Sabah olmuştu aslında tam olarak değil saat06:30' du. Erken kalkmaktan alışkanlık olmuştu. Birde sabah koşusu... Burada koşamazdım ama canım sıkılıyordu ben de odada spor yapmaya başladım. İyi geldi artık hiç uykum yoktu. Ji Yongu uyandırmaya odasına gittim. Beni uykusuzluktan tersler diye korkmuyor değildim. Bunun vermiş olduğu tırsıklıkla kapıyı 3 kez şirin şirin çaldım. Cevap vermedi . Ben de sırf iş olsun diye kapı katımı onunkine tuttum. Kabul etti... Bizim numaralar aynı mı? İçeri girdiğimde yorganlar arasında boğulmuş ağzı yarı açık Ji Yong vardı. Odası çok düzenliydi . Benim odam girdiğim an dağılmıştı. Gerçi daha yeni düzelmiştim ama;
C: Ji Yong uyan...
GD:...
C: Kime diyorum kalk hadi.
GD: hayır gel.
C: Nereye?
GD: Koynuma azıcık benimle uyu.
( Direk kendine çekti. Ahtapot gibi sarıldı. Yorganı da üstüme çekti.)
GD: Bensiz uyuyamıyorsun biliyorum.
C: Hiç de bile canım sıkıldı.
GD: Ben olmadığım için. Hadi azıcık sus da beraber uyuyalım.
C: Peki...
( Saat 11:43)
....: Efendim kahvaltı servisi geldi.
GD: Tamam koy. Teşekkürler.
C: Ne oluyor saat kaç?
GD: 11:44
C: E demin yediydi.?
GD: İçin geçmiş işte neyse ben yıkanmaya gidiyorum. Sen de üstünü giy yemek yiyip gidelim.
C: Üstüm?
GD: Pijamalısın Cemre korkma.
C: İyi tamam.
Kahvaltı güzeldi ama ben hiçbirşey hatırlamıyordum. Patavatsızca sordum;
C: Biz birşey yapmadık değil mi?
GD: Tabiki hayır. Senin inançlarına saygılıyım. Öyle bir kız olmadığını biliyorum. Eğer olsaydın o işi barda yapardım zaten. Sen sabahın 7' sinde geldin sıkıldım diye . Ben de seni yanıma aldım can sıkıntın geçmiş oldu. Hem birşey olsaydı pijaman sağ kalmazdı. Ben sırf seni öpebilmek için 1 aydır spor yapıyorum azıcık mantık.
C: Anladım. Özür dilerim.
GD: Önemli değil ben şüphe uyandıran biriyim zaten . Hadi yemeğini ye.
