Emre

41 4 0
                                    

Fuat para için kendimden yaşça büyük biriyle birlikte olacak kadar ucuz olduğumu düşünüyordu.

Buzdolabından sürahiyi çıkarttım.

Fuat beni öpmüştü. Fuat beni zorla öpmüştü.

Yüzümü buruşturup sürahiden bardağa su boşalttım. Bir haftadır okula gitmiyordum. Onun yüzünü görmek istemiyordum. Varlığını hissetmek istemiyordum.

Bugün okula gidecektim oyalanmadan hazırladığım salatayı çantama yerleştirip okula gittim.

Artık onunla karşılaşmaktan korkmuyordum. Bundan 1 ay önce onun varlığından haberdar bile değildim. Elbette şimdi de öyle davranabilirdim. Değil mi?

Okula girdim. Okul bahçesi neredeyse boştu. Sınav haftası olduğu için herkes ders çalışıyor olmalıydı. Yavaş adımlarla Edebiyat sınıfıma çıktım. Tahmin ettiğim gibi herkes gruplar halinde ders çalışıyordu. Her zamanki gibi en öndeki boş sıraya yöneldim. Çantamdan çıkardığım ıslak mendille güzelce temizleyip oturdum. Çantamdan edebiyat notlarımı çıkartıp okumaya başladım.

Biri yanıma oturdu. Dönüp bakmadım elimdeki kağıtları okumaya devam ettim. Yanımdaki kişi konuştu. "İyi misin? Bir haftadır yoksun." dedi. "Seni merak ettim." Bu Emreydi.

Beni merak etmişti öyle mi? Bunu nasıl söyleyebilirdi. 4 senedir benimle 1 kelime bile konuşmayan eski 'arkadaşım' bir hafta okula gelmediğimde beni merak etmişti. "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum" dedim soğuk bir tonla.

"İlgilendiriyor Elis." dedi "Sen benim arkadaşımsın."

"Hah!" elimdeki kağıtları sıraya fırlattım. Ona döndüm. "Bunu nasıl söyleyebilirsin sen!" Bu beni fazla sinirlendirmişti. "Ben senin arkadaşın değilim. Arkadaşlar kötü anlarında birbirine destek olur. Karşısına geçip vasıfsız insanlarla birlikte onunla dalga geçip gülmez."

"Ben seninle hiçbir zaman dalga geçmedim." dedi. Boynundaki damarı oynuyordu. "Ben.. Ben hep onlara engel olmaya çalıştım."

Nasıl buna inanmamı beklerdi. Kaç defa onu bana gülerken görmüştüm. Yalancı! Önüme dönüp kağıtları okumaya devam ettim. Aslında okumuyordum, okuyormuş gibi yapıyordum. Sadece başımdan gitmesini istiyordum. Gitmedi. Bir süre bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Aslı teyzenin ölümünden sonra.." Şimdi bunu yapamazdı. Bu kadar zamandan sonra gelip benimle bunu konuşamazdı.

"Sus!" dedim işaret parmağımı onun üzerine sallayarak "Annemin adını ağzına alma!"

"O olaydan sonra.." Kulaklarımı kapatıp sessizce mırıldandım. "Bana neden bunu yapıyorsun.." mırıldanmaya devam ettim. Dinlemek istemiyordum. Hatırlamak istemiyordum. Adeta bir 'deli' gibi aynı kelimeyi tekrarlamaya başladım. "Yeter, yeter, yeter..."

"Biz hep senin yanında olmaya çalıştık Elis." hala devam ediyordu. "Sen bizi istemedin. Çok değiştin ondan sonra bambaşka biri oldun. Kapınıza geldiğimizde bile Hatice teyzeye evde olmadığını söyletiyordun. Sen sana destek olmamıza izin vermedin."

"Yeter, yeter..." Emre umursamıyordu.

"Liseye başladığımızda da bizi görmezden geldin.Sanki İzel ve beni tanımıyormuş gibiydin. Senin için lisede ilk kez gördüğün insanlar gibiydik.Seninle konuşmayı çok kez düşündüm. Yanında olmayı istedim. Ama yapamadım çünkü benden iğreniyordun. Bunu yüzünde görebiliyordum. Sandığın gibi tek suçlu biz değiliz."

"Yeter, yeter, yeter.." Mırıltılarım yükseliyordu adeta bağırıyordum. Sınıftaki uğutlu sessizliğe dönüştü. Emre de sonunda susmuştu. İçimdeki nefesi dışarı verip sakinleşmeye çalıştım. Ağlıyordum. "Elis iyi misin?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DUVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin