Ay || Rogers [Stony]

Eski

Steve, kararını vermişti. Tony'e o mektubu verecekti. Ne olursa olsun. Tony mektubu okuduğu zaman oluşacak kötü olasılıklar, iyilerden kat be kat fazla da olsa Steve bunu yapacaktı. Çünkü daha önce Tony'den bir şey gizlemişti ve o Tony ile arasının açılmasına sebep olmuştu.

Şimdi aynı hatayı yapmayacaktı. Söylemesi gerekeni söyleyecek, Tony'den özür dileyecek ve aralarının eskisi gibi olması için yapacağı şeylerde ilk adımı atmış olacaktı. En azından, bir güvencesi vardı ki, Tony ne kadar sinirlenirse sinirlensin Wakanda'ya giriş yapamazdı.

Wakanda sınırları içinde oldukça, Steve güvendeydi. Wakanda'nın tarihi boyunca bir çok insan ülkeye giriş yapmaya çalışmıştı ancak Black Panther isimli Wakanda'nın kralı ve koruyucusu ülkeyi dış Dünya'dan her daim korumuştu.

Nesilden nesile geçen Black Panther ünvanı şimdi T'Challa'da idi. Wakanda'yı o koruyor ve kolluyordu. 

Ormandan dönen Steve, karanlığın ardından doğan ve belirmekte olan bir ışık fark etti. Sabah oluyordu. Güneş yeni bir günü başlatmak ve insanları uyandırmak için Dünya'nın öbür ucundan geliyordu.

Koştuğu yerleri yürüyerek geçen Steve, bir çita gibi koştuğu yerden şimdi kaplumbağa olarak dönüyordu. Kabuğuna çekilmek isteyen, yüzünü güne çıkarmaktan korkan ve sırtında onu koruyacak kabuğunu kaybetmiş bir kaplumbağa. 

Ormanda yürüdüğü ve dostlarıyla kaldığı kuleye doğru yürüyen Steve, ağaçların arasında bir ses duydu. Birinin daha olduğunu anladı çevrede. Yalnız değildi. Tetikte olarak yürümeye devam etti. 

İkinci kişinin kendini belli etmesi pek de uzun sürmedi. 

"Yüzbaşı. Sizin burada olacağınızı tahmin etmiştim."

"Majesteleri. Ufak bir kültür gezisine çıktım diyelim."

Steve'in solundaki ağacın arkasından çıkan T'Challa'nın üstünde kostümü vardı. Elinde kaskıyla beraber Steve'in yanına geldi Wakanda'nın kralı. 

"Gece kulede olmadığınızın haberini aldım. Ancak kendinizi koruyabileceğinizi bildiğim için sizi arayışa çıkmadım. Bu ormandaki karanlık ve gizemli yaratıklar var. Onlarla karşılaşsanız bile başa çıkabileceğinizi biliyorum."

İkisi beraber ormanda yürümeye başladılar. 

"Eski formumu kaybettim. Kaç gündür bir göreve gitmedim veya kötü birilerini durdurmadım."

"Ortalık, sakinleşince gitmenize izin vereceğim Yüzbaşı. Şu an Dünya çapında aranıyorsunuz. Burada kalmanız ve Wakanda sınırları içinde kalmanız sizin için en iyisi olacaktır. Ve üzgünüm ki Wakanda'da öyle büyük tehlikeler bulamazsınız."

"İşinizi iyi yapıyorsunuz Majesteleri. Buna bir lafım yok."

Ellerini arkada birleştirmiş olan T'Challa güldü. 

"Teşekkürler, Yüzbaşı."

Önüne bakarak yürüyen Steve, diyeceği şeyin ciddiyeti yüzünden yüzünü T'Challa'ya döndü. "Sizden bir şey isteyebilir miyim?"

'Evet' anlamında kafasını salladı Kral. 

"Bir paket göndermeyi rica edeceğim. Gizli olarak. Tony Stark'a. Ona söylemem gereken bir kaç söz var."

Yürümeyi sürdüren T'Challa gözleriyle Steve'i süzdü. "Bundan emin misiniz? Yapmanızı destekleyeceğim bir hareket olmayacak bu ne yazık ki?"

"Fakat. Bu önemli, majesteleri."

Kafasını salladı siyah vibranyum içerisindeki kral. 

"O zaman, kararına saygı duymakla beraber, yapacağım. Kuleye vardığında yardımcılarımdan birine ulaştırmamızı istediğin paketi ver. Bir gün içerisinde orada olur."