9. BÖLÜM - KAVGA

181 11 1
                                    

"Ne oldu diyorum sana konuşsana be kızım ! " diye çıkıştı Burak.

Ağzımdan tek kelime dahi çıkmıyordu. Arka koltuğa, Eylül'ün kucağında yatmakta olan Başak'a kısa bir bakış attıktan sonra gözümü tekrar sürücü koltuğunda oturan ve ateş püskürmekte olan Burk'a çevirdim. Gaza son hız yüklenirken soran gözlerini üzerimden ayırmadı.

Titreyen ellerime baktım. Hayır ben suçlu değildim . Ben onu uyarmıştım ve yer kaygandı sadece.

Şu an Başak için üzülmüyorum vicdan azabımı hafifletmeye çalışıyordum. Asfaltı ağlatan lastik sesleriyle kendime geldim . O hızdan sonra hastanenin önünde durunca çıkan sesle sadece ben irkilmemiştim anlaşılan, hastane etrafındaki tüm gözler bize çevrilmişti. Burak, Başak'ı kucağına aldığı gibi gözden kayboldu. Ne kadar endişelenmişti. Eğer ben bu acınası halde olmasaydım beni kesin Başak'ına bir şey yaptım diye oracıkta bırakırdı.

Ben öylece arkalarından bakarken Eylül ' ün korkmuş gözlerle beni sarstığını farkettim . "Ya bi cevap ver neler oluyor ! "  "Yeter ! Bana bağırmayı kesin artık benim mi suçum ! " kızın elini iterek " Şimdi defol git Eylül, Başak'ın seni bekliyordur " dedim ve ona fırsat vermeden acilden içeri girdim.

FLASHBACK

Ay masadaki sohbetten çok bunaldım ya . Bahadır la Eylül aynı çocuk gibiler. Ayarlamaya çalışıyorum ama bende kafa namına bişey kalmadı . Lavaboya ilerlemeye başladım loş kafenin koridorlarından geçerek. İçeriye girdim ve soğuk suyu açtım kafamı eğdim ve yüzüme soğuk suyu çarpınca kendime geldim.

Zaten şu birkaç aydır hiç uyuyamıyordum. Her şeyden daha da çok şüphelenmeye başlamıştım . Hayatım dıştan bakan birisi için ne kadar da güzel görünüyordu. Anne ve babasıyla mükemmel bir hayat süren mutlu bir kız.

Oya Hanım ve Ahmet Bey. Anne Babam gibi görünüyorlardı belki ama onlar sadece beni korumaya çalışan insanlardı. Neyden korudukları muamma. O günün şartlarında soğuktan, evsizlikten, sevgisizlikten.. Ama şu an belki gerçeklerden. Gözüm yine aynaya kaydı. Sarı saçlarımı kulağımın arkasına aldım.

İşte  ben her gün, her sabah uyandığım zaman aynada kendime baktığımda alnımdaki küçük izin bırakıldığı günün kalbimi parçalara ayırışını , ruhumun talan edilişini görüyordum. Ben aynada Rüya Atılgan değil kalbi sökülüp eline verilmiş , sevgi nedir bilmeyen , her şeyden nefret eden ve bir gün intikamının büyük olacağını gözleriyle söyleyen küçük bir kız görüyordum .

Gözlerime yaşların akın etmesine izin vermeyerek lavaboya tekrar eğildim . Ama bir kuvvet öyle şiddetle boynumdan tutarak ittirdi ki kafamı musluğun altında buldum. Boşta kalan elimle bu hareketi yapan kişiyi tutup duvara yapıştırmam bir oldu . Bu geri zekalı ne ara buraya gelmişti.

BAŞAK !

" Amacın ne kızım senin ne yapıyorsun burada ? "  bu sefer kendisi beni duvara yasladı eliyle boğazımı sıkarak  "Bana bak Rüya hayatım çok iyi gidiyordu sen geldin Burak'ı elimden almaya çalışıyorsun farkındayım ayağını denk al ! "  

Ne diyor be bu geri zekalı? Nerden çıkardı böyle saçma şeyi ? Yüksek sesle bir kahkaha attım. "Ne diyosun be sen! Burak umrumda değil onu da al hangi cehenneme gidersen git  ve çek şu elini boğazı-"

Başımdan aşağı dökülen buz gibi suyla kendimden geçtim. Başak, elinde kocaman bir şişe ile su döküyordu bana. Pislik.

"Çekmezsem ne olurmuş " diye kahkahalar atıyordu. Bir an o öfkeyle kızı ittirdim ve yer ıslak olduğundan dengesini kaybederek gürültülü bir şekilde yere düştü.

İyiki Varsın AyıcıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin