Bölüm 9

684 38 4
                                    

"Saadet hanım.. teyze. Bakın gerçekten yeterli bitiremeyeceğim. Kalmasını hiç istemem. Ama siz, bari dolmayı koymayın. Tamam  çok sağolun. Siz bir şey yemediniz gerçi. Özge.."

İşin aslını söylemek gerekirse ben daha masumane şeyler bekliyordum. Hani çorba ve ana yemekten önce oluşan bir akşam yemeği gibi.

Ama hayat beklediğiniz gibi çıkmıyordu. Bana kalırsa hiçbir zaman.

Uzaydan yeni gelmişim gibi ikili koltuğun bir ucuna oturtulmuş, diğer tarafta evin en büyük oğlu, ki bu Asım oluyordu, oturuyordu, dünyevi yemekleri tadıyordum. Yani hani uzaydan geldin falan ya

"Özge koy onu yerine. Bağırtma beni. Gerçi fısıldarlarken de bağırabiliyorum otur şuraya"

Elimdeki çatalı elinin üstüne batırıp üstünlüğümü sağlamıştım

"Gelirken bunları haber vermeliydin. En azından kendimi üç ay aç falan bırakırdım"

Dediklerime sadece gülmüş annesinin gelmesiyle de ultra ciddiyete bürünmüştük.

"Beğendin mi kızım?"

Tabağım o kadar dolu ki birini alsam hepsi yere düşecek. Daha tadına bakamadım bile diyemedim.

"Beğenmek ne kelime Saadet teyze, içine düştüm vallahi"

Hepsi birden kahkaha atınca Ne dediğimi bir daha düşündüm. Kesinlikle konuşurken iki değil on iki kere düşünmeliydim. Bu konuda pek hırlı olduğum söylenemez.

"Afiyet bal şeker olsun vallahi, Asım sen seversin deyin.. ıhm seversin diye düşündüm"

Şimdi doğruya doğru, güzel olmuştu. Ama neden?

Yani yemekler neden güzel oluştu demiyorum elbette. Saçmalamayın.

Bu kadar uğraş niye? Henüz Amerikan Başkanı olduğumu düşünmüyorum. Ya da önemli herhangi biri.

Bir kek ve börekten sonrası önemli misafir ekstrasına  giriyor bence.

"Annenler ne iş yapıyordu?"

"Emekli öğretm... içimden tufanlar estirir gibi öksürürken dışarıya hafif bir ıhm sesi verdim
Emekli öğretmen annem, babam da uzun yıllardır esnaf. Geçinip gidiyoruz İşte"

Malum çoluktu çocuktu evin işleri falan yetişmek zor oluyor. Geçen günkü kısırın tarifini versene bana?

"Memur çocuğu olmakta zor tabii. Neyse siz bahçeye geçin geliyorum ben de"

Saadet hanım teyze tabakları kaldırmaya kalkışırken müthiş bir hızla yardım etmek için kalkıyorum ama saniyesinde popom yerini buluyor bulmak zorunda kalıyor ve olduğum yere gerisin geri oturuyorum

"Ayağa kalktığını görmeyeyim! Sakın. Duydun mu?"

Sen ne yere bakan yürek yakan çıktın Özge? Abine söyleyeyim mi seni? Tuvalete giderken duyduğum telefon konuşmasından bahsedelim biraz istersen ha?

Gördüğünüz gibi o kadar da masum değilim

"Biz bu evi kendi ellerimizle yapmıştık zamanında. Taşı getir suyu bul derken çok uğraşmıştık. Tabi o zamanlar bizim çocuklardan hiçbiri Yok d.. sahi kaç yaşındaydın sen Mine?"

Konu birden nasıl oluyorda bana geliyor İnanın hiçbir fikrim Yok.

"25 olacağım bu yıl"

"Oldun mu olacak mısın?"

KasetçiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin