yucexx 'e ithafen:):)
"Harry kalk artık ölü gibi yatıyorsun."
Harry, Louis'nin bağırdıkca incelen sesini duyuyor fakat herhangi bir tepki veremiyordu. Bedeni hareket etmeyi reddediyor gibiydi. Acaba ölmüştü de haberi mı yoktu? "Tanrım dün ne içtim ben etkisi hala sürüyor sanırım " diye düşündü içinden.
Daha fazla kafasında ki saçma düşünceler ile oyalanmak istemediğinden ve tabi Louis'nin lanet sesine katlanamadığı için gözlerini zorda olsa açabildi. Fakat keske açmasaydı. Gözlerini açtığı anda başında oluşan ağrı ve etrafın hala dönüyor oluşu onu sonsuz bir uykuya yatmaya zorluyordu.
"Ah siktir... başım."
Hala ayakta dikilmeye devam eden Louis'den bir kıkırdama duyuldu.
"Arka bahçeye hangi ara o şişeleri taşıdın bilmiyorum ama Niall seni odaya taşırken ona söylediğin seyler ile 2 ay boyunca dalga geçebilirim."
Harry elini başına koymuş ağrının geçmesini beklerken Niall'ın ismini duyması ile aniden kafasını kaldırdı ve bu baş ağrısını daha dayanılmaz yapınca acı ile inledi.
Bir dakika... o Niall'a neler demişti?"Sen neyden bahsediyorsun Lou? Ne dedim Niall'a?"
Louis, Harry'nin yanına oturdu.
"Dostum şunu söyleyebilirim ki fena battın. Sürekli Niall'ın gözlerinin güzelliğinden ve dudaklarının dayanılmazlığından bahsettin."
Harry, bir daha beyninden vurulmuş gibi hissetti. Suan kendini çarşaf ile tavana asmak istiyordu. İçince sapıtan yapısından nefret ediyordu. Kim bilir daha neler söylemişti?
Harry başını iki elinin arasına aldı ve derin bir nefes verdi."Haklısın kesinlikle batırmışım.."
Louis ayağı kalkıp Harry'nin kolundan tuttu ve onuda kaldırdı."Ama Niall zeki biri anlayışla karşıladı herşeyi. Hadi simdi git duş al ve aşağı gel."
Tam odadan çıkıyordu ki durdu ve arkasını döndü.
"He bu arada arkadaşım Sally yeni açılan karaoke bar'da çalışmaya başladı ve bizi de bugün davet etti. Niall'a çoktan haber verdim cabuk hazırlansan iyi olur ayyaş herif."
Harry, Louis'nin omzuna vurdu ve homurdandı.
"Kes sesini mankafa. Bir yere gidiyoruz ama bunu bana en son söylüyorsun bazen seni öldürmek istiyorum."
Louis, orta parmağını gösterdiğinde Harry dil çıkararak ona karşılık verdi. Ne güzel anlaşıyorlardı değil mi? Louis, tam odadan çıkıyordu ki Harry onun kıçına bir şaplak attı. Bu Louis'nin en sinir olduğu şeylerden birisiydi. Louis, hızla arkasına döndüğünde ise o çoktan banyoya koşmuş ve kapıyı kilitlemisti. Banyonun dışında ki Louis'nin oldukca yaratıcı küfürlerini dinleyip kahkaha atarken eğleniyordu. Sonunda Louis kapıyı hızla kapatıp küfürlerine aşağıda devam ederken Harry derin bir nefes verip duşa girdi.
Dünkü olaylar aklına gelince suratında ki ifade anında düşmüştü. Düne dair tek hatırladığı eve geldiğinde darmadağın olmus hali ile Louis ve Liam'a çaktırmadan bahçeye yürüttüğü biralardı ve daha sonra silik bir sekilde Niall'ın yanina geldiğini ve söylediği şeyleri hatırlıyordu. Harry, Steve'nin yaptığı şeyden cok Niall'ın o kadar çileden çıkmasına şaşırmıştı. Harry, kendini sıcak suyun altına bıraktı ve düşüncelerden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game Over [n.s]
Fanfiction"Güneşi gözden kaçırdım diye ağlarsan, yıldızları da göremezsin Harry." Bir Narry Storan hikayesidir. ©Tüm hakları saklıdır.