sinema

23 1 0
                                    

Sonunda uzun zamandır beklediğim film gösterime girmişti. Karanlık fobim yüzünden sinemaya tek başıma gidemiyordum. Babam da benimle gelmek yerine sıkıcı iş toplantısını tercih etmişti. Bu yüzden Cuma akşamı -dün- diğer ve tek seçeneğim olan Fırat bey'i aramıştım. Psikoloğum ve aynı zamanda tek arkadaşım.. Bunu kendisi de bildiğinden kabul etmişti.

Dolaptan ince bir kumaştan yapılmış beyaz salaş elbisemi ve beyaz üzerinde minik sarı papatya desenleri olan hırkamı alıp giydim. Dolabın alt rafına eğildim. Kahverengi sandaletlerimi alıp ayağıma geçirdim.

Aynanın karşısında saçlarımı tarayıp şeftalili dudak kremimden sürdüm. Aynadaki görüntüm hoşuma gitmişti. Son bir kez aynaya baktıktan sonra kahverengi küçük çantamı da alıp odamdan çıktım.

Salona indim. Boştu. Babam gitmiş olmalıydı. Anahtarlıktan deniz kabuklu olan anahtarı alıp dışarı çıktım. Beni alması için Fırat Beyi bekliyordum. Akşam üzeri sekiz buçukta beni alacağını söylemişti. Saat dokuz seyansına bilet almıştık. Saate baktım. Sekizi yirmi dokuz geçiyordu. Gelmek üzeredir. Kollarımı göğsümde bağlayıp onu beklemeye devam ettim.

Üç dakika sonra siyah modelini bilmediğim arabası sokağın başında göründü. Kapının önüne geldiğinde arabadan inip oturmam için kapımı açtı. Gülümseyip arabaya bindim. Arabanın önünden diğer tarafa dönüp o da bindi. Arabayı çalıştırdı.

"Geldiğiniz için çok teşekkür ederim Fırat Bey." dedim gülümsemem yüzümdeyken.

İyi bir sürücüydü gözünü yoldan ayırmadan "Elis bu konuyu kaç defa konuştuğumu inan hatırlamıyorum. Fırat Bey yok. Fırat var Fırat abi var Fırat amca var ama Fırat bey yok. Benim tercihim amca bana yaşımı ve yaşadıklarımı hatırlatıyor."

Gülümseyip "Peki Fırat amca" dedim. Yol boyunca gittiği seyahatlerden bahsetmişti. Onları anlatırken o kadar mutluydu ki ben de mutlu oluyordum. O anlattıkça sanki onunla birlikte oralarda bulunmuşum gibi heyecanlanıyordum.

Sinemanın önüne geldiğimiz de ben arabadan indim Fırat amca otoparka park etmeye gitmişti. Sinema binasının içine girmeden tam girişinde onun gelmesini bekliyordum.

Bana doğru gelen -aslında sinema binasına doğru geliyor da olabilir sonuçta onun önündeyim- Fuat'la göz göze geldim.

Yanıma geldiğinde "Sen yine beni mi takip ediyorsun?" dedi.

"Ne ilgisi var film izlemeye geldim. Asıl sen beni mi takip ediyorsun?" dedim.

Beni taklit ederek "Ne ilgisi var film izlemeye geldim." dedi.

Nefesimi dışarı üfleyip otoparkın kapısını gözlemeye devam ettim.

"Yalnız gelmedin herhalde." dedi.

"Ha- evet." dedim ona dönmeden.

Biri koşturarak yanımıza gelince ona doğru döndüm.

Fuat'a sarılıp "Aşkım neredesin her yerde seni arıyorum." dedi. Bu kız kesinlikle İzel'in grubundandı onu daha önce gördüğüme eminim. Gözlerimi onlardan ayırıp tekrar otoparka döndüm.

"Ben Cansu Fuat'ın sevgilisiyim." ona döndüğümde elini bana uzatmış daha fazla yapmacık olamayacağını düşündüğüm bir gülümsemeyle gülümsüyordu. Elini sıkmayıp havada bırakırken gülümsemeden "Memnun oldum" dedim. Zaten aramızda tek gülümseyen oydu. Fuatta benim gibi ifadesizdi.

Bozulduğunu anlayıp elini yavaşça geri çekti. Tekrar gülümseyerek "Adın Elisti değil mi?" dedi.

"Hıhı"

"Hani şu deli olan." diyip bir kahkaha attı. Fuat "Cansu!" diyip kahkahasını sonlandırmıştı. Yüzümdeki ifadesizlik daha da derinleşirken sadece Cansu denen kıza bakıyordum. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Belimin üzerinde hissettiğim elle Fırat amcanın gelmiş olduğunu anladım. Ona döndüğümde yüzümdeki ifadeyi fark etmiş olacak ki 'noldu' der gibi kaşını kaldırdı.

Fuat'ın sesiyle ikimiz de ona döndük. "Bizi beyefendiyle tanıştırmayacak mısın?"

"Şey..." ne diyecektim şimdi psikoloğum olduğunu mu söyleyecektim? Bunu söyleyip şu hadsiz kıza malzeme çıkartamazdım. Fuat 'ney?' der gibi tek kaşını kaldırdı. Evet kaş okumakta bir numarayım tabi öyle bir şey varsa.

Fırat amca durumun farkına varıp "Ben Fırat. Elis'in arkadaşıyım." diyerek elini Fuat'a uzattı. Ah! Kurtarıcım. Ona içimden teşekkürler ediyordum. "Fuat" diyip elini sıktı. Cansu da elini uzatıp "Cansu ben de" dedi. "Memnun oldum" diyip gülümsedi Fırat Amca.

Daha sonra bana dönüp "İçeri girelim mi?" dedi. Olur anlamında başımı salladım. İçeri girdiğimizde onlarda peşimizden geliyordu.

Kulağıma eğilip "İyi misin?" dedi. Bu adam gerçekten halimden anlıyordu. Cansunun bana deli diyip sinir bozucu bir kahkaha atması hala aklımdaydı.

Mümkün olduğunca samimi bir şekilde gülümseyip "İyiyim" dedim. Koluna girdiğimde gülümsedi. Cebinden biletlerimizi çıkartıp "Salon 7" dedi. Sağa dönüp Salon 7 yazan kapıdan girdik. Hızlıca koltuğumuzu bulup oturduk.

Ah! Çok güzel(!) Fuatlar da bu salondaydı. Üç sıra önümüzdeki koltuklardan birine oturdular. Tabi sevgili koltuğu. Onlardan daha yüksekte olduğumuz için tam olarak görüş alanımdaydılar.

Film başlayalı on dakika olmuştu. Filme bir türlü konsantre olamıyordum. Cansu çoktan harakete geçip patlamış mısıra sürdüğü yağlı elleriyle Fuat'ın saçını okşarken dudaklarını boynuna kenetlemişti. Fuat hareketsizdi tam anlamıyla hareketsiz. Cansu Fuat'ın boynundan dudaklarına doğru hareketlendiğinde başımı Fırat amcanın omzuna yaslayıp gözlerimi sıkıca kapattım. Yaptıkları iğrenç! Fuat'ı kıskandığımdan değil. Tükürüklerini onun vücuduna salgılıyor ve yağlı ellerini saçlarında dolaştırıyor. Bundan kim zevk alır ki?

Fırat amca "Elis iyi misin" dediğinde kafamı kaldırdım. Kafamı kaldırdığımda Fuatla göz göze geldik. Gözlerini benden kaçırıp Cansu'nun boynuna doğru hareketlendi.

Fırat amcaya "Sanırım elimi yüzümü yıkayacağım." diyip ayaklandım. İnsanlar önlerinden geçtiğim için söyleniyorlardı. Hızlıca sinema salonundan çıkıp lavaboya girdim.

Yüzümü defalarca yıkayıp lavabodan çıktım. Lavabonun önünde bekleyen Fuat'ı görünce nefesimi dışarı doğru üfledim.

"Bir sevgilin olduğunu bilmiyordum. Midemi bulandırdınız." dedim yavaş yavaş yürürken.

"Aynı şeyleri de senin için söyleyecektim."

"Ne?" diyip ona doğru döndüm.

"Yaşlılardan hoşlandığını bilmiyordum." dedi yüzünü ekşiterek. Ne? Ne? NEE!

"İğrençsin" diyerek bağırdım.

Yüzündeki yeryüzündeki en ucube varlıkmışım gibi bana bakarken "İğrenç olan sensin" dedi.

Hayal kırıklığıyla suratına bakıp buruk bir gülümsemeyle "Gerizekalının tekisin." dedim.

"Elis ne oluyor?" Fırat amca salondan çıkıp yanıma gelmişti. Arkasından da Cansu geliyordu.

"Gidelim" diyip Fırat amcayı kolundan çekerek salondan çıkardım.

Salondan çıktığımızda tuttuğum gözyaşlarını akmaları için serbest bıraktım. Deli gibi ağlıyordum. 

DUVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin