KÜBRADAN;
Betül Bir tarafdan sınıfları geziyor bir tarafdan da "Meleğim nerdesin" Hadi bak Seni almaya geldik. diye bağırıyordu.
Ama artık sesi okadar çok kısılmıştıki gücünün son demlerinde olduğunu anladım. Kendini kaybetmişti ne yaptığını bilmeden koridorda dönüp duruyordu.Hemen Gül' e işaret edip Betül' e yaklaştım Gül de arkamdan geliyordu.
Betül ise hala akıllıca düşünemeyecek haldeydi. Hızla yanına sokulup sıkıca sardım. Daha fazla hareket edip de kendini yıpratmasına izin vermek istemiyordum.
Ama Betül ün teslim olmaya niyeti yok gibiydi. Hala delice ağlıyor, sayıklıyor, ve durmadan kıpırdıyordu.
Nihayet Gülde yanımıza gelip benim gibi Betül' ü sarınca zor da olsa yere çöktürdük ve bi süre o halde kaldık. Sonra Betül' e baktığımda bayılmıştı.
Bu sırada daha önce sınıf Öğretmeni Selda hanımın aradığı Ambulansın sesi uzaklardan duyulmaya başlamışı bile.
Yaklaşık Bir saat sonra Betülü muayene eden doktorla görüştüm.
- Hastamız kendini çok yıpratmış. Ve bu sinir krizi geçirmesine neden olmuş.
Onu bu krize sokan şey her neyse üzerinde etki bırakabilir.
Uyandığında daha dikkatli hareket edin. Nazik davranın ve mümkün olduğunca o olayı hatırlatmamaya çalışın.Doktor hatırlatmayın diyordu ama eminimki Betül sırf onu hatırlamak için uyanacaktı.
- Doktor bey sakinleştirici iğne falan vursanız en azından olayı aydınlatıncaya kadar.
Çünkü arkadaşımı tanıyorsam uyandığında Hastaneyide ayağa kaldırır.- Şu an sakinleştiricinin etkisinde zaten. Verdiğimiz seruma sakinleştirici kattık.
Yoksa şimdiye kadar uyanmıştı.Doktor bunları söyledikden sonra oda dan çıktı.
Bende Betül' ün yatağının yanındaki sandalye ye oturup Betül'ü izlemeye başladım.
Suratı kirece dönmüş haldeydi.
Halbuki ilk geldiğimiz zamanlar da ne kadar da mutluydu etrafına neşe saçıyordu. Melekle gülüşmeleri, oynamaları, şakalaşmaları hepsi geride kalmıştı.Aklımda ki düşünceler Ceylanın peşindeki Kurt misali birbirini kovalarken bir anda Aklıma Gül geldi.
Telefonu alıp arayabilmek için Yerimden yavaşca kalktım.
Gül ve Sınıf öğretmeni bizimle Hastaneye kadar gelmişti, Betül odaya alındıkdan sonra Gül Meleği aramak, işin iç yüzünü öğrenmek için dışarı çıktı.
Sınıf ögretmeni de onunla beraber gitmişti.Şimdi merakıma yenik düşüp
Gülü aramaya koyuldum. Neler olduğunu acilen ögrenmek istiyordum.Telefon baya uzun çaldı. Ama karşı tarafdan cevap gelmedi.
Sınıf hocasını arasammı diye düşündüm ama o da o uygun olmazdı.
En iyisi beklemek ve Betül bu sürede uyanmasın diye dua etmekti.Gece yarısına yakın boynumdaki feci ağrıyla uyandığımda Gül karşîmda oturmuş boş gözlerle duvarı izliyordu. Ne zaman gelmiştiki?
- Sen ne zaman geldin beni niye uyandırmadın. Güzel haberler bekliyorum. Bişeyler bulabildinizmi bari?
Gül dokunsam ağlayacak bir haldeydi ve zoraki konuşmaya başladı.
- Soracağın sorulara Verecek güzel cevabım olmadığî için uyandırmadım.
Ümitsizliğe kapılmaya başladım. Küçücük çocuk bu saatlere kadar bulunmadıysa kesin başına kötü şeyler gelmiştir. Bi anda nedenini bilmediğim bir titreme sardı vucudumu. Pekiya Betül uyanınca ona ne diyecektim? Nihayet kendimi toparladım alacağım cevaplara hazırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet Kokulum
ChickLitHayatta yalnız kaldığınız oldumu hiç... Tek Başınıza, başınızı yaslayıp sıcaklığını hissedebiliceğiniz kimse olmadığı zamanlar mesela.. Derdinizi paylaşıp Acınızı hafifledecek kimse olmadan. Aileniz Sevdikleriniz olmadan. İşte Betül bunların zorlu...