Öpücük

213 22 13
                                    

-Niall'ın ağzından-

"Harry nerde?"

Diye sordum hala kolumu sıkı sıkı tutan Zayn'e. Aslında sinirim geçmiş şuan pişmanlık evresindeydim. Yapmamalıydım, Steve'i dövmemeliydim. Tabi Steve'i düşündüğümden dolayı değildi bu pişmanlık. O, Harry'nin hala deli gibi sevdiği çocuktu ve Harry onu geri kazanmak icin benden yardım istemişken ben çocuğu dövdüm hemde feci bir sekilde Harry'nin gözleri önünde. Şuan kafamı duvarlara vurmamak icin kendimi zor tutuyorum.

"Onlar Liam'ın arabası ile önden gittiler."

Kim bilir Harry ne haldeydi? Hala ağlıyor mudur acaba? Kalbimde küçük bir acı hissettim, giderek büyüdü ve o pişmanlık denen lanet his artık vücudumun her yerinde tıpkı bir zehir gibi akıyordu.

"Ben... Harry'i görmek istiyorum."

Tabi o hala beni görmek istiyorsa...
Zayn, derin bir nefes alıp verdi. O da hala yaşanılan olayın şokunu atlatabilmişe benzemiyordu.

"Uhm Niall... biraz daha burada dursak hem senin hem de Harry için daha iyi olur bence?"

Usulca kafamı salladım ve başımı önüme eğdim. Gözlerim doluyordu ve ben bundan nefret ediyorum. Adımlarımı yavaşlatıp kaldırıma doğru ilerlemeye başladım ve oraya oturdum. Zayn'de beni takip ederek aynısını yaptı.

"Benden nefret eder mi sence?"

O kadar kısık bir sesle sormuştum ki ben bile zor duymuştum. Cevabından deli gibi korksamda Zayn'e baktım. Zayn'de kafasını bana çevirerek kaşlarını kaldırdı.

"Steve'den bahsetmiyoruz değil mi?"

Steve mi? Tanrım! Elimde olsa onu yok ederdim ben. Suratımı burusturduğumda Zayn gülümsedi.

"Tabiki değil. Harry'den bahsediyorum."

Zayn, bana bakmayı kesip önüne döndü ve kırık kaldırım taşlarını incelemeye başladı. Suan dağınık üstümüz başımız ile tam bir ayyaş gibi göründüğümüze eminim.

"Steve bunu hak etmişti Niall. Harry'e yaptığı onca şeyden sonra az bile kaldı hatta. Harry'nin senden nefret etmeyeceğine eminim. O sadece Steve'nin yaptığı şey yüzünden biraz korktu ve tabi seni öyle görünce de. Cidden korkunç görünüyordun dostum! İçinden canavar çıktı."

Zayn kıkırdadığında dayanamayıp bende güldüm.
Steve'nin Harry'e yakınlaşması ve Harry'nin suratında ki o ifade aklıma geldikçe yine sinirleniyordum. Onu zorla öpmeye kalktı.

"Cabuk sinirlenen biri değilim fakat eğer sinirlenirsem küçük bir felakete yol açabiliyorum."

Zayn, abartılı bir sekilde kafa salladı.

"İçinden bir hulk çıktı Ni."

Benim birden yeşil bir canavara dönüşmüş halim gözümün önünde canlanınca daha fazla kendimi tutamayıp kahkaha attım. Zayn'de katılmıştı ki telefonun sesi sokakta yankılandı.

"Efendim?.... Buna emin misiniz?.... Pekala siz öyle diyorsanız.... tamam geliyoruz Lee."

Konuşma boyunca tüm dikkatimi Zayn'in surat ifadesini çözmeye çalışmıştım. Ne oluyordu? Sonunda konuşma bittiğinde heyecan ile atıldım.

"Ne olmuş?"

Zayn, dalgın bir şekilde kafasını kaşıdı.

"Lee gelebileceğimizi söyledi."

Duyduğum şey ile aniden ayağı kalkmam gözlerimin kısa süreli kararmasını sağlasa da umursamadım. Fakat Zayn hala dalgın gözüküyordu.

Game Over [n.s] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin