GD: Uyan güzelim geldik.
Uçaktan inmiştik. Burası harikaydı şimdiden basılmıştım. Tabi Ji Yong buraya daha önce gelmişti ama ben hiç gelmemiştim.
GD: Acıktın mı?
C: Evet.
GD: O zaman yemek yemeğe gidelim.
Eşyaları odalara götürsünler diye görevlilere verdik. Taksi bulduk ama adam İngilizce bilmiyordu.
C:( Portekizce): Acaba bizi güzel yemekler yapan bir restoranta götürür müsünüz?
...: Tabi efendim.
GD: ???
C: Portekizce konuşuyorlar.
GD: Bu dili de biliyorum. Hep gerçek bir brezilyalı ile konuşmak istemişimdir.
GD: Sen resmen google çevirisini.
C: Burası Brezilya bebeğim!
GD: Bebeğim?
C: ( Portekizce): Burası harika!!
Taksi şoförüne teşekkür edip restoranta girdik. Burası şirin bir yerdi. Bizi güzel genç bir kadın karşıladı.
...: ( Portekizce): Hoş geldiniz.
GD: Yine mi yaa
C: Hoş bulduk merhaba.
....: Şöyle buyrun lütfen.
C: Ji Yong gel.
GD: Tamam
....: Yemek için ne arzu edersiniz ?
GD: Ne diyor bu?
C: Yemek ne istersiniz diyor.
GD: Menüyü alıp düşünsek?
C: Tamam biz menüyü alıp sonra karar versek.?
...: Tabi efendim.
(10 dakika sonra)
C: Biz iki tane pato nu tucupi alalım lütfen.
...: Peki efendim. Başka bir isteğiniz var mı?
C: Şuanlik yok teşekküler.
GD: Ne yiyoruz?
C: Dedim ya pato nu tucupi .
GD: İşte o ne?
C: Ördek güveci.
GD: Anladım.
Yemek lezizdi. Oradan çıkıp sokakları dolaşmaya başladık. Burası çok kalabalıktı. Ama insanları sıcak ve sevecendi. Bir süre dolaştık. Ben de bu arada bir kolyeci buldum. Ji Yong beni dışarıda beklerken ikimizin kolyesini yaptırdım. Hiçbir şey olmamış gibi geri döndüm.
GD: Odalar hazır. Gidelim mi? Gezelim mi?
C: Kazanan sensin sen ne istersen o.
GD: Heheh iyi gidelim.
Otele geldiğimizde ağızım açık kaldı. Çok büyük ve şatafat aslında= G Dragon ama bu kadarını beklemiyordum. Güldü.
GD: Bayağa beğendin herhalde?
C: Evet.
GD: Güzel beğenmene sevindim.
Odakarımız karşılıklıydı . Bana anahtarı verdi;
GD: Bu günlük dinlenmene izin veriyorum ama yarın tamamen benimsin ve benim emrim altındasın.
C: Peki.
GD: İyi geceler.
C: Sana da iyi geceler.
