"Günaydın baba." dedim çayını içerken gazete okuyan babama.
"Günaydın." dedi soğukça. Annem öldüğünden beri babam bana karşı hep bu tavırdaydı zaten.
Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.
"Şey, bu haftasonu uzun zamandır beklediğim bir film çıkıyor. " söylediğimi umursamayıp gazete okumayı sürdürdü.
"Acaba birlikte gider miyiz?" dedim. Önümdeki masa örtüsünü düzeltiyorken cevabını bekliyordum.
"Toplantım var." dedi bana bakmadan. Hah toplantı. Ne zaman yoktu ki zaten. Evde bulunduğundan çok toplantıda zaten.
Bir şey demeden sertçe masadan kalktım ve dışarı çıktım. Tavrımı anlamış olmasını umuyordum.
Her zamanki gibi kırmızalara basmadan ve ağaçları sayarak yürümeye başladım.
8. ağaçtan sonra sağa sola bakıp karşı yola geçtim.
Kırmızalara basmamayı ve ağaçlara dokunup saymayı sürdürüyordum. 9, 10, 11, 12... Köşede kaldığı için bir pasta dilimi şeklinde olan pembe binanın olduğu sokaktan içeri döndüm.
20, 21, 23... Ben oradan geçerken hep çiçeklerini suluyor olan adını bilmediğim bakkalcı amcaya günaydın dedim. Günaydın dedi gülümseyerek.
Adımlarımı hızlandırıp yola devam ettim.
Dokun 26, dokun 27. Yerimde durup koşan köpeğin evden çıkmasını bekledim. Bekledim. Bekledim. Ama çıkmadı. Dün de yoktu. Belki daha erken almıştır gazeteyi ya da uyuya kalmıştır. İçeri girip köpeğin nerede olduğunu sormaya düşündüm sonra bunun çok saçma olduğunu farkedip vazgeçtim.
Birkaç adım ilerdim.
"Beni beklediğini bilmiyordum." duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüm. Bu Fuattı. Köpeğin çıkması gereken bahçe kapısından Fuat çıkmıştı. Onun seri katil olabilme ihtimali aklıma gelince köpeği öldürmüş olabileceğini düşündüm.
Telaşla üzerine yürüyüp bağırmaya başladım. "Ne yaptın o köpeğe öldürdün mü onu? Ne yaptın doğruyu söyle!"
Olduğu yerde ellerini havaya kaldırdı. "Hey, beni yakaladın." dedi
"Nereye gömdün onu? Polisi arayacağım." çantamdan telefonu çıkarıp aceleyle polisin numarasını tuşladım. Tam kulağıma götürecektim ki üzerime atlayıp elimden telefonu aldı.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Beni de mi öldüreceksin? Öldür hadi korkmuyorum senden."
Gülmeye başladı. Onu ilk defa gülerken görüyordum. Bu şekilde ne kadar çekici göründüğü düşüncesini kafamdan atıp "Psikopat mısın sen? Ne gülüyorsun?" dedim.
Gülmeyi kesip "Elis sakin ol benim kimseyi öldürdüğüm yok. Biz bu eve dün taşındık. Bahsettiğin köpek evin eski sahibinin köpeği olmalı." dedi. Ne kadar salak olduğumu düşününce o kadar çok utandım ki yoldan geçen arabanın altına atlayıp ölmeyi diledim.
Sessizce "Kusura bakma." dedim ve yürümeye başladım.
Ağaçlara dokunmayı ve kırmızı kaldırım taşlarına basmayıp yürümeyi sürdürüyordum.
29, 30.
"Atladın" dedi Fuat yanıma gelirken. Cevap vermedim. Evin yanındaki atladığım ağaca geri döndüm.
28, 29, 30.
Yaya geçidinde durdum. Korkutucu çocuk ve annesi yoktu. Ben köpeğin çıkmasını beklerken çoktan geçmiş olmalılar. Fuat yanıma gelip yaya geçidinde bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUVAR
Romance"Lütfen kurtar beni bu histen artık hiçbir şeyi düşünmek istemiyorum sadece seni düşünmek istiyorum." Dünyaya olan korkumdan etrafıma ördüğüm duvarın yıkıldığını hissediyordum. Duvarı oluşturan tuğlalar tek tek parçalara ayrılıyordu. Ve ben kendimi...