Eski Okuldaki Tuhaf Erkek

60 3 0
                                    

Bugün çok mutluydum çünkü Sonnur hastahaneden taburcu olmuştu ama kendine daha çok dikkat etmesi lazımdı. Binnur, Sonnuru ve beni alıp kayıt ofisine götüreceğini söyledi. Kayıt ofisinin yeri biraz uzaktı bu yüzden çantamdan kulaklığımı ve telefonumu çıkardım. You belong with me (Taylor Swift)'yi dinlemeye başladım. Bu şarkıyı ezbere biliyordum ve bu iyi hissettiriyordu.

Kayıt ofisine geldiğimizde taksiden indik ve yolun karşısına geçtik. Kayıt ofisinin kapısını açtığımızda içeride birkaç tane insan vardı. Bir erkek Binnur'un yanına gelip ona sarıldı.

B.S. erkek: Merhaba ben Tonguç. Siz de Binnur'un kardeşleri olmalısınız. Binnur bana birinizin rock gurubundaki solist olduğunu söyledi.

Ben: Evet o kişi benim. Aa ben İlknur kardeşim de Sonnur.

Tonguç: Merhaba kızlar tanıştığıma memnun oldum. Sizi kayıt yerine götüreyim.

Tonguç bizden biraz büyüktü en fazla 5 yaş veya 7 yaş kadar.

Kayıt odasına geldiğimizde Tonguç beni sandalyeye oturttu ve bir şarkı seçmem gerektiğini söyledi. Ben de Dollhouse (Melani Martinez)'u söulemek istedim. Şarkıya başladığımda her şey gayet güzel gidiyordu ama Tonguç'a baktığımda bir şey düşünüyormuş olduğunu gördüm.

Şarkı bittiğinde Tonguç'un yanına gitmeye karar verdim.

Ben: T-tonguç sen iyi misin, bir sorun mu var?

Tonguç: Yok ben iyiyim merak etme. Sadece gece biraz geç yattım.

Ben: Peki. Ama bir sorun olursa mutlaka bana söyle. Sonuçtaa biz ar-arkadaşız.

Tonguç bana sırıtarak " Evet, biz arkadaşız." Dedi. Bu sırıtıştan hoşlanmadım. Çünkü aynı sırıtışı Kerim de yapıyordu. Kerim demişken ben okuldan ayrıldıktan sonra o da okuldan ayrılmış. Umarım benim şu anki okuduğum okula gelmez. Kerimi düşünürken karşıdaki çocuğa gözüm takıldı. Bana bakıyordu ama neden? Son anda çocuğun kim olduğunu hatırladım. Bu çocuk benim eski okulumdaki garip çocuktu. Yanına gitmeye karar verdim.

Ben: S-selam. Sen Sultan Ahmet lisesindeki kişisin.

Garip çocuk: Evet İlknur. Seni hatırladım. Yılın başında bana adımı sormuştun ama cevap vermemiştim. Ben Joseph.

Ben: S-sen nerelisin?

Joseph: Ben Almanyalıyım. Babam Türk annem Alman. Bu yüzden Türkçe konuşabiliyorum.

Ben: Hmm peki sana bir şey sorucam. Okulda neden kimseyle konuşmuyordun?

Joseph: Çünkü o yılın başında babam maalesef hayatını kaybetmişti ve ben yas tutuyordum. Bu yüzden kimseyle konuşmuyordum kimse de benim yanıma gelip kimsin demiyordu tabii senin dışında.

Yüzümde bir tebessüm oluştu. Bir yandan babasının öldüğüne üzüldüm bir yandan da Josephle tanıştığıma seviniyordum.

Joseph: Seni şarkı söylerken dinledim gerçekten çok güzel şarkı söylüyorsun bu arada sana bir haberim var. Bu haber Kerimle ilgili. Kerim okuldan ayrıldı bildiğin üzere ve senin okuduğun okulu bulmaya çalışıyor. Dikkatli ol. Eğer onu sokakta veya başka bir yerde görürsen onunla konuşma. Sana neler yaptığını biliyorum.

Ben: N-nasıl ya? Off ondan nefret ediyorum ya. Bana yardım et Joseph lütfen yalvarırım!

Joseph: Tamam İlknur sana yardım edeceğim ama kimseye benimle konuştuğunu söyleme. Kardeşlerine bile.

Joseph neden böyle bir şey dedi hala anlamış değilim ama onun dediğini yapıcaktım.

Akşam eve gittiğimde kardeşlerim çoktan eve gelmişlerdi. Onlara uyumak istediğimi söyleyip yukarı çıktım. Telefonuma mesaj geldiğinde Joseph'in göndermiş olduğunu gördüm. Mesajda " Kendine dikkat et İlknur. Ben seni sadece bir yere kadar koruyabilirim bu yüzden birlikte çalışmalıyız. Şimdi dinlen çünkü yarın Kerim seni arayacak ve ona gözükmememiz lazım. İyi geceler Prenses." Diyordu. Prenses mi? Joseph bana prenses demişti. Ondan azıcık da olsa hoşlanmaya baş... ne diyorum ben? Kimseden hoşlanmıyorum ben! Joseph'e de dikkat etmem lazımdı. Çünkü tuhaf birinden her şeyi bekleyebilirsin. Bunları düşünürken gözlerimi kapadım ve uyumaya çalıştım ama nedense uyuyamadım. Kitap okumaya karar verdim. Kitabın en heyecanlı yerinde çok fazla uykum geldiği için gözlerimi kapadım.

ÜçüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin