A~2

436 52 56
                                    

Annemin seslenmesiyle uyandım. Kahvaltıya çağırıyordu. Odaya tekrar gitmeye üşendiğim için okul formalarını giydim ve çantamı sırtıma aldım. Odadan çıkıp çantamı çıkış kapısının oraya koyup lavaboya girip yüzümü yıkayıp kahvaltı masasına doğru ilerledim.  Annem ve babama günaydın deyip masama oturdum.

Masaya bir göz attığımda annemin yine döktürdüğünü gördüm. Tavada yumurta, domates, salatalık , peynir, zeytin, tahin. Harika. Siz ne bekliyordunuz?

Kahvaltımı ettikten sonra babamla birlikte kalkıp annemin öğütlerinin bir kısmını dinleyip kendimi dışarıya attım. Babamın arabasına bindim. Babam beni okula getirdikten sonra babam 'İyi dersler!' dedikten sonra ona kısaca 'Saol!' deyip arabadan indim.

Okula doğru ilerlerken yine o sahte duygular kendini belli etti. Derin bir iç çekip sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Hayal de yanımda yürüyordu. Bugün benimle hiç konuşmamıştı. Sanki bir şeylerden şüpheleniyordu.

Tam sınıfın kapısını açıcakken Hayal'in "Dur ! Burada bir şey var. Şakın kapıyı açma. Sana şaka yapıcaklar. Hem de eşek şakası." dedi. Merak edip ona dönüp "Ne şakası?" diye sordum. "Kapıyı açtığın an da üstüne pembe boya dökülecek. Hande planlamış. Dün ona karıştığın için intikam amaçlı." dedi.

Aslında şaşırmadım. Ama pembe boya nedir ya ! Aklıma gelen şeyle haince sırıttım. Müdürün odasına gidip her şeyi anlattım. Müdüre kameralardan bakmasını rica ettim. O da saolsun beni kırmayıp (!) baktı. Benim haklı olduğumu görünce "Bu ne hadsizlik! Benimle gel oğlum." deyip önümden ilerlemeye başladı. Ama müdürün unuttuğu bir şey vardı.

Eğer kapıyı müdür açarsa onun üzerine boya dökülecekti. Ona tam bunu söyleyecekken kapıyı açtı ve pembe boya üstüne döküldü. Adam sinirden resmen kükredi bir an kafası aslan kafasına döndü vallahi!

" Bu ne terbiyesizlik! Hande, Ceyda, Kerem , Hakan hemen odama! Sınıf sizde yemekhaneye inin. Sizin aklınız başınıza getirmek gerek. Temizlik yapın da gelsin aklınız başına!"

Bunları dediğinde içimde bir gülme isteği oluştu. Kendimi zor tuttum valla. Herkes müdürün dediğini yaparken müdür bana dönüp;

"Saol evladım! Keşke beni uyarsaydın ama neyse sen kütüphaneye gidip çalışmanı yapabilirsin veya konferans salonunda bir tiyatro gösterisi yapılacaktı. Oraya gidip bekleyebilirsin."

Dedikten sonra sınıftan çıktı. O sırada sınıfa koşa koşa Vuslat'ın geldiğini gördüm. Ona gülümseyip "Günaydın. Sevisi mi kaçırdın?" dedim. O da bana gülümseyip "Günaydın . Evet sevisi kaçırdım ama ders işlenmiyor mu?" dedi. Ona olanları Hayal kısmını atlayıp anlattım. Gülmekten artık ağzı yırtılacaktı. Ona bakıp ben de gülüyordum.

Onunla birlikte kütüphaneye gitme kararı aldık. Arka taraflarda bir yere oturduk. Hayal uzaktaki bir rafa dayanmış bana el sallıyordu. Bana bakıp "Bol şanslar!" diye bağırdı. Ona baş parmağımı havaya kaldırıp onay verdim.

Sonra Vuslat'ın kitaplara baktığını gördüm. Onun yanına gittiğimde beni fark etmemişti. Bir an da zıplamaya başladı. Ne yapmaya çalıştığını anladığımda gülümseyip, uzun boy avantajımı kullanıp almaya çalıştığı kitaba doğru uzandım. Kitabı aldığımda yavaşça arkasını döndü. Rafla benim aramda sıkışıp kalmıştı.

Ne klişe ama!

Başını yere doğru eydiğinde hiç bir zaman yapmayacağım doğrusu yapamayacağım bir şey yapıp işaret parmağımla kafasını kaldırıp gözlerine baktım ve sanırım sabah yediğim yüreğin etkisiyle "Benden utanma!" dedim. Sanırım bu onu daha fazla utandırmış olmalı ki . Kolumun altından kaçtı.

Sadece kolumun altından kaçsa iyiydi ama benden tüm gün boyunca kaçmıştı. Ayrıca Hande bana gelip "Bunu ödeyeceksin ezik !" demesi dışında oldukça normal bir gündü.

Şimdi serviste olanları düşünüyorum. Ben ne yapmıştım öyle . Ben ki asosyallar kralı Evren bugün resmen bir kıza flört girişiminde bulunmuştum. Şaşkınlığım yavaşça kendini mutluluğa bırakırken bizim eve geldiğimizi fark ettim.  Kendimi servisten dışarıya atıp eve ilk defa anahtarımla girdim.

Annem bünün farkına varıp bana "Hayırdır tatlım? Hiç anahtarını kullanmazsın sen." dedi. Ona gülümseyip "Bugün bir farklılık yapmak istedim." dedim . Annem buna baş salladı.

Kıyafetlerimi çıkarıp pijamalarımı giydim. Yatağıma uzanıp müzik dinlemeye başladım. O sırada Hayal de kulaklığımın tekini kulağına takıp bana gülümseyip sarıldı. Ona tek kolumla sarılırken içimden 'Ne kadar şanslıyım' diye geçirdim. O da bunu duymuş olmalıki daha sıkı sarılmaya çalıştı.

Bir süre öyle durmaya devam ederken annem odama gelip "Yemek hazır canım . Hadi gel de yiyelim." dedi. Hemen yataktan kalkıp masaya ilerledim. Annem tavuk yemeği yapmıştı. Güzelce yiyip yemeğimi bitirdikten sonra "Ellerine sağlık anne." deyip arkamı dönüp odama doğru ilerlerken babam arkamdan seslendi.

" Evren , yarın okuldan sonra servise binme seni ben alacağım ve birlikte psikoloğa gideceğiz."

Babamı kaşlarımı çatık dinlerken en sonunda karşı çıkmanın bir işe yaramayacağını anlayıp 'tamam' dedim.

Odama girip bilgisayarıma girip bloggera girdim. Bir kaç takip ettiğim kişinin bloglarını okuduktan sonra ödevlerimi yaptım.

Hayal birden belirdiğinde eskisi kadar korkmadığımı fark ettim. Eskiden onu her gördüğümde çığlık çığlığa ağlardım.

Omuz silkip kendime geldiğimde Hayal'e dönüp "Hoşgeldin!" dedim . Bana gülümseyip "Hoş buldum. San bir haberim var. Şu anda Vuslat seni sosyal medyada arıyor. Ve senden hiç bir iz bulamayınca çıldırdı resmen." deyip kahkaha attı.

Ona dönüp "Gerçekten mi?" dedim . O da bana "Gerçekten." dedi. Gülümseyip yatağıma uzandım.

Hayal ışığı kapatıp yanıma uzandı. Ona sarıldım. Hayal'e sahip olduğum için çok mutluyum. Her ne kadar başkaları göremese de o bana aitti. Hem onu benden başkasını görmesini istemezdim. Düşüncesi bile korkunçtu.

Ardından aklıma Vuslat geldi. Onu düşünürken uyku bastırmaya başladı. Sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım...

OY VERMEDEN GEÇMEYELİM...
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

ŞİZOFREN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin