Annemin ölümünden 3 ay geçmişti ve hala yas tutuyorduk. Günler sanki gitgide daha da kötüleşiyordu. Bu yüzden hiç eğlenmiyor, gülmüyorduk.
Bugün o sıkıcı günlerden biriydi. Derslerde hiçbir fiziksel aktivite yoktu. Arada bir telefonumu açıp kardeşlerimle yazışıyordum. Onlar en azından sıkıcı bir ders işlemediklerini söylediler. O sırada kapı açıldı.Öğrenci: İlknur Güneş bu sınıfta mı?
Öğretmen: Evet, bu sınıfta. Ne oldu?
Öğrenci: Öğretmenimiz İlknur Güneş'i çağırmamızı istedi.
Öğretmen: Peki. Gidebilirsin İlknur ama boş dersinde alacağım ona göre.
Sıramdan kalkıp kapıya doğru yöneldim. Tanımadığım öğrenciyle beraber koridorda yürüyorduk.
Öğrenci: Ben İren memnun oldum İlknur.
Ben: Ben de İren. S-sen hangi sınıfta okuyorsun?
İren: 10-F.
Hiçbir şey demedim. Çünkü benden bir sınıf büyüktü. Başkalarının yanında özellikle de büyük sınıfların yanında durmayı sevmiyordum. Kendimi çok daha küçük hissettiriyorlardı.
Koridorda biraz daha yürüdükten sonra bir sınıfın önünde durduk ve İren kapıyı çalıp içeri girdi. Öğretmene beni getirdiğini söyledi ve kendi sırasına oturdu. Sınıfta kızdan fazla erkek öğrenci vardı ve nedense hepsi bana bir ziyafermişim gibi bakıyorlardı.
Öğretmen: Merhaba kızım. Ben Ahmet hoca. Sen de İlknur olmalısın. Senden bir şey istemek için seni çağırdım. Biliyorsun ki okulumuzun bir rock gurubu var. Ve bazı kişilerden senin şarkı söylerken sesini duyduğunu öğrendim. Bu yüzden seni rock gurubundaki solist yapmaya karar verdim. Eğer katılmak istersen şarkıyı hemen seçmen gerek çünkü hem dersler hem şarkı fazla gelir. Eğer katılmak istemezsen sen bilirsin ama bunu bir düşün.
Zil çalmıştı. Bütün öğrenciler dışarı akın ederken ben öğretmenle baş başa kalmıştım. Öğretmene katılmayı istediğimi ama kesin bir karar vermediğimi bu yüzden de yarın ona ileteceğimi söyledim ve dışarı çıktım.
Kardeşlerimi çok merak ediyordum. Bu yüzden telefondan Sonnuru aradım. Normalde telefonu tuvaöette olsa bile açardı ama telefonu meşgule attı. Belki sevgilisiyle beraberdir diye düşünüp Sonnur'un sınıfına gittim. İçeri girdiğimde adeta şok oldum. Sonnur, yerde kanlı bir şekilde yatıyordu. Öğretmenler odasına gidip yardım çağırdım öğretmenlerden biri 112'yi arayıp okulun adresini verdi. Çok korkuyordum çünkü annemin ölümü zaten bizi fazlaca sarsmıştı. Eğer Sonnur da ölürse ben yaşayamazdım.
Ambulans bizi hastaneye götürdüğünde hemen arabadan indim ve Sonnur'un elini tuttum. Beni duyacağı ümidiyle ona bir şeyler diyordum ama beni duymuyordu. Sonnur'u ameliyathaneye götürdüler ve biz Binnur'la dışarda kaldık.
Binnur: N-nasıl o-oldu bu hık?
Ben: Bil-bilmiyorum ben onu yerde yatarken gördüm.
Binnur hiçbir şey demeden yere çöktü. Onu yerden kaldırmaya çalışyım ama başarılı olamadım. Binnur'a su getirmem lazım diye düşünüp sebil aramaya başladım. Hiçbir yerde ne otomat ne de sebil vardı. Ameliyathanenin oraya gittim. Ama Binnur'u bulamadım. Ameliyathanenin köşesinde bir tane lavabo vardı. Elimi ve yüzümü yıkamak için oraya girdiğimde Binnur'u kendini öldürmeye çalışırken yakaladım.
Ben: BİNNUR SEN NE YAPIYORSUN???? BIRAK O BIÇAĞI!!!
Binnur: B-ben hık sadece hık ölmek istedim.
Ben: Sakın Binnur sakın ama sakın umudumuzu yitirmemeliyiz. Annemiz ölmüş olabilir ama Sonnur ölmeyecek. O güçlü bir kız ve bunun üstesinden gelebilir.
Binnur boynuma sarılmış ağlıyordu. Onun yüzünü yıkadıktan sonra koltukların oraya gidip oturduk. Bir saat sonra oturduğumuz koltuklar resmen tıklım tıklımdı. Okuldaki öğretmenler, Sonnur'un arkadaşları, kuzenlerimiz vb. Ama Sonnur'un çok sevdiği sevgilisini göremedik. Acaba buraya gelmeden önce kavga mı ettiler. Yoksa ayrıldılar da Sonnur kendini mi kesti? Kafamı bunun gibi sorular sarmaya devam ederken gözlerimi kapadım ve uykuya daldım.
Uyandığımda hala koltuktaydım. Gözüm Binnur'u aradı ve onun da koltukta uyuduğunu görünce rahatladım. Herkes gitmişti. Sadece biz vardık ve ameliyathanenin kapısı hala kapalıydı. Telefonumdan saate baktığımda saatin gece 1 olduğunu gördüm ve endişelenmeye başladım. Acaba Sonnur yaşıyor muydu? O sırada ameliyathanenin kapısı açıldı ve iki tane doktor çıktı.
Ben: Doktor bey So-sonnur iyi mi?
Doktor: Evet, Sonnur hanımı kurtarabildik. Ama ciddi olan şu ki Kardeşiniz maalesef deri kanseri. Gerekli uygulamaları yapmazsak daha da ilerleyebilir. Bu yüzden sizinle bu konu hakkında konuşmam lazım.
Sonnur kanser miydi? Nasıl ya? İyi olmasına sevindim ama kanser olması gerçekten çok üzücüydü. Sonnurla yarın konuşmam lazımdı bu yüzden Binnur'un yanındaki koltuğa yattım ve gözlerimi kapadım.
Sabah olmuştu ve hala aynı koltuktaydım. Binnur neyse ki yanımdaydı. Onu yavaşça uyandırdım ve beraber lavaboya gittik. Yüzümü yıkadıktan sonra lavabodan çıktık ve resepsiyona gittik. Sonnur'un odasının nerde olduğunu sorduk. Kadın bize 3. Katın solundaki odada olduğunu söyledi ve biz de beklemeden 3. Kata çıktık. Sonnur'un odasını bulduk. Kapısını tıklattıktan sonra içeri girdik.
Sonnur: İlknur, Binnur kardeşlerim.
Binnur-Ben: Canımm.
Ben: Senin için çok endişelendik. İyisin değil mi?
Sonnur: Evet iyiyim ama ahh başım ağrıyor.
Ben: Sonnur, seni bulduğumda sınıfta yerde yatıyordun. Ne oldu? Anlatmak ister misin?
Sonnur: T-tamam. Ben koridorda sevgilimi arıyordum ve aklıma sınıfa bakmak geldi. Sınıfa girdiğimde hık başka bir kızla öpüşürken gördüm. Sevgilime neden bana doğruyu söylemediğini sordum ama bana cevap vermeyip öpüştüğü kızın kulağıns bir şey söyledi. Sonra da üstüme üstüme gelmeye başladılar. Bana çok kötü vuruyorlardı. Çok canım acıyordu. En sonunda ben yere yığıldım ve sınıftan gittiler.
Sonnur gerçekten çok kötüydü. Sevgilisi hem onu aldatıyor hem de onu dövüyordu.
Binnur: Varya o çocuk elimde kalıcak. Benim kardeşime kimse zarar veremez.
Ben: Binnur sakin ol! Polise şikayet etmeliyiz. İllaki ceza verirler.
Binnur: Haklısın İlknur. Benim de sinirlerim tepemde. Sevgilim sırf ben bir gün ona aşkım demediğim için benden ayrıldı. Abi biz ne saftirik insanlarla çıkıyoruz ya. Biz bence hiçbir zaman doğru insanla çıkamayacağız.
Ben-Sonnur: Bence de.
Hep birlikte güldükten sonra saat neredeyse 3 olmuştu. Artık yemek yememiz lazımdı. Bu yüzden aşağıdaki kafeye gittik. Binnur neredeyse iki tane hamburger yemişti ve hala açtı. İstesem o kadar yiyemezdim.
Akşam olduğunda üçümüz de doğruluk mu cesaretlik mi oynadık ve çok eğlendik ama yatma zamanımız çoktan geçmişti bu yüzden kanepeye kıvrıldım ve güzel bir güne uyanmak için gözlerimi kapattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüzler
AdventureAnnesinin sorunlarından dolayı evden kaçan üç genç, devam eden bir okul hayatı ve yalnızlık. Üç kız kendi ayakları üzerinde durmak zorundadırlar. Acaba kendi ayakları üzerinde durabilecekler mi?