Bugün Joseph ile buluşmam lazımdı bu yüzden üstüme bir şort ve askılı t-shirt giydim. Kızları uyandırmamak için sessizce çıktım. Aşağı kata indiğimde anahtarı aldım ve kapıdan çıktım. Joseph'i aramam lazımdı.
Ben: Alo, Joseph nerdesin?
Joseph: Karşına bak.
Bunu demesiyle Joseph'i karşımda görmem bir olmuştu.
Joseph: Günaydın ay güzeli.
Deyip bana sarıldı. Ben de karşılık verdim.
Ben: Sana da Josh.
Joseph: Sana bir teklifim var. Ben bir gezi düzenledim. Amerika'da bir gezi. Eğer gelmek istersen sana yer ayırtacağım.
Ben: İnanamıyorumm Amerika mı?! Hep gezmeyi istemişimdir. Kesinlikle geliyorum.
Joseph: İstersen düşünebilirsin. O güne başka bir işin çıkmasın diye dedim.
Ben: Tamam o zaman. Bu akşam sana kararımı söylerim. Ve gezi ne zamandı?
Joseph: 3 hafta sonra.
Ben: Tamam bu konuyu düşüneceğim.
Joseph'le çok fazla yürüdüğümüz için Almila kafe diye bir kafeye gittik.
Garson: Merhaba efendim. Ne arzu ederdiniz?
Ben: Ben bir tane Americano alabilir miyim?
Joseph: Ben de latte alacağım.
Garson: Tabii efendim. Başka bir arzunuz var mı?
Joseph: Yok teşekkürler.
Garson gittikten sonra birkaç dakika Joseph'le konuşmadık. Nedenini bilmiyordum ama sanki Joseph'in bana söylemek istediği bir şey varmış gibi sürekli gözlerini benden kaçırıyordu.
Ben: Joseph s-sen iyi misin?
Joseph: Hı? Iı... e-evet.
Gerçekten çok garip davranıyordu.
Ben: Joseph senin bana söylemek istediğin bir şey mi var?
Joseph: Var. Ama lütfen panik yapma! Kerim karşı masamızda oturuyor.
Ben: Nee!!??
Joseph: Sakin ol! Şimdi buradan çıkıyoruz.
Çantamı aldıktan sonra çıkış kapısına doğru yöneldim. Yürürken Kerim'le göz göze geldik. Yüzünde çok pis bir sırıtış vardı. Dışarı çıktığımızda kafeye tekrar baktım ve Kerim'in de dışarı doğru yürüdüğünü gördüm.
Ben: Joseph lütfen hızlı bir şekilde buradan uzaklaşalım! Çünkü bizi takip ediyor.
Joseph: Tamam sen yeter ki sakin ol.
O sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan neyse ki Sonnur'du.
Ben: Alo.
Sonnur: Kızım sen nerdesin? Kaç saatten beri seni arıyoruz!
Eyvah! Tamamen unutmuştum. Evden çıktığım zamandan beri 5 saat geçmişti.
Ben: So-sonnur ben üzgünüm. Size Joseph'le buluştuğumu söylemeyi unutmuşum.
Sonnur: Aferim sana İlknur. Ben de dışarı çıktığımda seni unutacağım!
Ben: Sonnur ama...
Dememle telefon kapanmıştı. Sonnur gerçekten çok ama çok kızmıştı. Onu neşelendirmenin yolunu biliyordum. Bugün Justin Bieber'ın konseri vardı ve Sonnur onu gerçekten çok seviyordu. Joseph'e söyleyip konser biletlerini almaya gittik.
Joseph: Diğer konserlere göre fiyat daha ucuzdu.
Ben: Evet. Sonnur gerçekten çok sevinecek.
Deyip Sonnur'u aramaya başladım ama beni meşgule attı. Daha sonra Binnur'u aramaya karar verdim ve o neyseki üçüncü çalışta açtı.
Binnur: Ne oldu İlknur? Bugün Joseph'te mi kalıcaksın?
Ben: Binnur ben gerçekten çok özür dilerim. Sizi mutlu etmenin yolunu biliyorum. Benimle Miami konser alanında buluşun ve güzel bir şeyler giyin ve saat 6'da orda olun.
Dedikten sonra telefonu kapattım. Umarım gelirler. Joseph'e bir şey demek için döndüğümde yanımda yoktu. Acaba neredeydi diye düşünüyordum ki ilerdeki aradan joseph'in sesini duydum ve oraya doğru yöneldim.
Gizlice baktığım zaman bir gurup vardı. Joshep'le bir şey konuşuyordular. Ne dediklerini duymak için dinlemeye başladım.
Kızıl kafalı adam: Ee abi açılabildin mi?
Josh: Hayır daha açılamadım. Off ya kabul etmezse.
Diğer adam: Eder abi eder. Kız nerde şu an?
Josh: Geride kaldı. En son telefonla konuşuyordu.
Dediği anda biraz şaşırdım. Josh bana çıkma teklifi mi edicekti? Demek tuhaf davranmasının sebebi buydu.
Pembe saçlı kız: Josh bence fazla bekletme. Çünkü biz kızların birsürü talibi vardır ama istediği kişiden istek gelmeyince diğer taliplere gider. Bu yüzden ya bugün ya da yarın açılmalısın.
Josh: Haklısın Melani. Gençler benim şimdi gitmem lazım İlknur'u bekletmemeliyim.
Dediği anda durduğum yere doğru yarı yürür yarı koşar adımlarla gitmeye başladım ve telefonla konuştuğuğum yerde durup Binnur'la konuşuyor gibi yaptım.
Josh: İlknur.
Ben: Ay Joseph telefonla konuşurken senin arkamda olduğunu unutmuşum.
Josh: E-evet. Çok uzun konuştun. Hadi konser alanına gidelim.
Nihayet konser alanına varabilmiştik ama etrafta ne Sonnur'u ne de Binnur'u görebildim. Etrafa daha dikkatli bakmaya karar verdim ve işte ordalardı. Sonnur bana doğru koşuyordu ve koşmayı bitirdiğinde benim boynuma atlayıp beni affettiğini söyledi.
Sonnur: Hadi gençler sahnenin olduğu yere gidelim.
Ben: Tamammdır.
Sahnenin olduğu yer boştu ve biz de sahneye en yakın olan yere gidip beklemeye başladık. Aradan 2 saat geçmişti ve heryer dolmuştu. Sonunda beklenen an gelmişti. Justin Bieber sahneye giriş yaptığı zaman Sonnur öyle bir çığlık attı ki hopörlerden çıkan sesten bile daha yüksekti.
Justin Bieber ara sıra hayranlarıyla sohbet ediyordu ve bazı insanlar ona gidip sarılıyorlardı. Sonnur'un da sarılmak isteyeceğini düşünüp bir tane güvenlik görevlisi çağırıp kardeşimin çıkıp çıkamayacağını sordum. O da tamam dedi ve Sonnur'u kucağına alıp sahneye çıkarttı. Bu sırada Justin Bieber "Baby" şarkısını söylüyordu. Sonnur'u kameraya çekmeyi düşünüp telefonumu çıkardım ve tuş kilidini açtım. Hem video hem de kameraya çektikten sonra Sonnur'a baktım. Justin Bieber'a bakıyordu ve Justin onun yanağındaki göz yaşlarını siliyordu. Daha sonra Sonnur, sade olan Ying Yang kolyesini boynundan çıkarıp Justin'in boynuna taktı. Justin de karşılık olarak cebinden bir kolye çıkardı ve Sonnur'a taktı. Sonnur gerçekten çok mutluydu ve tekrar Justin'e sarılıp ondan uzaklaştı.
Artık konser bitmişti ve Sonnur hala çok mutluydu. Sürekli boynundaki güzel kalp kolyesini gösteriyordu. Gerçekten çok güzel bir kolyeydi.
Josh bizi eve bıraktıktan sonra benimle bir şey konuşmak istediğini söyledi. Kardeşlerimin eve girdiğinden emin olunca beni kendine çekip öpmeye başladı. Kalbim çok hızlı atıyordu. En son Kerim'le olan öpüşmemizde bu kadar hızlı atmıştı. Dudakları dudaklarımdan ayrıldıktan sonra beni çok sevdiğini ve benimle çıkmak istediğini söyledi. Ben de hemen kabul ettim. Tekrar beni öptükten sonra yarın görüşmek için söz verdim ve eve girdim.
Kapıdan içeri girmemle birlikte kardeşlerimi pencerede görmem bir oldu. İkisi de gelip bana sarıldılar ve bugün için tekrar teşekkür ettikten sonra üst kata çıkıp pijamalarımı giydim ve yatağa yattım. Acaba Josh bana uygun biri olabilecek miydi? Gelecekte daha ileri bir düzeye gidebilecek miydik? Bu gibi soruları düşünürken Josh'tan aslında gerçekten çok fazla hoşlandığımı fark ettim ve gülümsedim. Gülümsediğimde yüz kaslarımın çok ağrıdığını fark ettim ve gözlerimi kapadım. Acaba Josh'la yarın nereye gidecektik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüzler
AbenteuerAnnesinin sorunlarından dolayı evden kaçan üç genç, devam eden bir okul hayatı ve yalnızlık. Üç kız kendi ayakları üzerinde durmak zorundadırlar. Acaba kendi ayakları üzerinde durabilecekler mi?