Kılıçalp bir yaşına basmıştı ve onun için aile arasında yapılan doğum gününün dağınıklığını toplayan Burcu kısa bir duş aldı sonra da kendini yatağa attı. Bir saat önce yatmış olan Yaman da eşinin yatağa süzülüşünü duyunca gözleri kapalı uzandı, karısına sırtından sarılıp kendi göğsüne çekti. Yüzünü mis kokulu saçlara dayadı.
- Yoruldun değil mi?
- Çok değil.
- Sana yarın yapmanı söylemiştim.
- Sorun değil. Bitti nasılsa.
Karısını daha da yakınına çekip boynuna öpücük kondurdu.
- Teşekkür ederim Burcum.
- Ne için?
- Benim olduğun için. Bana bu mutluluğu, huzuru verdiğin için.
Burcu kocasının kolları arasında döndü. Elini onun yanağına dayayarak o gözlerini açıncaya kadar bekledi.
- Ben de teşekkür ederim Yaman. Seninle, oğlumuzla, ailemizle o kadar mutluyum ki her gün yaşadığıma, seninle yaşadığıma şükrediyorum. Ve bunu kaybetmek istemiyorum.
Yaman onu kendine çekti. Yüzünü boynunun altına getirip başına öpücük kondurdu.
- Seni her zaman seveceğim.
- Ben de seni hep seveceğim Yaman.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DİŞİ YILANIM
Maalesef dişi yılanım için olan yazımı yayınlayamadım. Neden bilmiyorum bir türü bölüm yayınlanmadı ben de o kadar yazmışken sizlerin okumadan bir köşede kalmasını istemedim. Bu yüzden buradan paylaşıyorum. Keyifli okumalar.
---------------
Reya Alida Salma toprağının kuytu bir köşesine çekilmiş düşünüyordu. Sevdiği erkeğin hayatını mı zorlaştırıyordu? Sahip olduğu öfke, güvensizlik eşinin topraklarında kabulünü mü engelliyordu? Yoksa nedeni önceki kralı katletmesi miydi? Bilmiyordu. Belki de Titan Halkının arasına karışmayı kabul edemeyişi, eşine ait olan topraklardan uzak kalışıydı hepsine neden. Biliyordu. Kendi toprağına olan sevgisi, emeği büyükken eşinin sahip olduğu krallığa adım daha atmaktan çekiniyordu. Halbuki onların da kraliçeleriydi. Sahip oldukları yeni kralın eşi olarak bir yeri ve görevleri vardı. Şimdiye kadar hiç kabul etmedikleri için eşi daha çok çalışıyor, halkına eşini kabul etmeleri için sebepler bulmaya yöneliyordu. Madem sevmişti, kendi türünden olmayan bir eşi vardı, içinde eşiyle bağ olan yavrusu vardı, silkelenip kendine gelmek zorundaydı. Bu yüzden odasına gitmek için saraya yöneldi.
Titan Kralı Efrend krallığında ki tahtında oturmuş tahta geçtiğinden beri sık sık yaptığı üzere asilleri ile yemek yiyordu. Etrafında olanların kimi ailesi, kanıydı kimi de krallığı ilgilendiren konularda söz sahibi olan yetkili soylulardandı. Her biri ile yakın olma çabasındaydı. Amacı tahta sahip olan bir hükümdardan fazlası olmaktı. Lakin pek de başarılı olamadığının farkındaydı. Çünkü kraliçenin tahtı boştu. Ve her gelen asil krala baktıktan, selamını verdikten sonra diğer köşeye kraliçenin olması gereken yere bakıp yüzlerinde memnuniyetsiz, öfkeli bir ifade ile kendi yerine geçip oturmuştu. Kraliçe hariç herkes uzun dikdörtgen masanın etrafındaki yerini almış, hizmetliler her bir kadehi içkiyle doldurmaya başlamıştı.
Efrend kadehini eline aldı. Yemeğe başlamak için kadehini havaya kaldıracakken kabul salonunun kapısı iki kapı muhafızı tarafından açıldı ve içeriye Yılan Kraliçe süzülerek içeri girdi.
- Geciktiğim için affınıza sığınıyorum.
Sözleri ile ilerledi. Kraliçenin sesi ile soylular ayağa kalktı. Kral ise şaşkınlıktan öylece kalmıştı. Eşi, sevdiği krallığına gelmişti. Hem de ne geliş. Parıldıyordu. Yüzüne sürdükleri, saçlarının her bir dalga ve dalgalar arasında dans eden süsler parıldıyordu. Çok güzeldi. Majestelerini içinde olduğu ana döndüren ve gözlerindeki sabitliği alan şey çok genç olan bir hizmetlinin Yılan Kraliçenin ardından gelen uzun, kalın, güçlü kuyruğunu fark ettiği an yaşadığı korku, şaşkınlık ile elindeki içki dolu küçük fıçıyı yere düşürmesinin ardından gelen parçalanan taş sesi oldu.
- Affedin, affedin majesteleri. Diye kendini yerlere atan genç titan kızı etekleri ile yerdeki içkileri silerken bir yandan da kırık parçaları topluyordu.
Efrend ayağa kalkıp eşine doğru yöneldi. Elini uzatıp kraliçesinin elini tuttu. "Bizi onurlandırdınız kraliçem." Diyerek diğer kolunu uzatıp eşinin beline doladı. Asillerin karşısında durdu.
- Yemeğe henüz başlamamıştık.
Eşinin oturmasını sağladıktan sonra yeniden kendi köşesine doğru yöneldi. Giderken de bir köşeye sinmiş hizmetli kıza baktı. Güldü. Sorun yok der gibi kıza güç verdi.
