Jungkook, biliyor musun seni çok sevdim, fakat sen sadece görünene inanmaya devam et. Kaç senelik hayatında hep böyle yaptın zaten.
🔶🔷🔶
Acil bir işi çıkıp da onun ellerinden yediğim enfes yemeklerden sonra giden Jungkook'un ardından fazla yalnızdım.
Telefonum çalmaya başlayınca hemen çağrıyı cevapladım. Neden mi? Çünkü Jungkook'tu. Bir saniye bile bekleyemezdim!
"Taehyung, gelirken almamı istediğin bir şey var mı? Malzeme falan?"
İçimdeki küçük Taehyung kahkahalar atarken ben dudaklarımı dişledim. Sanki kocammış gibi hissetmem normaldi değil mi? Hayatımın aşkının sesi çok güzeldi..
Aslında sorduğu soruya içimden 'hayır sadece sen gel' demek geçiyordu fakat dışa vuramayacağımı biliyordum. Aramızdaki şu arkadaşlığa bir kez daha lanet ederken fazla sustuğumu fark edip konuştum.
"Hayır Jungkook, lazım olan bir şey yok. Ah şey aslında çikolata alırsan süper olur!"
"Peki görüşürüz."
Telefon kapandığında evin içinde dolaşıp kendi kendime çığlıklar atıp koşturmuştum.
Acaba sevdiğim çikolata markasını biliyor muydu?
Tanrım bu 24 saat içinde yaşadıklarım hayal edilemeyecek kadar güzeldi..
Sakarlığımı tekrar konuşturup, çığlık atarak koştururken yüz üstü yere yapışmamla beraber yere yatıp kahkahalarla gülmeye başladım.
Deli ettin beni Jungkook, deli.
"Prenses dedi yahu prenses! Narin dedi! Of kalbim.." Elimi Jungkook'a karşı sevgi pıtırcığına dönüşmüş kalpçiğime götürdüm ve yüzümdeki gülümsemeyle gözlerimi kapatarak yerde kalmaya devam ettim. Gece eskiden olduğu gibi beraber yatmamızı, sabah bana hazırladığı o mükemmel kahvaltıyı ve hazırlarkenki anları hiçbir şeye değışmezdim.
O mutfağıma çok yakışıyordu, en çok da yanıma..Kapı çalmaya başladığında dudaklarımı büzerek heyecanlanmaya engel olamadım, işi çabuk bitmiş ve erken dönmüş olabilir miydi? Ah, ben neden evde kocasını bekleyen kadınlar gibi hissettim ki?
Omuzlarımı silkip yerden kalktım ve kapıya doğru neredeyse uçtum. Kapıyı hızla açarak gözlerimi kırpıştırdım, birileri bana kapıyı açmadan önce delikten bakmayı öğretmeliydi.
"J-Jimin?"
Bugün siyahların içinde oldukça şık gözüküyor olabilirdi fakat benim gözümde yer cücesinden farksızdı.
Siyah gömleğinin kolunu yukarıya kıvırıp beni dikkate almayarak içeri girdiğinde sinirle ona baktım fakat bakışlarım sırtına denk geliyordu.
Bende bir şey eksik diyordum.
"Evimden defol Jimin!" O beni takmadan içeri girip koltuğa yayılmıştı bile.
Ay pezevenge bak, neyse sinirimi bozamaz. Mutluyum ben tamam mı?
"İyi ne bok yersen ye." Cevap vermeyince sinirlenerek içeri girdim ardından. Bende yanındaki koltuğa uzandım ve yüzümü yastıkla kapatıp hayallere daldım. Hayallerimin başrolü her zamanki gibi Jeon Jungkook'tan başkası değildi.
"Gelmedin Taehyung, ben seni burada bu şekilde beklerken sen geçen gün neredeydin? Sabaha kadar nerede kaldın?"
Onun benim evimde olduğunu anlayınca Jungkook'u bara beni de götürmesi için ikna ettiğim günden bahsediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good Friends?KookV
CerpenTaehyung Jungkook için sadece arkadaşı olmaktan nefret ediyordu. Onun istediği, Jungkook'un kendisi gibi ona aşık olmasıydı. Çok mu şey istiyordu?