağlam ve zeki birisin tıpkı kardeşlerin ve benim gibi o yüzden dikkatli ok kendi başına bir süre yalnız kal gül ve eğlen oraya dönünce olacaklar belli zaten...
C: Ne olacak ki?
M: Yaşa ve gör bebeğim
DÖNÜŞ VAKTİ:
Annemin yanında 1 hafta kalmıştim eğlenmiş, alışveriş yapmış kaliteli zaman geçirmiştim .Şimdi sıra Kanadaydı abimi çok özlemiştim 2 hafta onunla olacaktım sonra da eve dönücektim korkmuyor değildim ama niye korktuğumu bile bilmiyordum .Telefon kartım değiştği için mesaj gelip gelmediğini bilmiyordum Buradayken eski arkadaşlarımla buluşmuş ,çok eğlenmiştim, fotoğraf çektirmiştim sonra da Koreye davet etmiştim ve serselikler yapmıştim çünkü onlar hala okuyordu ben ise iş hayatına girmiştim bile bu yüzden bazen benden çekiniyorlardı ama normaldi onlara göre olgundum çünkü.
Hava limanına vardigimizda beni bindirene kadar bırakmadılar anneme ve arkadaşlarıma gözlerim dolu şekilde veda ettim tekrar gelmek üzere...
